Gidip onunla konuşacağım Çeviri Portekizce
113 parallel translation
Gidip onunla konuşacağım.
Vou falar com ela e acabar com isto.
Kızımla birlikte gidip onunla konuşacağım.
Vou pedir à minha filha que me leve Iá para falar com ele.
Gidip onunla konuşacağım.
Irei falar com ela.
Sanırım oraya gidip onunla konuşacağım.
Bem, penso que vou lá falar com ela.
- Gidip onunla konuşacağım.
- Vou ter outra conversa com ela.
Hemen gidip onunla konuşacağım.
Vou falar já com ele.
Gidip onunla konuşacağım.
Aaron não é melhor que nós.
Yine de, gidip onunla konuşacağım.
Seja como for, irei ter com ele.
- Hayır, gidip onunla konuşacağım.
- Não, vou falar com ela.
Gidip onunla konuşacağım.
Vou lá dentro dizer-lhe das boas.
Burada kal. Gidip onunla konuşacağım.
Fica aqui, eu falarei com eles.
O halde, gidip onunla konuşacağım.
- Então vá falar com ele.
- Bak dostum, oraya gidip onunla konuşacağım. - Hayır, hayır.
As pessoas sabem que ele não pode pagá-Io.
Vampirlerin nerede olduğunu bilmiyoruz. Gidip onunla konuşacağım...
Não sabemos onde estão os da irmandade.
Gidip onunla konuşacağım.
Vou falar com ele.
Ve seni suçluyor. Eve gidip onunla konuşacağım.
Então, culpa-te a ti.
- Gidip onunla konuşacağım. - Hayır.
- Acho que vou falar com ela.
Gidip onunla konuşacağım.
Vou falar com ela.
Oraya gidip onunla konuşacağım.
Vou até lá falar com ele.
Olga'ya ve torunuma yardım edebilecek tek kişi Eugenie ise gidip onunla konuşacağım.
E se Eugenie fôr a única pessoa que pode ajudar Olga... ou a minha neta, eu falarei com ela.
Gidip onunla konuşacağım.
Vou e converso com ela, ok?
Hemen gidip onunla konuşacağım.
Vou falar com ele agora mesmo.
- Gidip onunla konuşacağım.
- Eu vou falar com ele. - Não, não vás. - Não vou?
Mm, gidip onunla konuşacağım.
Eu vou falar com ela.
Gidip onunla konuşacağım.
- Vou falar com ele.
Hemen gidip onunla konuşacağım.
Vou falar com ela agora mesmo.
Gidip onunla konuşacağım.
Eu vou falar com ele.
Üzülme. Gidip onunla konuşacağım.
- Não te preocupes, eu falo com ele.
Gidip onunla konuşacağım.
- Não te preocupes.
Gidip onunla konuşacağım.
- Eu falo com ele.
Şimdi gidip onunla konuşacağım.
Eu ia falar com ele de qualquer das maneiras.
Biliyor musun? Gidip onunla konuşacağım. El sallama için özür dileyeceğim.
Sabes, eu vou falar com ela e pedir-lhe desculpa.
Gidip onunla konuşacağım.
Eu vou falar com ela.
Oraya gidip onunla konuşacağım.
Vou até ao restaurante falar com ele.
- Gidip onunla konuşacağım.
- E queres saber? Vou falar com ele.
Gidip onunla konuşacağım.
Eu vou lá falar com ele.
- Evet. Gidip onunla konuşacağım.
Eu vou falar com ela.
- Gidip onunla konuşacağım.
Jeff Foxworthy?
- Evet, elbette dinliyorum, Blair. Charles'ı görmeye gidip onunla konuşacağım.
- Sim, claro, Blair, vou ter com o Charles e falo com ele.
Gidip onunla konuşacağım, çünkü bu çok saçma
Vou falar com ela agora mesmo, porque isto é ridículo.
- Gidip konuşacağım onunla.
Vou lá falar com ela.
Şimdi arabadan çıkıp... yanına gidip onunla yüz yüze konuşacağım.
- Vou sair do carro... e ir lá falar com ele cara a cara.
- Yanına gidip, onunla konuşacağım. Tuvalete gittiğinde.
Encontro-a casualmente e falo com ela.
Şimdi gidip onunla konuşacağım.
Agora eu vou falar com ela.
- Gidip onunla biraz konuşacağım. - Tamam.
Vou lá falar com ela um bocadinho, está bem?
Ben onun evine gidip, onunla konuşacağım, tamam mı?
Vou a casa dela e conversar sobre isso, ok? Ok, avó.
- İçeri gidip onunla konuşacağım.
Ok, eu vou entrar.
Gidip onunla konuşacağım.
Vou falar com ela. Posso perguntar-lhe porquê?
LAPD şimdi onunla ilgileniyor, ama ben de gidip tanık koruma ile ilgili onunla konuşacağım.
David Sinclair. - Prazer.
Gidip onunla biraz konuşacağım.
Vou lá ter uma conversa com ela.
İşleri bittiğinde gidip onunla tekrar konuşacağım.
Quando acabar, vou até lá para falar com ele outra vez.