Emir aldım Çeviri Portekizce
386 parallel translation
- Senden gereğinden fazla emir aldım.
- Já aceitei as tuas ordens muito tempo.
Piyanoyu götürmek için emir aldım.
Devia levar este piano.
Tam seni görebilecekken emir aldım.
Assim que tenho hipótese de a ver, recebo ordens.
Öyle emir aldım.
Tenho as minhas ordens.
Bugün senden yeterince emir aldım, artık almayacağım.
Não aceito ordens de ti como fiz hoje.
Ama emir aldım.
Mas tenho as minhas ordens.
- Ben emir aldım!
- Tenho ordens a cumprir!
Efendim, Emir aldım ve bu emirleri uygulamalıyım.
Eu tenho as minhas ordens, e essas ordens serão executadas.
Senin için özel bir emir aldım.
Tenho uma missão para ti.
Şikayet eden herkesi bildirmek üzere Kumandandan emir aldım!
Tenho ordens do Kommandant para entregar quem se queixar!
Saat geç oldu. Bir emir aldım, geçiremem!
Já é tarde, tenho ordens para não deixar ninguém entrar.
Sizleri buradan götürmek için emir aldım. Böyle bir yetkim var.
Tenho autoridade para mandá-los embora, sabia?
Merkeze çağrıldığımı bildiren bir emir aldım.
é o que tenho recebido... uma chamada da Chefia.
Karşılıklı konuşmak için ısrar etti. Akiva ve Ari Ben Canaan'dan emir aldım. İstediğin an bizi görebilir.
Ele insistiu em falar consigo, e tenho ordens... de Akiva de que Ari pode nos ver quando quiser.
İzin verirseniz, Sam ile tanışmak için emir aldım. Haydi.
Bem, se me dão licença, tenho ordens para me encontrar com o Sam.
Paris'ten emir aldım. Ben sadece mesajı iletiyorum sana.
- Recebi ordem de Paris.
General Sheridan'dan emir aldım, efendim.
As minhas ordens vem do General Sheridan, senhor.
Seni Kral Herod'a götürmek için emir aldım.
Tenho ordens para levar-te a Herodes.
Ben de seni Tanrı'ya götürmek için emir aldım kafir.
Eu tenho ordens para levar-te a Deus, pagão.
Emir aldım. Sizi bu akşam Bremerhaven'a götüreceğim. Orada görevinizi kabul edeceksiniz.
Tenho as minhas ordens para acompanhá-lo, pessoalmente, a Bremerhaven, esta noite onde aceitará a sua comissão.
Seni öldürmem için emir aldım Paul Louis Broum.
Tenho ordens de matá-lo. .. Paul Louis Broum.
Bu domuzları Almanya'ya göndermek için emir aldım.
Tenho ordens para enviar esses porcos para a Alemanha.
Profesör, kimseyi aşağıya indirmeme konusunda emir aldım.
Professor, não autorizam ninguém lá em baixo.
Ve şunu hatırlatabilir miyim gördüğümüz her dalga yayan gezegenin incelenmesi için emir aldım.
E eu recordo-lhe que tenho ordens para investigar todos os quasares que encontrar.
Bu koloniyi boşaltmak için emir aldım.
Recebi ordens do Comando para evacuar todo o pessoal desta colónia.
Emir aldım.
Tenho as minhas ordens.
Seni memnun etmek için emir aldım.
Tenho ordens para te agradar.
Görev için buraya gelmemi söyleyen bir emir aldım.
Recebi uma ordem para me apresentar cá em serviço. Acredito.
Çalıştım, emir aldım, bir yere gitmedim.
Só trabalhei e recebi ondens,... nunca fui a lado nenhum.
Emir aldım 007.
Tenho as minhas ordens, 007.
Emir aldım.
Cumprir ordens.
Hayır, ne kadar ciddi bilemiyorum yarın, Verdun'da Bedell Smith ile buluşmak için emir aldım.
Não, não sei se é grave, mas o Ike quer que nos encontremos com o Bedell Smith amanhã, em Verdun.
Sizdeki mahkûmları teslim almak için yetkilendirildiğime dair bir emir aldım.
Recebi ordem para encarregar-me de seus prisioneiros.
Onlar için yasal bir emir aldım.
Tenho uma ordem legal.
Bana bir çekirgeden emir aldığını mı söylüyorsun?
Queres dizer que obedeces a um gafanhoto?
Emir aldık, anladın mı?
Não podem...
Mrs. Lowe, Mr. Lane, aldığım emir Twin Buttes'in çevresini temizlemektir.
Sra. Lowe, Sr. Lane, as minhas ordens são para patrulhar até Twin Buttes.
Ve aldığım emir parayı toplamak.
E as ordens que eu tenho é receber a massa.
Michael Corleone'den direkt emir aldınız mı?
Recebeu alguma vez uma ordem directa dessas de Michael Corleone?
- Emir aldım.
- Estou cumprindo ordens.
Emir aldık albayım.
Temos ordens, Coronel.
Grup liderinizle görüşmek için emir aldım.
Suponho que pode sempre tentar. que devo transmitir ao líder do grupo.
Ben emir aldım...
Tenho uma ordem assinada pelo governador.
Ama bana da emir verenler var. Ve şimdi aldığım emirleri yerine getirmek için biçilmis kaftansın.
No entanto, eu também recebo ordens, e recebi uma que lhe assenta que nem uma luva.
Aldığımız emir sorguya çekip infaz etme yolunda.
A ordem é interrogar e executar.
Hava Kuvvetleri bu mıntıkadaki her köprüyü havaya uçurmak üzere benden emir aldı.
A força aérea tem ordens minhas pra rebentar com tudo quanto é ponte neste sector!
Ancak bu yasal bir eylem, adamlarım kadınları vurmamak üzere kesin emir aldılar.
No entanto, isto é uma acção legal, e os homens têm ordens claras para não matarem as mulheres.
Emir aldığımda "Emredersiniz." deyip en iyisini yapmaya çalışırım.
Quando me dão uma ordem, obedeço e faço tudo para cumpri-la.
Günbatımından şafağa kadar Amerikan ordusunun prestijini korumak için kesin emir aldık.
Temos de entrar depois do anoitecer e sair antes da manhã. Para proteger o prestígio e a reputação do Exército dos EUA.
Bilmiyorum. Tek bildiğim, hademeyi öldürdükleri ve onları bulmak için emir aldığım.
Só sei que mataram o ordenança e tenho ordens para os encontrar.
Benim aldığım emir, Moskova'daki Merkez Komite tarafından verildi yoldaş.
Minhas ordens são de Moscou.