English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ H ] / Hissediyorum

Hissediyorum Çeviri Portekizce

21,712 parallel translation
Koşu bandında bile beni geçmeye çalıştığını, hissediyorum, neden acaba?
Tenho a impressão de que estás a tentar vencer-me na passadeira.
Ryan'la ayrıldığımızdan beri, kendimi biraz... hafiflemiş, özgür... hissediyorum.
Desde que terminei com o Ryan, estou a sentir-me um pouco leve, independente... Livre.
Neden kendimi "amazing race" yarışında gibi hissediyorum?
Porque é que de repente sinto que estou no "Amazing Race"?
Daha iyi hissediyorum.
Já me sinto melhor.
Öfkesini hâlâ hissediyorum.
Embora eu sinta a sua raiva.
Normalden çok uzak hissediyorum.
Sinto-me longe de normal.
Galiba rahatlamış hissediyorum.
Sinto-me aliviada, suponho eu.
"Tutsak hissediyorum..." "... bu günlerde. " "... bu günlerde. "
Eu sinto-me examinado nesses dias nesses dias nesses dias
"Bahar gibi taze hissediyorum..." "... ve cıvıl cıvıl kuşlar gibi. "
Sinto-me fresca como a primavera e alegre como os pássaros
Seni tanıyormuş gibi hissediyorum.
Sinto que te conheço.
İyi şeyler hissediyorum.
Tenho um palpite.
Öyle hissediyorum.
É um palpite.
Hissediyorum.
Eu sinto-o.
Kendimi tuhaf hissediyorum zaten.
Neste momento, sinto-me estranho.
Ben de aynısını hissediyorum ama...
Eu sinto o mesmo, está bem? Mas...
Kendime geldim gibi hissediyorum.
- Sinto-me outra vez eu.
Berbat hissediyorum.
Sinto-me muito mal com o que...
Derinden bağlı olduğumuzu ve birlikte çalışmamız gerektiğini hissediyorum.
Sinto que temos uma ligação e devemos trabalhar juntos.
Sanki gerçekten iyileşmemiş gibi hissediyorum. Artık sadece kendi bozuk hâlinde daha iyi çalışıyor.
Sinto que ele nunca está em condições, apenas trabalha melhor agora à sua maneira enviesada.
Şimdi Garden State müzikleriyle dalga geçtiğim için kendimi bir pislik gibi hissediyorum.
Agora sinto-me mal por ter gozado com banda sonora "Garden State".
En iyi, yeni bir dava alınca hissediyorum ve bu şekilde eski halimi ve onunla birlikte olan her şeyi geride bırakabiliyorum.
Uma das melhores sensações é quando recebo um caso novo, e mando o antigo para trás das costas, juntamente com tudo o que acatou.
"Çoğu zaman bana yalan söylüyorsun gibi hissediyorum."
"Sinto que me mentes quase sempre."
Nasıl şanslı hissediyorum var ya.
Sinto-me com muita sorte.
Kitaptaki bir anda acayip zekileşip sonra tekrar aptallaşan adam gibi hissediyorum.
Deus, sinto-me como aquele tipo daquele livro que fica muito inteligente e depois, fica muito burro novamente.
Bazen o yol uçuruma çıkıyor gibi hissediyorum.
Mas por vezes parece que esse caminho leva a um penhasco.
Gerçekte orada olmayan biri tarafından izleniyor gibi hissediyorum.
Sinto sempre como se estivesse a ser observado... por alguém que não está lá.
Shiv'in seni tanıdığını hissediyorum nedense?
Pressinto que o Shiv a conhece.
Birşeylerin yolunda gitmediğini hissediyorum.
Vai dar-nos a localização esta noite. Como sabe?
Sadece zeki olduğumu hissediyorum.
Só sei sentir-me esperta.
Kendimi iyi hissediyorum.
Eu sinto-me bem.
Yine de kendimi berbat hissediyorum.
Mas sinto-me horrível.
O zaman Donna sen benden daha iyi birisin. Çünkü Mike benim her şeyim, şu an biri kalbimi söküyormuş gibi hissediyorum ve o kişi Mike.
Sendo assim, Donna, és melhor do que eu, porque o Mike é tudo para mim e, neste momento, sinto que alguém está a arrancar-me o coração do peito, e essa pessoa...
Bunun yüzünden kendimi korkunç hissediyorum. Hissetme.
Lamento muito sobre isso.
- Korkunç hissediyorum.
Sinto-me horrivelmente.
- Ben de senin gibi kaybetmiş hissediyorum.
Sinto-me despojado, como você.
Aslında şu an epey kendimden emin hissediyorum.
Na verdade, estou a sentir-me muito confiante, neste momento.
- Sorun değil. - Mal gibi hissediyorum.
- Sinto-me um idiota.
Bu başladığından beri kendimi daha yalnız hissediyorum.
Sinto-me mais sozinho agora, do que quando isto começou.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Bırak gideyim.
Sinto-me muito doente, deixe-me ir.
Son zamanlarda birbirimizi özlediğimizi hissediyorum.
Não nos temos visto muito, ultimamente.
Ama uğraşıp ortaya çıkarmak için elimden geleni yapıyorum çünkü A.J.'nin bir sese ihtiyacı olduğunu hissediyorum, Ve tüm geride bıraktığı benim.
Mas, estou a fazer tudo aquilo que posso para tentar denunciar isto, porque sinto que o A.J. precisa de uma voz, e sou tudo aquilo que lhe resta.
Cinsiyeti uyumsuz siyah bir insan olduğumu söylerken kendimi çok rahat hissediyorum, ve bu gerçekle... yaşamak hayatımı kurtardı.
Sinto-me muito confortável ao dizer que sou uma pessoa negra sem género definido, e viver... viver nessa verdade salvou-me a vida.
Kendimi bir günah keçisi gibi hissediyorum, ve istediğim bu konuyla ilgili yapacağın yardım.
Sinto que sou um bode expiatório, e estou a pedir-lhe ajuda para fazer algo a esse respeito.
Hapishane tarihinde önemli bir geceymiş gibi hissediyorum.
Esta noite parece importante para a história da prisão.
- Hep hissediyorum. - Yüzüğü çıkar.
Tire-a.
Sen hasta hissediyor musun? - İyi hissediyorum.
E...
Hayır, ondan saçılan bir şey hissediyorum.
Não, sinto qualquer coisa que ele emana.
Aslında bir vücudum da yok ama, sanki şişman hissediyorum.
Não tenho corpo, mas sinto-me gordo.
Oğlum... bunu yapmak mümkün olmayacak gibi hissediyorum.
Em vez disso, queria ir a Seattle.
Kötü hissediyorum.
Sinto-me mal.
Haklı olduğumu hissediyorum.
- A sério.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]