Etrafımda Çeviri Portekizce
959 parallel translation
100 mil etrafımda 3-4 aile olmaya başladı mı çok kalabalık hissetmeye başlıyorum.
E quando tenho tres ou quatro familias perto de mím começo a ficar nervoso.
Sanki, etrafımda dolaştıklarını hisseder gibiyim!
Tenho a sensação de que eles estão a pairar mesmo por cima de mim!
Ve etrafımda sen yokken bunu daha iyi yaparım.
E o farei melhor se você não estiver lá.
Etrafımda şöyle bir dön.
Caminha à minha volta.
Haydi etrafımda dön, biraz açıktan.
Vá, caminha à minha volta, faz um círculo.
Bunu dileyip, gözlerimi kapayarak üç defa etrafımda dönmüştüm.
- Fechei os olhos e girei três vezes.
Hiçbirinizi etrafımda istemiyorum.
E, de futuro, não venham também.
Onlar etrafımda dolanıp bana birşeyler soruyorlar.
Têm andado a rondar de novo a fazer perguntas.
Problem varken sen hep etrafımda oluyorsun.
Estás sempre por perto quando há problemas.
Benim etrafımda dört dönüyordun, hatırlasana
Andavas à deriva até deparares comigo.
Etrafımda binlerce Lorelei Lee görünce ne hissediyorum sence?
Çomo achas que me sinto rodeado por milhares de Lorelei?
Sonra etrafımda bir kalabalık toplanmaya başlıyor.
E, depois, uma multidão de carantonhas começaram a juntar-se.
Biri burada. İkisi burada. Kamikazeler gibi etrafımda dolandılar.
Um aqui, dois aqui, e passavam zunindo como camicases.
Gelecek sezon, sırf benim etrafımda bir Broadway revüsü kuruyor.
Cria uma nova revista para mim, para a próxima temporada, na Broadway.
Pekala şimdi etrafımda toplanın.
Muito bem, todos aqui agora.
Sana, etrafımda insanların bulunmasına yeni yeni alışmağa başlıyorum.
Estou a habituar-me à tua presença, a viver rodeada de gente.
Ona sıcaklık da duyuyorum fakat anlayamaz onun ilgi duyduğu hiçbir şey benim ilgimi çekemez çünkü benim etrafımda bir duvar var.
Gostaria de avisá-lo... mas ele não entenderia... que não posso sentir nada pelo qual ele se interesse... porque estou cercada por um muro.
Özel kuvvetlerim etrafımda çelikten bir duvar oluşturdu.
Estou rodeado de uma força de ferro, a oprichnina.
Bir şey daha... Akademik başarı timsali kişileri... etrafımda görmek istemiyorum artık.
E mais uma coisa, não quero ver mais aqui... a cara desse Phi Beta Kappa.
Anneke. Babam, etrafımda bu kadar oğlanın pervane olmasından endişelenirdi.
Meu pai ficava preocupado com tantos rapazes por perto.
Etrafımda dönüp durmaya devam etmenizi istemiyorum.
Tem que parar de me perseguir.
Etrafımda birşeyler dönerken gözlerimi kapatmamı nasıl istersin benden.
la andar por aqui aos encontrões, se tentasse dar uma volta de olhos fechados.
Abe ve diğerleri etrafımda Apache'ler gibi çığlık atarak, kanyonda hepsini yere serene kadar ateş ettiler.
À minha volta, o Abe e os restantes gritavam como se fossem apaches a disparar para um desfiladeiro, até que não houvesse mais ninguém a quem disparar.
Önce kolu çok az ileri ittim. Laboratuvar etrafımda belirsizleşti.
Primeiramente, carreguei na alavanca para a frente, ligeiramente e o laboratório começou a desaparecer, à minha volta.
Gözüme güneş gelene kadar etrafımda döneceğini söylediler.
Bem me disseram-me que ias tentar pôr-me de frente para o sol.
Ev, etrafımda yavaş yavaş dökülüyor.
A casa está a desmoronar-se à minha volta.
Etrafımda dönmeyi bırakın.
Parem de me rodear.
Etrafımda beni isteyen sürüyle erkek var.
Sempre tive homens a quererem-me dessa maneira.
Hep erkek çocuklar oldu etrafımda.
Estive sempre rodeada por rapazes toda a vida.
Filme alındığım için ya da etrafımda teknik ekip var diye şaklabanlık yaptığımı zannediyorsunuz.
Acha que estou a ser engraçado porque estou a ser filmado ou porque há técnicos à minha volta.
Hep senin iyi bir yaşamın olmasını istedim. Bana, etrafımda koşuşturan torunlar vermeni istedim.
Sempre pensei que assentasses... e me desses uma ninhada de netos para me regalar.
Etrafımda uzaylı bir şeyin zihnime girmesine izin verdim.
Durante anos, deixei que um alienígena entrasse em mim, na minha mente.
Bunu ödül savaşlarında restoranlarda, sinemada hep etrafımda hissedebiliyorum.
Sinto-o no ar quando saio em público... num restaurante, no cinema ou numa luta de boxe.
# Etrafımda parladığını görüp diyeceğim ki
Vejo-a a brilhar À minha volta e digo
Etrafımda toplanıyorlar, iyi bir sebepten dolayı.
Acorrerão à minha causa e por uma boa razão.
- Etrafımda... Çiçek!
Ao meu redor... eu serei a flor!
Tenimde taze havayı hissetmek istiyorum... Etrafımda insanları hissetmek istiyorum.
Sentir o ar fresco em minha pele... quero estar com outros.
Hayatım boyunca etrafımda bu adi davranışla yaşadım.
Passei a vida a assistir a essas atitudes desprezíveis.
Her nasılsa etrafımda. Sanki ( kaynağı ) tam olarak içimde değil de çok uzakta bir yerdeymiş gibi.
É como se ao redor... como se ocorresse não só dentro de mim, a não ser muito mais longe.
Etrafımda ölü insanlar istemiyorum.
Não quero mortos aqui.
" Zamparalar her an etrafımda
" Os galifões não param de me assediar
Tanıdığım dostlarım, toplama kampı kurbanları öleli çok oluyor... ve etrafımda yalnızca cellatlar var.
Os amigos que conheci, as vítimas do campo, já morreram há muito... e só os perseguidores ainda estão á minha volta.
Ama ben etrafımda, dokunup hissedebildiğim... bir dünya görüyorum.
Mas a minha volta vejo um mundo, que posso tocar, sentir.
Etrafımda 7 bin lanet olası polis var.
Com 7.000 chuis à mina volta?
Kendime gelip etrafıma baktığımda...
Quando voltei a mim e olhei em meu redor...
Onu öldürebilirim. Etrafımda bu kadar şiddet olduktan sonra?
Eu, tenho de matá-lo quando ao meu redor existe tal talento para a violência?
Sevgili dostum, keşke yapabilsem! Ama etrafımda bir sürü engel var!
Querido amigo, se eu pudesse!
Etrafımda turladığı zamanları saydım.
- De facto!
Çocuklar rıhtımda onun etrafında kalabalıklar oluştururdu. Düğümlenmiş iplerle oynarken onlara ilginç masallar anlatırdı.
As crianças encontram-no ainda hoje, sentado nos degraus do porto... brincando com cordas e contando curiosas lendas.
Merkezi bir çekirdek etrafında toplanmış beş seviyeden oluşuyor. En alt kısımda güç kaynağımız yer almakta.
Todos eles subterrâneos, agrupados em redor de uma central de serviços, no fundo da qual está a nossa fonte de energia.
Ama kimi zaman etrafıma baktığımda ve bu kadar kaybı gördüğüm zaman bu kadar yıkım ve bu kadar üzüntü varken bir şeyler bana sesleniyor hayatı hissedebilme yeterliliğimizi kaybettiğimizi söylüyor.
Por vezes, quando olho à minha volta e vejo tanta coisa que falta, tanto que está destruido e também tanta tristeza, algo me diz que perdemos, com essas coisas, a nossa capacidade de sentir a vida.