Edeceksin Çeviri Portekizce
6,935 parallel translation
Az kaldı bana çarpıyordun ve şimdi de kötü sözler mi sarf edeceksin?
Quase me bateu e agora lança-me insultos vergonhosos?
Bana daha az korkmamda yardım edeceksin sanıyordum.
Pensava que deverias ajudar-me a ter menos medo.
Beni buna pişman edeceksin.
Já vi que me vou arrepender disto.
- Beni şikayet mi edeceksin?
- Porquê? Vai denunciar-me? - Não.
- Aletlerini sterilize mi edeceksin?
- Vais esterilizar as ferramentas?
- Tüm bunları nasıl teslim edeceksin?
- Como é que vais entregar isso tudo?
Masumları göz ardı mı edeceksin?
O que são eles? Vítimas aceitáveis?
Bugün ben de onun hayatını kurtarıyorum. Sen de kimseye değer vermiyor olsan bile bana yardım edeceksin. Kendi kızın Julia da buna dahil.
Então, hoje vou salvá-la, e tu vais ajudar, mesmo que não te importes com ninguém, nem mesmo com a tua filha Julia.
İnsanlara tekrar yardım edeceksin, benimle başlayarak.
Voltará a ajudar os outros, a começar por mim.
Prodüksiyonu hemen kapatıp İsrail'i terk edeceksin.
Vai acabar com a produção e deixar Israel imediatamente.
Bu klonlama işlemi sayesinde, Emily, sonsuza dek yaşamayı ümit edeceksin.
Através desse processo de clonagem, Emily, vais viver para sempre.
Sana durmanı söyleyene kadar o sürtüğü sikmeye devam edeceksin.
Continua a comer a gaja até eu te mandar parar.
Hayır, devam ettim yoluma. Sen de edeceksin.
- Não, eu segui em frente.
Aldığın her ısırıkta, Seville sokaklarında olduğuna yemin edeceksin.
A cada mordida, vai jurar que está nas ruas de Sevilha.
Tecrübe edinecek en iyi şekilde en romantik şehri tecrübe edeceksin.
Você vai experimentar a cidade mais romântica do mundo na melhor maneira que é possível experimentar.
- Gerçekten mi? Takas mı edeceksin? Kabul.
- A sério, queres trocar?
O nu alınca, hemen bu ülkeyi terk edeceksin, ve senden bir haber almak istemiyorum.
Quando a tiveres, sais do país imediatamente e não voltas.
Üvey babamı yok edeceksin. Ne? Neden?
Vais fazer desaparecer o meu padrasto.
Onu kaçırmamıza yardım edeceksin.
Vais ajudar-nos a soltá-la.
Dünyayı kurtarmaya yardım edeceksin.
Tu vais ajudar a salvar o mundo.
Sonra da Noah Bennet'i bulup bebeğin yerini söylemesi için ikna edeceksin.
E depois irás encontrar o Noah Bennet e encorajá-lo... a contar-te onde está o bebé.
Bana yok etmem için yardım edeceksin.
E vais ajudar a destruí-lo.
Demek bizi böyle yok edeceksin.
É assim que nos destróis!
Sen de bu konuda bana yardım edeceksin.
É exactamente isso que vais ajudar a fazer.
Cevap vermeyi ret mi edeceksin?
Vais recusar-te a responder?
Bana Bay Hapishane Memuru diye hitap edeceksin.
Trata-me por "Sr. Guarda Prisional".
Sana yardım edebilirim, Maria, ama önce sen bana yardım edeceksin.
Posso ajudar-te, Maria, mas antes, tens de me ajudar.
Dayanması için bize yardım edeceksin.
Por isso, tens de nos ajudar para que se aguente.
Ve biliyorum kapıyı tamir etmek zaman alabilir ama bir gün inanıyorum tamir edeceksin ve eminim muhteşem olacaktır.
E sei que arranjar a porta pode demorar, mas acredito que um dia vais arranjá-la e a porta vai ficar magnífica.
O vakit her şeyi heba edeceksin.
Então vais desperdiçar tudo.
- Neyi feda edeceksin?
Então o que vai ser?
Sarı yıldız aldığında bana teşekkür edeceksin.
Vais agradecer-me, quando ela estiver no quadro de mérito.
- Bayan McCready'ye de aynısını yapmasını mı tavsiye edeceksin?
E que vão aconselhar a Menina McCready a fazer o mesmo.
Şimdi de bana deli doktorluğu mu edeceksin?
Agora vai analisar-me?
İstediğini elde edeceksin.
Você terá o que deseja.
Eminim istediğin her şeyi elde edeceksin.
Sei que vais conseguir tudo o que queres.
Edeceksin ise Peki,, bu konuda bir şeyler yapmak neden bunu acele ve yapmıyoruz?
Bem, se vais fazer algo quanto a isso, porque não te despachas e o fazes?
İlk bulan sen olursan onları Helena ile takas mı edeceksin?
Estás a pensar encontrá-las primeiro e trocar a Helena por elas?
Sen de yardım edeceksin.
- E vai ajudar-me.
Yani eğer şehirde dolaşıp büyük ağzımı açıp sizin mutfağınızda bir şeyler döndüğünü söylememi istemiyorsan, sana ihtiyacım olduğunda bana güzelce yardım edeceksin.
Portanto, a não ser que queiras que eu espalhe por aí que algo cheira mal para os vossos lados, vais cumprir esse favor. - A Sylvia não disse nada, pois não?
Çünkü daha sonra her şeyi elde edeceksin. Değil mi?
Porque dessa forma conseguirá ter tudo... não é verdade?
Sen bana istediğim şeyde yardım edeceksin ben de sana hayatının en büyük hikayesini vereceğim.
Você ajuda-me a conseguir aquilo que eu quero, e eu dar-lhe-ei a melhor história da sua vida.
Geno, sen burada kalıp, bizi idare edeceksin.
- Geno, ficas aqui a dar cobertura.
Sadece ilerlemeye devam edeceksin.
Temos de continuar a seguir em frente.
Sözümü tutacağım. Sana verdiğim sözü tutacağım sonra sen de bana yardım edeceksin.
Eu cumpro a minha promessa, a promessa que lhe fiz e você ajuda-me.
- Edersin ve edeceksin de.
- Consegues, sim. E vais continuar.
Ölen seksi bir adamın son isteğini gerçekten red mi edeceksin?
Vais mesmo negar o último pedido de um moribundo sexy?
Ama çıkmak için hazır değil cehennem gibi eminim John, ben burada bir şey üzerinde on-size satmak için çalışıyorum değilim. Onu bulmak Biz edeceksin.
John, não estou a tentar vender-lhe nada aqui mas tenho a certeza que não vou desistir.
Bize bulduğunu gösterecek misin yoksa hariçten gazel okumaya devam mı edeceksin?
Então, vai mostrar-nos o que encontrou ou vai ficar aqui a falar sobre isso?
Normalden daha çok örnekleyici elde edeceksin, bu nedenle baskıya devam et.
Vocês terão mais perguntas que o habitual. Então, mantenha a pressão.
Ne halt edeceksin görelim bakalım.
Vamos ver do que és feito.