Kitap mı Çeviri Portekizce
2,207 parallel translation
Üç kitap mı?
Três livros?
Ne okuyorsun, kitap mı?
- O que estás a ler, um livro?
Kitap mı?
- Livros?
- Kitap mı?
O livro?
O ne, kitap mı?
O que é isso, um livro?
Kitap mı?
O livro?
Bu kitap mı?
Referias-te a isto?
Kitap ayracı mı bu?
Isto é um marcador de livro?
Sadece kitap okudum ve rehin alınmışım gibi davrandım.
Só lia livros, fingia que era um refém.
Biri Harvard İşletme Kütüphanesi'ne girmiş iki tane kitap yazdım.
Escrevi dois livros, um dos quais está na biblioteca da Escola de Negócios da Universidade de Harvard.
Kitap hakkında mı?
Fizeste perguntas? Sobre o Livro?
Sanırım kimse orta yaşlı bir kadının hayatını değiştirebilecek bir kitap yazmamış.
Acho que ninguém escreveu um livro para ajudar uma mulher de meia idade a refazer a sua vida.
Afedersiniz, sanırım siz çocukların aradığı kitap... "Cevap".
Desculpeem. Acho que estão à procura... "A Resposta."
Bart, bu kitap gittikçe şu komik kişisel yardım kitaplarına dönüşüyor.
Bart, isto parece aqueles livros malucos de auto-ajuda. Maluco?
Karaborsa ile ilgili kitap yazan bir profesör Sicilyalı Sanat Hırsızları, Mısırlı Kaçakçılar ve Sırp Haydutlar.
Um professor que escreve sobre o mercado negro. Ladrões de sepulturas sicilianos, contrabandistas egípcios e mafiosos sérvios.
Kitap imzalamaya götüreceğini söylemiştin. Hatırladın mı? Basketbol oynarken?
Disseste que me levavas à sessão de autógrafos no jogo de basquetebol, lembras-te?
- Ayrıca okul için kitap almam lazım.
Quarenta dólares? - Também vou comprar um livro.
Astımı var. Kedilere karşı alerjik. Kitap okuyor- -
Portanto, ele tem asma, é alérgico a gatos, lê...
Arabamdan bir kaç kitap alacağım sadece,
Vou só pegar uns livros ao carro.
Ben de hiç okumadım ama kitaplıkta o kitap var.
Também nunca o li, mas procura-o aí na estante.
Sheeni'ye kendisi hakkında bir kitap yazacağımı söyledim.
Eu disse Sheeni eu ia escrever um livro sobre ela.
Hollis Mason, emekli süper kahraman, bir kitap yazıyor. Kitapta benim ortaya çıkışım hakkında ; "bir süper kahramanın doğuşu." diyor.
Hollis Mason, um herói mascarado reformado, escreve um livro... no qual chama à minha chegada de, "a alvorada do super-herói".
Şimdi ise seni Cellach ve kitap adına ben korumalıyım.
Agora, tenho de vos proteger. Pelo Cellach e pelo livro.
Sadece İlluminati tekrar ortaya çıkıp son amaçlarını yerine getirebilecek güce ulaştığında ortaya çıkacaktı. Bununla ilgili bir kitap yazdım.
Mantiveram-no secreto prometendo revelá-lo quando os Illuminatis tivessem o poder para ressurgir e alcançar a sua meta final.
Sanırım evinde "Kitap Eleştirisi" editörünü misafir olarak ağırlıyor.
Acho que tem lá como convidado o editor da "The Book Review".
Kitap editörü olan mı?
O editor?
Jane'i yeni bir kitap konusu olarak mı görüyorsun?
Está a considerar a Jane como tema para escrever outro livro?
Tornado'nun eski suçları hakkında bir kitap yazmıştım ama sizlere yardımcı olup olamayacağım hakkında pek bir fikrim yok.
Escrevi um livro sobre os antigos crimes do Tornado, mas não sei se serei grande ajuda por aqui.
Benim olayım kitap okumak lanet şeyin içinde olmak değil.
- Não é, não. Minha especialidade é ler livros sobre isso e não "estar" nisso.
- Kitap mı? - Evet.
- O processo de criação?
Sıkılmamak için yanımıza bir sürü kitap aldık.
E tínhamos muitos livros para nos ocuparmos.
Psikoloğum artık ona ihtiyacım olmadığını söyleyince o da bir köşeye oturup kitap okumaya başladı.
O meu psiquiatra diz Que eu já não preciso dele então ele apenas se senta no canto e lê.
Gençken, kafam karıştığında yardım etmesi için bir kitap hazırlamıştım.
Quando era jovem, fiz um livro para me ajudar quando estava confuso.
Dün gece uyuyamadım, birkaç kitap karıştırdım ve bu sabah emin olmak için birkaç görüşme yaptım.
Eu não consegui dormir ontem à noite, então confirmei os registos e fiz algumas chamadas para ter a certeza.
Tek ihtiyacımız olan o kitap.
Só precisamos daquele livro.
Bu kitap da ayakta kalacak mı diye soruyorum.
Quero saber se esta obra sobreviverá.
Kitap için sana ihtiyacım mı olacak?
Acha que preciso de alguém como você para produzir o meu livro?
- Kitap yanında mı?
Está com o livro?
Tanrım, biliyorsun bu kitap üzerine çok çalışmıştım.
Eu trabalhei muito neste livro.
Arcadia tek ilgilenendi ama bilgili insanlardır yani sanırım kitap başarılı değil!
Só a Arcadia se interessou, mas eles são muito entendidos, então, não dará certo.
Tonla kitap okudum, ders çalıştım ve dua ettim ve vardığım birkaç sonucu sizinle paylaşmak istiyorum.
Sabem...? Farto-me de ler, de estudar e de rezar e quero falar-vos das minhas conclusões.
Kitap adı için önerilerine açığım.
Agradeço as vossas sugestões para o título.
- Sana kitap okuyayım mı?
- Queres que eu leia para ti?
hikaye demişken itiraf etmeliyim Snow bana kitap okudukça seni özledim... - Snow'da mı burada?
Por falar em histórias, admito que senti a tua falta quando a Snow as começava a ler para mim.
Tokyo'ya taşındıktan sonra vaktimin çoğunu kitap okumak için ayırdım.
Por um tempo, depois de me mudar para Tóquio, só me interessava ler.
İlk katında bir kitap rafı mı var?
Olha, tens uma livraria lá em baixo.
Üstelik kibarlığından, kitap sevgimi bildiği için benim için dukalığımdan bile daha değerli olan bazı kitaplarımı getirdi.
E por gentileza, sabendo o apego que eu tinha aos meus livros, trouxe-me da biblioteca livros que me eram mais caros que a coroa.
- İlk kitap tutmadı mı?
- Reed. O primeiro livro não teve boa aceitação?
Baksanıza, kitap tanıtımı için oraya gelmeyi gerçekten çok istiyorum.
Olha, realmente quero estar aí para o lançamento do livro. O quê?
Kitap bendeyken bütün gücümle onu yok etmeye çalıştım.
Enquanto esteve na minha posse, tentei de tudo para destruí-lo.
Anladığım kadarıyla kitap efendisini seçiyor.
Pelo que entendi, o livro escolhe o seu dono.