Kitaplar Çeviri Portekizce
6,222 parallel translation
Böylece şu ana kadar yayınlanmış bütün kitaplar için, içinde yayımcı, satan yerler, bulunduğu kütüphaneler gibi bilgilere erişip satın almak, ödünç almak ya da incelemek için kullanabileceğiniz linkler koyulabilir.
Por cada livro editado... A Open Library é tua para explorar, colecionar e emprestar. ... queremos ter uma página sobre ele que combine a informação toda dos editores, das livrarias, das bibliotecas, dos leitores, tudo num site, depois, dá hiperligações para onde o podem comprar, onde o podem pedir emprestado ou onde o podem ver.
Kitaplar insanların yazımda kullandığı şeyler ; ve tüm bunları bir şirketin tekeline bırakamayız. Korkutucu bir durum bu.
Os livros são o sítio onde as pessoas vão para escrever e ter isso tudo engolido por uma empresa é um pouco assustador.
Yüzyıllarca dünyanın her yanında, kitaplar ve dergilerde yayınlanmış bütün bilimsel ve kültürel mirasın giderek daha fazlası sayısallaştırıyor ve bir avuç özel şirket tarafından kilit altına alınıyor.
"Mas como todo o poder, há quem o queira só para si mesmo. " Todo o património científico e cultural do mundo, " publicado ao longo de séculos em livros e jornais,
Evet ama aynı zamanda Taos ve Albuquerque ile seyahat kitapları almış, ikisi de New Mexico'da.
Certo, mas ele também comprou guias de turismo para Taos e Albuquerque, ambos em New Mexico.
Kitapları burada.
Deus, estão aqui os livros dela.
Yüz Düşünce Okulu'nun tüm kitapları yakılacak bugünü eleştirmek için tarihi kullanan herkesin ailesi idam edilecek.
... todos os livros das cem escolas do pensamento serão queimados, todos os que usam a história para criticar o presente verão as suas famílias serem executadas.
Yüzlerce alim yasaklı kitapları korumaya çalışarak cesurca direndi.
Centenas de estudiosos resistiram corajosamente, tentando conservar os livros proibidos.
Halifeler, kitapları yakmak yerine dünyanın dört bir yanına kitap aramaları için temsilciler gönderdi.
Em vez de queimarem livros, os califas enviavam emissários pelo mundo em busca de livros.
Halifeler, kitapların tercüme edilmesi, çalışılması ve gelecek nesillere saklanması için projeleri cömertçe desteklediler.
Os califas financiaram generosamente projetos para traduzi-los, estudá-los e conservá-los para as gerações futuras.
11 yaşındaykenki halini hatırlıyorum da Nicolae'nin büyü kitaplarından birine resim çizmiştin ve o çok sinirlenip sana yumruk mu ne atmıştı.
Lembras-te de quando tinhas 11 anos? Desenhaste num grimório do Nicolae e ele ficou tão zangado que te esmurrou?
Tamam çocuklar durun. Bu kadar yeter. Kitapları nefesinizle itmelisiniz, göbeğinizle değil.
Parem, têm de levantar os livros com a respiração, não com a barriga.
Tarih kitaplarına göre, Washington 14 Aralık'da öldü.
Pelos livros de História, ele morreu no dia 14 de Dezembro.
Dua kitaplarının içinde neler sakladıklarını asla bilemezsin.
Nunca se sabe o que se esconde nos livros de orações.
Columbia'dan eski bir dilbilimi profesörü. Ders kitapları yazdı ve dünyanın her yerinde dersler verdi.
Ex-professora de Linguística na Columbia, escreveu livros e deu conferências no mundo inteiro.
Hayalet hikayeleri arıyorsan Lovecraft'ın kitapları çok daha eğlencelidir.
Se procuras histórias de fantasmas, Lovecraft é muito mais divertido.
Vurgu "biraz" üzerindeyse orada çok daha ilginç kitaplar var.
Ênfase em "um pouco". Há livros muito mais interessantes por aí.
- Eminim şimdi e-kitapları aptalca bulmamdan memnunsundur.
- Ainda bem que não gosto de Kindles.
Kitaplarının yanında.
Nos seus livros.
Buraya geliyorum kitapları yerleştiriyorum ve eve gidiyorum.
Eu só venho aqui, cuido dos livros, e vou embora.
Kütüphanede kitapları nereye koyacağımı söylerler.
Eles dizem-me onde pôr os livros na biblioteca.
Okulunu, aileni, kitaplarını hatırlıyorsun.
Lembras-te da escola, da tua família, e dos teus livros.
Bu kitapları ve içlerindeki sırları koruman için seni seçtim.
Bem, eu escolhi-te para ser o guardião destes livros. e os seus segredos.
Yani bana beni bir saattir kapıda kitaplarımı almadan "Jesus vaktini" başka bir kızla geçirebilmek için mi bıraktığını söylüyorsun?
Deixaste-me à espera, sem o meu livro, durante uma hora para teres um "Momento do Jesus" com ela?
Kendime okumak için bu bebek kitaplarını aldım tatlım.
Tenho muitos livros sobre bebés para ler, querida.
O kitapların konusunun yemek olmadığını biliyorsun değil mi?
Sabes que esses livros não são sobre comida, não sabes?
Kitapların içindeki harflerin tasarımı.
É onde se imprime o que vem dentro dos livros.
Tatlım, hatırladığım kadarıyla yanardağlar ile ilgili kitaplar okuyordun. Aklında başka bir yer var mı?
Querida, tu lês livros sobre vulcões desde sempre, consegues pensar noutro sítio?
Monaka totemleri, Ritüeller hakkında kitaplar.
Totens Monacan, livro de rituais.
Annen senin elektrik mühendisliği kitaplarına erişebiliyordu.
A tua mãe tinha acesso aos teus livros de electricidade.
Ama plastik bir torbaya kişisel eşyamı doldurup gitmek yerine kitaplarımın ilk baskılarını alıyorum.
Mas em vez de partir com um saco de plástico com os meus bens pessoais, vou levar as minhas primeiras edições.
Bütün kutsal kitaplarımız, ruhlarımızı arındırmaya dayanır ki gerçek yaşamamız için hazır olalım.
As nossas escrituras baseiam-se na purificação das nossas almas, para podermos viver a nossa verdadeira vida.
Birileri tarih kitaplarını iyi okumuş.
Alguém leu o seu livro de História.
Sendika kitapları satıp, görünmedikleri işlerde çalışıyorlar...
nos registos do sindicato, não aparece em nenhum dos trabalhos.
Bak. Senden daireme çıkmanı istiyorum. Gidip kitaplarımdan getir de birlikte okuyalım.
Olha, preciso que vás a minha casa buscar um livro dos meus e que mo tragas para o lermos juntos.
Kutsal insanlar için papaz hücreleri kitaplar, kutsal emanetler için saklanacak yerler inşa ettiler.
Esconderijos foram construídos Grutas para os sacerdote, homens santos, os seus livros e as suas relíquias.
Evet. Eski asistanları onun ne kadar sert biri olduğu hakkında kitaplar yazdılar.
Os ex-assistentes dela escreveram livros sobre o quão dura ela é.
Artık basımı yapılmayan kitaplar, bunlara verilecek en güzel örnektir.
E isso inclui os livros que já não são impressos, por exemplo.
Bu kitapların palavra olduğunu bilmiyor musun?
- Um livro. Sim? Não sabes que os livros são tretas?
Harçlığından avans istedi sonra da bu kitapları almaya gitti.
Ela pediu-me um adiantamento da mesada e foi comprar estes livros.
Vahiy kitapları seni bunun için hazırlamadı.
O Livro do Apocalipse não o preparou para isto.
Hiç kuşkusuz yazdığı kitaplar tedavülden düşecek.
Os livros que escreveu iam sair de circulação.
Hâlâ onun kitaplarındaki keşif ve buluşları yakalamaya çalışıyoruz.
Ainda estamos à procura das descobertas e invenções dos livros dele.
Cebir ve İncil öğrenme kitapları...
Manuais de álgebra, da escola, a Bíblia...
Strateji üzerine kitaplar yazdım.
Eu escrevi um livro sobre estratégias.
Tüm kitapları ve tüm sayfaları değil tabii.
Não todas as páginas de todos eles.
Gündüzleri kitapları ciltledi geceleri ise onları okudu.
Durante o dia encadernava os livros e à noite lia-os.
Durmaksızın çalışan motorun icadının insanların angaryayla geçirdiği sayısız saati saf dışı bırakması servet edinmek ve adınızın tarih kitaplarına yazılması için yeter de artardı bile.
A invenção de um motor capaz de trabalhar continuamente, eliminando inúmeras horas de trabalho humano excessivo, seria mais do que suficiente para ganhar uma fortuna e ir parar aos livros de história.
Tarih kitaplarına gelince sayfalar uzunluğundaki bir maddenin ilk cümlesini yazmıştı.
E quanto aos livros de história, escrevera apenas a primeira linha de uma entrada que teria muitas páginas.
Tıpkı bu hukuk kitapları, bu bilgelik kitapları gibi sessiz.
É omissa... assim como estes livros jurídicos e de ciência.
O yüzden bu kitaplar, bize hiçbir şey öğretmiyorlar.
Portanto, todos estes livros... dizem-te exatamente nada.
Bu çok önemli çünkü kitaplar kültürel mirasımız.
É muito importante, porque os livros são o nosso legado cultural.