English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Elbiseler

Elbiseler Çeviri Portekizce

882 parallel translation
Elbiseler şurada!
"O fato está ali!"
Umarım saygısızlık olarak düşünmezsiniz... ama belki de yeni elbiseler alırsanız... daha iyi yaşayabilirsiniz.
Sabe, sei que não me achará impertinente, mas talvez se divertisse mais... se comprasse roupas novas.
Niye Paris modası elbiseler istediğini şimdi anlamaya başladım.
Já vou começo a entender por que querias vestidos de Paris.
Elbiseler oldukça bir kadını elde etme şansı vardır.
Enquanto existam roupas, há esperança com uma mulher.
- Belki yeni elbiseler iyi gelir.
- Talvez uma nova ligadura ajude.
Dan, elbiseler bende kalsın isterdim... ama sana maaşımdan ödeyemem çünkü... yapmak istediğim bir şey var da.
Dan, gostava de ficar com elas, mas não posso pagar ainda porque... há uma coisa que queria fazer.
Kısalan sadece elbiseler mi?
Só há vestidos curtos.
- Yeni elbiseler alip istifa edecegim.
- Despedir-me bem vestido.
Onlar böyle ucuz elbiseler için çalismaz. Yeter artik.
Uma senhora näo trabalharia para estes tipos.
Eski Rusya'da benim gibi insanların... dekolte elbiseler giymesi çok utanç verici bir şeydi.
Seria muito embaraçoso que pessoas como eu... usassem vestidos decotados na velha Rússia.
Yani günün farklı zamanlarında farklı elbiseler mi giyiliyor?
Queres dizer que vestem algo diferente em cada altura do dia?
Ben de böyle elbiseler giyeceğim.
É este o tipo de vestidos que irei ter.
Niçin böyle ipek elbiseler giydin?
Porque é que estás com um vestido de seda?
- Bu elbiseler bu yoldan gelmek için fazla iyi.
Sim. É um carreiro difícil a pé com esses trajes.
İndiğimiz an dairene gidip kuru elbiseler alalım.
Quando chegarmos vamos ao teu apartamento... e vestimos roupas secas.
Yıldızlar güzel elbiseler gönderir, karşılıksız.
As estrelas mandam lindos vestidos.
Takım elbiseler erkeklere benzer.
Os fatos são como os homens.
Mutluluğun gösterişli bir ev, güzel elbiseler ve zengin sevgililer olduğunu mu sanıyorsun?
Tinha a esperança que pudesses mudar... Agora, vejo que estava enganado.
Kendine yeni elbiseler alman lazım.
- Tens é de renovar o teu guarda-roupa.
Galiba beni yanıltan üstündeki elbiseler oldu.
As tuas roupas enganaram-me.
Vals yapmayı, güzel konuşmayı ve güzel elbiseler giymeyi öğreneceksin.
Vais aprender a dançar Valsa a conversar... vais ter bonitos vestidos.
- Elbiseler kuru.
Estão secas.
İyi maaş alacaksın ve böylece kendine güzel elbiseler alabilirsin.
Receberás um bom salário para comprares roupas bonitas.
Rüzgar, haftanın yedi günü sarayın üzerinde eser, bu sebeple, eğer geleceksen, beraberinde sıcak tutacak elbiseler getir.
O vento no palácio sopra sete dias por semana, Portanto traga roupas quentes consigo.
Eski elbiseler ve kırık dökük bir araba alıp, kendim 66. yola çıktım.
Comprei roupa velha e um chasso e fui fazer a Route 66.
Memur Peters, demek ki kanlı kısımlar hariç, elbiseler kuruydu.
Portanto, tirando o sangue, as roupas estavam secas.
Güzel elbiseler dikmiştir. Çünkü anne olacak her kadın bunu yapar.
Faz-lhe roupas lindas, em tricot e outras coisas.
Elbette öyle,... benimle evlendin çünkü,... benim, evde güzel elbiseler giyeceğimi,... modaya uygun kıyafetlerle,... kullanacağın insanları etkileyeceğimi düşündün.
Claro que não, casou-se comigo porque achava que eu era boa para cuidar desta casa, vestir roupas elegantes e impressionar pessoas, que lhe interessam.
Ve harika elbiseler giymiş kadınların resimlerine bakıp belki bir gün ben de gelirim diye hayal eder...
E depois olhava para as fotografias das mulheres com roupas lindas e sonhava que talvez um dia...
- Bu elbiseler çok güzel ama...
- Estes vestidos são lindos, mas...
Artık şık elbiseler olmayacak.
Nada de vestidos todos janotas.
Siz böyle paçavralar değil güzel elbiseler giymek için yaratılmış bir şehir kızısınız...
És uma rapariga da cidade, feita para vestir roupas bonitas, não esses trapos.
Böyle rengarenk elbiseler giymek çok hoştur.
Que bonitos esses vestidos às cores.
İlk önce bir yüzük aldım, sonra ev baktık, daha sonra da elbiseler satın aldık.
Comprei um anel, depois, vimos casas e comprámos roupa.
Bütün yapman gereken eski elbiseler giyip benim gibi bayağılaşman.
Só tem de vestir umas roupas velhas e ficar com um ar comum como eu.
Yepyeni elbiseler alıp şehrin en güzel kızı olacağım.
Comprarei um enxoval novo e ficarei muito elegante.
Tina şal istemiyor. Tina elbiseler istiyor.
Tina quer um chai, vestidos.
Ram Singh kandilleri getirdi ve biz onları siz gelmeden önce yakacağız. Sonra bahçede dondurma yiyip havai fişek atacağız, yeni elbiseler giyeceğiz, dans edeceğiz ve annem bize altın ve gümüş taçlar takacak.
0 Ram Singh comprou as lamparinas, acendemo-las antes de chegarem, e depois temos gelados e fogo-de-artificio, pomos os vestidos novos, dançamos e a mãe faz-nos coroas douradas e prateadas.
Artık güzel elbiseler alabilirim.
Agora me posso comprar roupa nova.
Sevimli arkadaşlarınla tanışırken giymek için, şık elbiseler aldım.
Comprei umas roupas bonitas para conhecer os teus amigos.
Güzel elbiseler aldım ve onları giyeceğim!
Comprei roupas bonitas e vou usá-las.
Elbiseler benim en büyük ihtirasımdır!
Adoro roupas.
Elbiseler, seyahatler, pahalı eğlenceler...
Roupas, viagens, diversão! Qual o problema?
Ama şu elbiseler, silah ve her şey...
Mas essas roupas, a arma e tudo o mais...
Ben çalışmam, evde çocuklara bakarım. Güzel elbiseler dikerim.
eu não trabalharei, Eu ficarei com as crianças, eu terei roupas bonitas.
Sendika aidatlarınızla ve toplanan haraçlarla... 150 dolarlık takım elbiseler, elmas yüzükler alanlar için ne hisseder?
Que é que ele acha dos que vestem fatos de $ 150... e usam anéis de diamantes com o vosso dinheiro?
Ayakkabılar, elbiseler, gerekli olan herşey.
Sapatos, vestidos, tudo.
Güzel elbiseler bana yakışır!
Se é para os acabamentos, está bem...
- Elbiseler mi?
- A roupa?
ELBİSELER
M. Arnos VESTES
Yeni elbiseler.
E em roupa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]