English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Kim bilecek

Kim bilecek Çeviri Portekizce

144 parallel translation
Bu aleti, Godzilla'yı yenmek için ne yaptığını açığa çıkarmadan kullanırsan kim bilecek?
Se tu usares o dispositivo para derrotar o Godzilla... quem é que irá saber sobre ele, a menos que tu contes o que fizeste?
Bağış kutunuzu soysanız kim bilecek ki?
E se roubar as caixas de esmolas, quem descobrirá?
Bir çukurda öylece yatıyor olsa kim bilecek?
Como saberiam a sua identidade?
Ayrıca bu gelip geçici bir şeyse, cesaret vermek gibi olmasın ama, kim bilecek?
E se houver uma coisa ou outra por fora, de vez em quando, vede bem que não estou a encorajar-os, quem saberá?
- Kim bilecek?
- Quem vai saber?
- Sen ve benden başka kim bilecek ki?
- Quem saberia senão tu e eu?
- Gittiğimizi kim bilecek?
- Ninguém vai saber.
Kim bilecek tam olarak?
Quem iria saber, exactamente?
Kim bilecek?
Quem iria saber?
Ve kim bilecek ki?
E quem para saber?
Kim bilecek?
Quem vai descobrir?
Kim bilecek ki?
Quem vai notar?
Kim bilecek ki?
Quem irá adivinhar?
Kim bilecek? Bana çeki geri almamı söyledi, yoksa...
Ela disse-me para reaver o cheque, se não...
Bunu kendim yaptım, ama kim bilecek ki amına koyayım?
Eu inventei, mas quem vai saber?
Kim bilecek?
Quem irá saber?
- Kim bilecek?
- E quem vai saber?
O zaman kim bilecek?
- Então quem vai saber?
- Yapacağım, Bartron. Fakat kim bilecek kontrolsüz gizemli güçlerin ortaya çıkmayacağını? Hayır.
Fá-lo-ei, Bartron mas quem sabe que forças misteriosas serão libertadas?
Sen bilmezsen kim bilecek?
Se tu não sabes...
Yani, kim bilecek?
Quem vai saber?
Hem kim bilecek?
E quem ficará sabendo?
Ne yaptığımızı kim bilecek?
Quem saberá o que fizemos? Quem?
- Tanrı aşkına, sen bilmezsen kim bilecek?
- Por Deus, se não sabes, quem sabe?
Kim bilecek?
Quem sabe?
Burada olduğunuzu kim bilecek?
Quem garante que chegaram, sequer, a estar aqui?
Kim bilecek ki?
Quem vai saber?
Ne demek istediğini söylemezsen, demek istediğini kim bilecek?
Mas quem é que percebe o que queres dizer, quando não dizes o que queres dizer?
Kim bilecek?
Quem é que vai saber?
Kim bilecek?
- Quem iria saber?
- Kim bilecek?
- Quem saberá disso?
Bu adamı burada öldürebilirim ve bunun nefsi müdafa olmadığını kim bilecek?
"Podia matar este tipo e quem vai dizer que não foi auto-defesa?"
Yani, kim bilecek peki?
Quer dizer, quem poderia saber?
Benim ne bildiğimi kim bilecek ki?
- E quem saberia o que eu sei?
Sen bilmezsen, kim bilecek?
Se o senhor não sabe, ninguém sabe.
Kim bilecek? Biz bileceğiz.
Quem vai saber?
Öyle mi? Kim bilecek?
Sério, e quem vai saber?
İnsanlar kim olduğunu nasıl bilecek?
Como é que as pessoas vão saber quem você é?
Burada kaldığını kim bilecek?
Nunca ninguém sabe quem cá está.
Bir tek o ve Caractacus'un oğlu senin kim olduğunu bilecek.
Só ela e o filho de Caractacus saberão a tua verdadeira identidade.
Kim ne bilecek senin bu kadar aptal ve komik olduğunu sürekli anne babayla takılırsan?
Como é que alguém vai saber o quão ridícula e divertida és se passas o tempo todo com o pai e a mãe?
Kim ne bilecek ki?
E ninguém precisa de saber.
Eğer adım kitapta Bayan Franklin J. Caldwell III olarak yazılmazsa... insanlar benim kim olduğumu nereden bilecek?
Se não aparecer Mrs. Franklin J. Caldwell lll, como vão saber que sou eu?
Kim bilecek ki?
- Quem é que ia saber?
- Ama bir de sen prensessen, sonunda kim olduğunu bilecek ve ailene kavuşmuş olacaksın.
Mas, se for a princesa, fica a saber quem é e volta a ter família.
Kim bu sisteme girerse neyin beklediğini bilecek.
Quem entrar neste sistema ficará a saber o que esperar
O haricinde Voyager'da bulunan herkes, onun kim olduğunu bilecek.
Todos na Voyager, a aceitarão da maneira que ela for.
Kim sınırlarını bilecek kadar zekidir.
A Kim é suficientemente esperta para conhecer os seus limites.
Kim bilecek ki?
Tu.
- Seni nerede bulacağını kim bilecek?
- Quem?
Yani kim aradaki farkı bilecek ki?
Qual é a diferença?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]