English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Ne satıyorsun

Ne satıyorsun Çeviri Portekizce

115 parallel translation
Pekala dostum, ne satıyorsun ve adı ne?
O que tens para vender e como é que ela se chama?
Ne satıyorsun, fırça mı, dergi mi?
Qual é o seu negócio, amigo, escovas ou revistas?
" Bugün ne satıyorsun?
O que é que tem para vender hoje?
- Ne satıyorsun, Meathead, zehir mi?
- O que vende, Meathead, veneno?
Başka ne satıyorsun?
Mais alguma coisa?
- Başka ne satıyorsun?
- Que mais vendes?
Ne satıyorsun?
É americano. O que vende?
Bu arada sen ne satıyorsun?
O que é que realmente vendes?
Şu an ne satıyorsun?
O que estás a vender agora?
- Ne satıyorsun dostum?
Gostou da minha performance?
Şimdi ne satıyorsun?
O que estás a vender agora?
Ne satıyorsun?
O que estão a querer vender?
Ne satıyorsun?
O que é que estás a vender?
Ne satıyorsun?
Que vende?
Ne satıyorsun Mac? Sosisli mi?
Andas a vender cachorros, Mac?
Ne satıyorsun?
O que vendes?
Ne satıyorsun?
Vendes o quê?
Ne satıyorsun?
Que andas a vender?
- Ne satıyorsun?
- O que tens para venda?
Burada ne satıyorsun?
O que é que estás aqui a vender?
Ne satıyorsun?
O que vende?
Ne satıyorsun Sam?
O que é que está a fazer Sam?
Biraz meraklıyımdır, ne satıyorsun?
Estou curioso, o que vende?
Ne çeşit bir ticaret? Ne satıyorsun?
Mas que tipo de negócios?
- Ne satıyorsun?
- O que vendes?
Ve ne satıyorsun, biliyor musun?
Sabes o que vendes?
Naber, dostum, ne satıyorsun?
- O que andas a vender?
- Ne satıyorsun, ufaklık?
O que está vendendo, guri?
- Ne satıyorsun?
Sim.
Karımın özgürlüğünü satın aldım ve şimdi hiç kimse adamın ellerini kadının memelerinden söküp alamaz. Ama sen ne yapıyorsun?
Eu comprei a liberdade de minha mulher... e agora ninguém pode limpar as mãos em suas tetas.
Psikiyatrım. Sen ne yapıyorsun? Çöp satıcısıyım.
Até fazia, mas aí já não há espaço suficiente para uma palhinha e para o teu dedo.
Ne zaman pis bir kulüpten içeri girsen kendini ucuza satıyorsun.
De cada vez que tocas numa espelunca, vendes-te barato.
Ne zamandır araba satıyorsun?
- Há quanto tempo anda a vender carros?
Senin derdin ne? Gelmiş burada silah satıyorsun. Sen aptal mısın?
Que se passa contigo, a vender armas aqui?
Daha elinde ne olduğunu bilmeden patentini alıp paketlemişsin. Şimdi de plastik çantalarda satıyorsun.
Antes de saberem o que tinham, patentearam e licenciaram-no, meteram-no numa embalagem bonita e agora estão a vendê-lo.
- Ne zamandır satıyorsun?
- Há quanto tempo é que passas?
Ne yapıyorsun? - Satışı mahvediyor.
- Ele está a estragar a venda.
Ne cins satıyorsun?
Que pornografia é que andas a vender?
Ne zamandır silah satıcılarıyla çalışıyorsun?
Quando começou a tratar com negociantes de armas?
- Geri kalanı da gazete satıyor. - Ya sen ne yapıyorsun?
E tu, que é que fazes?
Çocuklardan faydalanıyorsun. Ne olduğu, nereden geldiği belli olmayan, adamı öldüren şeyler satıyorsun. Buraya kadar seni sırf Bulundurma'dan tutuklamaya mı geldiğimizi sanıyorsun aptal serseri?
Brincas com crianças inocentes misturando sabe Deus o quê, sabe Deus onde, vendes a roleta russa numa garrafa e achas que viemos até aqui para te prender por posse, seu idiota?
Ne satıyorsun, zaman paylaşımlı tabut mu?
O que está vender, caixões de aluguer? Não existe tal coisa.
Ne satıyorsun?
O que você vende?
- Ne oldu? Satır sallamayı bilen tek kişinin sen olduğunu mu sanıyorsun?
Achas que és o único a saber manejar um cutelo de carne?
- Ne zamandır satıyorsun?
- Há quanto tempo passas?
Ne yapıyorsun SAT komandosu?
Que estás a fazer, SEAL?
Sen ne yapıyorsun bu arada? Satış.
É merchandising.
- Ne? En iyi mallarını Sharper lmage'a satıyorsun.
Vendes todas as coisas boas para a Sharper Image.
Ne zamandır kitap satın alıyorsun?
Desde quando compras livros?
Ne yapıyorsun, tekrar Sat 3'e dönüyorum.
- Volta a mudar para o Sat 3.
Ne zamandır uyuşturucu satıyorsun?
Assim que há quanto tempo és um traficante de drogas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]