Kitap Çeviri Portekizce
12,299 parallel translation
- Bu kitap...
Este livro.
Başarılı da oldum. İşleriyle ilgili konuşmaya başladık. Özellikle de Çin'de geçirdiği zamanlarla ilgili olan kitap hakkında.
E consegui fazê-lo... e, então, começamos a conversar sobre o trabalho dele, em particular sobre um livro acerca dos anos que ele passou na China.
Ay'a çıkan dördüncü insan, geçen yıl bir kitap turu için Seattle'a geldi... -... ve ardında iz bırakmadan kaybolmuştu.
O quarto homem na lua, veio o ano passado a Seattle apresentar o seu livro, desapareceu sem deixar rasto?
İki kitap kullanmaları için mutlaka bir nedenleri olmalı.
Deve haver uma razão para usarem os dois livros.
Belki de birinci kitap, ikinci kitaptaki bir yeri gösteriyordur?
Talvez se refira a... uma página no segundo livro?
- Bu bir kitap.
É um livro.
Bu kitap sen ve arkadaşın Kate arasında bir iletişim cihazı olarak kullanılmış.
Isto foi usado como dispositivo de comunicação por si e pela sua amiga Kate.
Elimizde Olivia'nın kodladığı bir kitap olduğunu sanmıyorum.
Não sabia que tínhamos uma impressão digital da Olivia.
Kütüphanedeki kitap ifşa olduktan sonra neler oldu?
Que aconteceu após exporem o livro da biblioteca?
Ama hayatımdaki tüm senaryolara çalışmak için vaktim yok o nedenle, sen buradasın. Sen benim kitap özetlerimsin.
Mas não tenho tempo suficiente, para estudar os cenários da minha vida, e, por isso, tu estás aqui.
Beni tanıyorsun, kitap kurdunun önde gideniyim.
Sabes que sou um leitor compulsivo.
"Çürümekte olan eski sihirbazları izlemekten keyif alanlar bu kitap sizin için."
"Para aqueles que gostam de ver " a carcaça decadente de uma velha escola de magia, este livro é para vocês. "
Yazdığı cümle "Çürümekte olan eski sihirbazları izlemekten keyif alanlar bu kitap sizin için" gibi bir şey miydi?
Foi qualquer coisa do género, "Para aqueles que gostam de ver a carcaça decadente de uma velha escola de magia, este livro é para vocês"?
- Başka bir kitap daha mı yazmıştı?
- Ele escreveu outro? - Exatamente.
Ben o süslü kitap partilerine ait değilim.
Não pertenço a essas festas de livros chiques.
Sona yaklaşmışken bile istediği bir müzik olduğunda ; dinledik bir kitap istediğinde ; ona okurdum.
Mesmo perto do fim, se ela queria ouvir uma música, nós ouvíamos. Se era um livro, eu lia-o.
"Ya 18 yıl boyunca göremediğim, oynayamadığım ya da yatmadan önce kitap okuyamadığım benim çocuklarım olsaydı?"
E se fosse eu que não visse os meus filhos, não pudesse jogar à bola ou ler-lhes um livro à noite, durante 18 anos?
Hangi kitap bu beyefendi?
Que livro era esse?
İnan ya da inanma, eğer yataklardan yolunu bulabilirsen, etrafta hala birkaç kitap var.
Acredite ou não, se contornar as camas, ainda há lá alguns livros.
Bana eski antrenörün Warren Sharp'ın yazdığı bir kitap verdi.
Ela deu-me este livro, na verdade, escrito pelo seu antigo treinador, Warren Sharp.
Kitap oku dediler.
Dedicar-me à leitura.
Aldığım ilk kitap :
O primeiro livro que tive :
Neyse, o kitap sayesinde bana özel bir zafer anına ihtiyacım olduğunu anladım.
Bem, esse foi o livro... que me fez perceber que precisava do meu momento.
İyi bir kitap mı?
É um bom livro?
- Kitap nasıl devam ediyor Jasper?
O que temos escrito aí, Jasper?
Bu kitap, epey inandırıcı bir delil.
Este livro é uma prova bastante conclusiva.
Sürükleyici bir kitap.
É muito interessante.
Bu kitap üzerinde yıllardır çalışıyorsun.
Tens estado a trabalhar nisto há anos.
Kitap, o ritüeli uygulamanın tehlikeleri hakkında ne diyordu?
O que dizia o livro acerca dos perigos de executar esse ritual?
Kitap.
Livro...
Uzun kitap ismi seven bir Erin Gilbert.
Alguém que goste de longos títulos.
Elinizdeki kitap tamamen zırva.
Esse livro é um perfeito disparate.
Hem basılı hem de e-kitap olarak.
Capa dura e e-book.
- Sesli kitap olarak da var.
! E também há audiolivros.
O kitap benim için yepyeni bir gelir kaynağı.
O livro é uma nova fonte de rendimentos!
Columbia Üniversitesi'ndeki mesai arkadaşlarımdan biri adımı aratırsa karşısına çıkan ilk şey o kitap.
E se os meus colegas da Universidade de Columbia me procurarem no Google, é a primeira coisa que aparece!
O kitap bizim bebeğimizdi.
Esse livro foi o nosso bebé.
Senden kitap yazmanı ister, sonra da hayallerini yıkar.
Ela convida-te a escrever um livro e depois esmaga-te os sonhos.
Kitap.
O livro!
Ben kurgu olmayan pek çok kitap okurum.
Eu leio muita não ficção.
Bunlarla kitap kulübündeki gibi olur sanmıştım.
Pensei que era como um clube literário.
Sonra bunun hakkında kitap yazdı.
Depois escreveu um livro sobre isso.
Biliyor musun, "İyi Kitap" ı? "Çalma, yalan söyleme." diyor.
Sabe, a Bíblia diz, "Não roubes, não mintas."
Harika bir kitap olacak.
Vai ser formidável.
Çok tercih edilen üç tane arka plan var gökdelen, ofis ve kitap rafı.
Os clientes escolhem três fundos, horizonte, há também um escritório e uma prateleira de livros.
Ofis ve kitap rafı, anladım.
Escritório e prateleira de livros.
- Bu kitap için değil.
- Não é para o livro. - Claro.
Bu öyle bir kitap değil.
Não é esse tipo de livro.
KUTSAL KİTAP
BÍBLIA SAGRADA
- Arka planda kitap rafı mı var?
Sim. Sim. Pouso a minha mala aqui?
SATILAN KİTAP 22.380
LIVROS VENDIDOS 22 380