Kârıma Çeviri Portekizce
28 parallel translation
Ticari kârıma inanırım.
Acredito na minha percentagem.
Ne demek "benim kârıma"?
"Tenho todo o interesse" como?
İtaat etmenin kârıma olduğunu zor yoldan öğrendim diyelim.
Digamos que aprendi da forma mais difícil... que obedecer era do meu interesse.
Bu koğuşta soru sormak kâr getirmez.
Aqui neste bloco de celas é má ideia fazer perguntas.
Çok yakında kâr etmeye başlayacağız, ama bölünecek, çünkü yanıma şaşılacak kadar yetenek dolu ve bana göz kulak olacak kadar zihnen ve bedenen güçlü birini işe aldım.
Vai começar a dar lucro um destes dias, em parte porque contratei um tipo... de extraordinária competência e de corpo e espírito fortes... para tomar conta dela comigo.
- Fark etmez. Biri bana gelip de garajıma yasa dışı mallarını koymak istediğini söylerse o kişi ya en yakın dostumdur ya da benim de bir kârım olacaktır.
Se alguém me pede para guardar coisas ilegais na minha garagem, é porque é meu melhor amigo ou eu ganho algo com isso.
Bir doktorla arkadaşlık ettiğimi görürlerse, şu kadarını söyleyeyim, depodan yağmaladığımız protezlerin kârından payıma düşeni alamam.
Se me apanham com confianças com um médico, não vou receber a minha parte das próteses que gamámos do armazém.
Eğer bu adamların yaptıklarının yanlarına kâr kalmasına izin verirsem çocuklarıma doğrunun peşinde koşmayı nasıl öğretebilirim?
Como posso ensinar os meus filhos a fazer o que está certo, se deixar que estes tipos levem a melhor?
Yanıma ne kâr kalacak?
Safar de quê?
Bunu onların yanına kâr bırakacağıma ölmeyi yeğleyeceğime karar verdim.
Então, decido que prefiro matá-los do que eles ficarem livres.
Yaptığım her şey yanıma kâr kalmalı.
Não devia ser castigada.
Karımı ve ailemi aldattım bir kereden fazla, sahiden. Çünkü, yanıma kâr kalcağını düşündüm.
Traí a minha esposa e a minha família mais de uma vez, na verdade, porque pensei que poderia safar-me.
Tek başıma yıllık 210 milyon $'lık yıllık kâr sağlıyorum buraya.
- Não conseguirás.
Meclis, vergi mükelleflerinin ücretsiz kullanıma sunduğu yayın haklarından bir günün 23 saati kâr yapabilirken akşamın bir saatinde bize çalışacaksınız demeyi unutmuştur.
Esqueceram-se de dizer : "Os contribuintes dão-vos as ondas hertzianas de graça e, durante 23 horas por dia, devem ter lucro, mas, durante uma hora por noite, trabalham para nós."
Ne yanıma kâr kalmayacak?
Não vou safar-me de quê?
Yanıma kâr kalacağını sanmıyorum.
Não sei se me vou safar.
Bu işin yanıma kâr kalacağı falan yok.
Não é como se eu fosse me safar.
Kârımızdan benim payıma düşen.
A minha parte dos lucros.
"Getirin" derken aklıma geldi de Apple hisselerim % 3,500 kâr getirdi.
Por falar em retorno de investimentos, as minhas acções da Apple subiram 3.500 %.
Bu yanıma kâr kaldı.
Ao menos tenho isso, não é?
Ve bu yanıma kâr kalabilirdi de, eğer siz çocuklar ve o dev, çılgın köpeğiniz işime burnunuzu sokmasaydınız!
E teria escapado com ele, se não fossem estes miúdos metediços e este cão maluco!
Bir bakıma hepsi birbirine benziyor ; tamamı kâr odaklı ve bu yüzden hepsi kısa vadeli kazanıma yönelik olarak işliyor.
São todos semelhantes num ponto : baseiam-se no lucro e, logo, concentram-se nos ganhos a curto prazo.
Yaptığım yanıma kâr kalırdı.
E escaparia impune.
Bu yanıma kâr mı kalacak yani?
Então vais deixar-me sair desta impunemente?
- Belki yanıma kâr kalmaz.
- Talvez não saia impune. - É verdade.
Bence yanıma kâr kalabilir.
Penso que posso sair impune disto.
Önceden ne yaşadıysam yanıma kâr kaldı diyorum artık.
O que aconteceu antes é tudo o que me irá acontecer.
Elde edilen kâr bu şirketler arasında yatırımlarına göre paylaştırılacak ve bu paylaştırmaya Rus hükümetinin kullanıma izin verdiği toprağın değeri de dâhil edilecek.
Depois, qualquer lucro será distribuído proporcionalmente entre estas corporações, bem como, e incluindo, o investimento do valor da terra feito pelo Governo russo.
karıma 23
karım 448
karımı 36
karımın 27
karım yok 16
karım ve ben 25
karım nerede 56
karım öldü 19
karım mı 39
karım 448
karımı 36
karımın 27
karım yok 16
karım ve ben 25
karım nerede 56
karım öldü 19
karım mı 39