Gidip alayım Çeviri Portekizce
648 parallel translation
Kızı gidip alayım.
Farei que subida.
Evet haklısın. Gidip alayım. Hmm.
- Está bem, eu vou comprar.
İyi ki valizimi açmamışım. Gidip alayım.
Ainda bem que não desfiz a mala.
O domuz pastırmasından kalanları gidip alayım ve inceleteyim.
Vou pegar o que sobrou desse presunto e mandá-lo analisar.
- Gidip alayım. Amerikalılar çok tuhaf.
Estes Americanos são demais.
- Teşekkürler, gidip alayım.
- Obrigada. irei buscar. - Eu trouxe.
Gidip alayım.
Irei comprar.
- Evde kibrit yok, gidip alayım.
- Irei comprar.
Gidip alayım.
Vou buscá-las.
İstersen ben gidip alayım.
Eu posso ir buscá-lo para ti.
- Gidip alayım.
- Vou buscar.
Gidip alayım onu.
É melhor ir buscá-Io.
Sen dur. Ben bir koşuda markete gidip alayım, olur mu?
Sê um querido e vai-me comprar um à loja, sim?
- Para arabada. Gidip alayım.
Tenho o dinheiro no carro, vou buscá-lo.
Ben gidip alayım, yoksa burada çok bekleriz.
Vou buscá-lo agora, senão ficaremos aqui séculos.
Merkeze gidip aşağı inmek için izin alayım.
Vou á central pedir autorização para descer.
Ben gidip bir reçete daha alayım.
Vou á procura de outra receita.
Peki o zaman, gidip dondurmalı gazoz alayım bari.
Muito bem, vou buscar um batido.
- Hayır, ama gidip bir manto alayım.
- Não, só vou buscar o meu casaco.
Gidip şapkamla montumu alayım.
Vou, buscar o chapéu e o casaco.
Eve gidip Laboratuvarımdan eşyalarımı alayım.
Tenho de ir a casa e trazer algumas coisas do laboratório.
- Gidip tabağımı alayım.
- Vou buscar o meu almoco.
Gidip eşyalarımı alayım Mark.
Vou só buscar as minhas coisas, Mark.
Gidip silahımı alayım.
Vou pegar a minha espingarda.
Gidip duşumu alayım.
Vou só tomar uma chuveirada.
Gidip eşyaları alayım.
Vou descer e escolher um bem gordo.
Sözgelimi yarın, gidip, birazcık o şeyden alayım, ha?
Supõe que amanhã, eu saio e arranjo alguma coisa, hein?
Burada bekleyin. Gidip anahtarları alayım.
Espere aqui enquanto pego as chaves
Ben gidip dergi alayım.
E se eu comprar umas revistas?
Gidip bir bilet alayım hemen, 10 tane!
vou comprar uma papeleta, dois, três, dez!
Gidip eşyalarımı alayım.
Vou buscar as minhas coisas.
Gidip bir mendil alayım.
Espera, vou buscar um guardanapo.
Dükkanlar kapanmadan gidip birşeyler alayım.
Vou às compras, antes que fechem as lojas. Queres que vá contigo?
Sen nöbeti devral, yaşlı beygir, gidip bir şişe daha alayım.
Aguenta o forte, velho cavalo, enquanto vou buscar outra garrafa.
Yaklaşık 80 yaşlarındaydı ve şaşkınlık içindeydi. Bize, "gidip bir şeyler alayım" dedi ve döndüğünde başında bir şapkası vardı!
Devia ter cerca de 80 anos e estava completamente à nora e disse : "Vou buscar algo a casa" e quando saiu, trazia um chapéu.
Hayır, lokantayı sizin seçmenizi istiyorum ben de gidip çeki alayım.
Não, quero que escolha o restaurante e eu pago a conta.
Buz yok. Gidip mutfaktan alayım.
Vou buscar o gelo à cozina.
Gidip şu testleri alayım.
Vou buscar os testes.
Ambulansla gidip yaralıları alayım mı?
Levo uma ambulância para ir buscá-los?
Bana en iyi filolarından birkaçını ver.. .. ve gidip o yakıt merkezini kendim alayım.
Só preciso que me dês um par das tuas melhores esquadras, e eu próprio trato do depósito de combustível.
En iyisi gidip silahı alayım.
É melhor ir buscar a arma.
Gidip birşeyler alayım mı?
Quer que eu saia e traga algo?
- Gidip bıçak alayım.
- Vou ter que ir buscar uma faca. - Bem, despacha-te, OK?
Siz buradan istediğinizi seçerken, ben de gidip dondurma alayım.
Tu escolhes o que quiseres desta mesa, e eu vou comprar o gelado.
Gidip çocukları alayım.
Vou buscar a malta.
Ben şehre gidip, sana, yeni bir şeyler alayım.
Eu vou à cidade comprar-te roupa.
Gidip gözlüklerimi alayım.
Vou buscar a lupa.
Gidip ceketimi alayım.
Deixa-me só pegar no casaco.
- Ben gidip kartı alayım.
- Deixe-me ir lá acima buscá-lo.
Tamam. Ben gidip içkileri alayım.
Vou buscar bebidas.
Gidip bilet alayım.
Vou comprar os bilhetes.