Mos Çeviri Portekizce
4,059 parallel translation
Biz size Tanrı'nın zırhını giydirince, sadece güzel bir hoşça kal hediyesi değildir.
Assim quando te vestir-mos em toda a armadura de Deus, não é apenas por diversão, é como um presente de despedida.
Jodi, 12.000 dolarımı çaldın, ve geri ödemeni istiyorum.
Roubaste-me 12.000 dólares, Jodi. Preciso que mos devolvas.
Er ya da geç bir tane bulur, ortama gireriz, kimseyi tanımadığımızdan boş boş dolanır sonra da ayrılıp başka bir parti ararız.
Finalmente encontrámos uma, e iriamos chegar aqui e não conheceríamos ninguém. Então ficámos por aqui e eventualmente ia-mos embora, e iria-mos à procura de outra festa.
Sana vermemizi o istedi. Hatta içine imza bile attı. Hadi aç...
Ele insistiu que to desse-mos, tem dedicatória, abre-o.
Sevgili Janice. Yemekte konuşmaya ne dersin? Doug Duncan.
" Querida Janice, que tal se o discutisse-mos ao jantar?
- Nereden alacaksın?
Onde vai arranjá-los? Isso poderá dar-nos acesso ao organizador que a Maya procura, através de um número de telefone. - Vai dar-mos.
Önemli olan piyasa yapmak.
É só para nos mostrár-mos Ricky.
- Babanla ben, JFK havaalanından Baez'in kuryesini alır ve ona şehirde eskortluk ederdik.
- Eu e o teu pai íamos buscar os tipos do Baez ao aeroporto e dava-mos escolta pela cidade.
Bana verin!
Dá-mos!
Şimdi, içeriye girdiğimde şöyle söyleceksin,
Quando entrar-mos, diz :
- Şu an konuşulacak zaman değil.
- Esta não é a altura certa para conversar-mos.
Francis'i arıyoruz!
Procura-mos o Francis.
Birbirimizi öldürürüz.
Matávamos-mos.
Onu bana versene.
Dá-mos a mim.
Teşekkürler Bu konuşmayı yapmadan başka hiçbir yere gidemezdik.
Obrigada. Nunca nos sentimos à vontade para ir seja onde for, antes de a ter-mos visto fazer aquele discurso.
Kredi kartlarının limiti neredeyse doldu.
Antes de estourar-mos os nossos cartões de crédito.
Gideyim de biraz kafanı dinle.
Eu já volto para continuar-mos.
Hadi gidip oturacak bir yer bulalım.
Vamos arranjar um lugar para nos sentar-mos.
Bilirsin, beklentiler artıyor.
Vai dar tudo na esperança de conseguir-mos mais.
Şimdi fikirlerin ve bazı belgelerin var. Ama şimdi fikirleri paylaşmamız gerekiyor.
Vocês todos têm documentos, com algumas ideias mas é a altura de partilhar-mos ideias.
Tam olarak ne olduğunu açıklamak çok zor. Ama o anda bu kutsallığı hissettim her ne kadar bu tanımı yapmayı biz seçmiş olsak da bu kutsallık kuşkusuz nehirlerde, göllerde ve dağlarda var olduğu kadar betonlar ve taksiler içerisinde de varlığını sürdürüyor.
É difícil explicar o que aconteceu, mas senti naquele momento, que o Divino, ou seja como optar-mos por definir tal coisa certamente reside tanto no cimento e táxis, como nos rios, lagos e montanhas.
Ruh çağırmayı kendimiz yapıp bir şeyleri çözebilir miyiz diye görmeye karar verdik.
Decidimos ser nós a fazer-mos a invocação e ver se conseguiamos descobrir alguma coisa.
Inna'nın bahsettiği haç işareti bu ve önünden 5 metre filan kazmamız lazım.
Esta é a cruz que a Inna nos falou e, é suposto escavar-mos cerca de 5 metros, em frente a ela.
Asansörle mesela?
ir-mos de elevador?
Ve biz onları kontrol edersek, her şeyi kontrol ederiz.
E quando os controlár-mos, controlaremos tudo.
Bir baba olarak, hiçbir hakkım yok, sanki suçluymuşum gibi, hepsini benden uzaklaştırdınız.
Como pai, já não tenho direitos, vocês tiraram-mos, como se eu fosse um criminoso.
Onu Dragana'ya şikayet ediyorum, ama yine yapıyor.
Faço queixa à Dragana, mas ele volta a roubar-mos.
Tobias onları satıp para kazanayım diye verdi.
Adiantou-mos o Tobias, para ganhar um dinheiro extra.
Trevor bunu bana vermişti.
Foi o Trevor que mos deu.
Bu konuda kafa patlatmalıyız.
Até ter-mos uma conversa a sério sobre isso.
Üçümüzün de hayatını riske atması mantıklı değil.
Não há sentido em nós três arriscar-mos as nossas vidas aqui.
En iyisi bu Cuma'yı iptal edelim.
Bem, é melhor cancelar-mos a próxima sexta feira.
- İptal edersek dikkat çeker.
- Vamos chamar a atenção se cancelar-mos. - Certo?
Bunu ben de biliyorum aslında. Onunla aynı liseye gitmiştik.
Na verdade, sim, porque estava-mos na mesma escola.
Ölüm, bizi birbirimizle bir araya getiren yollardan bir tanesidir. David işi gücü bir kenara atıp birbirimize kenetlenmemizi isterdi.
Morte, em muitos aspectos, une-nos a todos, e David exige que ponha-mos de lado o nosso trabalho e nos unamos em sua honra.
Aynı kooperatifteydik.
Eu o conhecia-o. Pertencia-mos à mesma cooperativa.
Yani... Birlikte çalışmamız hakkında, bu nasıl olacak peki?
Então, sobre trabalhar-mos juntos...
Ondaki personel dosyalarını topla ve bana getir.
Reúna os seus objectos pessoais e traga-mos.
O bana bunu evde tutmam için verdi.
Ele ofereceu-mos para ter em casa.
Bana ver.
Passa-mos.
İlk birkaç sayfasını oku. Eğer ilgini çekmezse geri alırım.
Lê pelo menos as primeiras páginas, se não te interessarem, devolves-mos.
Evlenmeden önce de nasıl biri olduğumu biliyordun.
Tu sabias como eu era antes de nos casar-mos.
Fısıltı Frankie'den aldım. Benim işime yaramazlar.
Sim, o Frankie Whispers deu-mos, mas não tenho intenção de os usar.
O yüzden endişelenmeyelim, tamam mı?
Não nos preocupe-mos, certo?
Bunları gözden uzak tut, daha sonra uzak bir yerlerde rehin verebilirsin.
Mantém-mos escondidos e depois podes penhorá-los em algum lugar distante.
Odalarda kimsenin olmadığına baktıktan sonra.
Depois de verificar-mos se estamos sozinhos. - Ok.
Herkesin çıkarları için el ele tutuşup karşıya geçelim mi?
Então por agora é do interesse geral darmos as mãos e atravessar-mos a rua juntos, não?
Mos Def * inlikle.
Definitivo... Definitivamente.
Ne dediğimi duymadınız mı?
Lembra-te do que disse-mos.
Sangeet, bütün bunlardan kurtulabilirsek sen ve ben, belki bir yemek ya da öyle bir şey...
Sangeet, achas que se esquecer-mos tudo isto, nós possamos talvez ir jantar ou...?
Bana onları gösterin.
Mostre-mos.
moses 40
moss 43
mosha 22
mösyö 685
moskova 444
mösyö poirot 131
mösyö renauld 19
mösyö blunt 22
mösyö la valle 21
mösyö ballon 17
moss 43
mosha 22
mösyö 685
moskova 444
mösyö poirot 131
mösyö renauld 19
mösyö blunt 22
mösyö la valle 21
mösyö ballon 17