O halde Çeviri Portekizce
20,949 parallel translation
Gidip birkaç dal bir şeyler tüttürüp fizik hakkında konuşalım o halde.
Vamos fumar uma e falar sobre física.
- Gidelim o halde.
- Vamos fazer isso.
O halde neden hala yaşıyorlar?
E porque é que eles continuam a respirar?
- O halde her şey...
- Então, está tudo praticamente...
- Açıyorum o halde.
- Vou pagar.
O halde restoranla ilgilenebilmen için bir şeyler ayarlarız.
Eu entendo, nós arranjamos algo para estares em contacto.
O halde Iowa'da oldu.
- Nada. O Iowa.
Mümkünleştir o halde.
Faz com que aconteça.
O halde bağlı olduğum yemine... Hadi ama.
- Como posso estar obrigado...
Gelecek. O halde bekliyoruz.
Bem então conseguimos.
O halde aptalın tekisin bu yüzden bir türlü anlaşamadık.
Então és um simplório e é por isso que não resultou entre nós.
O halde, harika hissetmen gerek.
Devias sentir-te ótimo.
"O halde kayıkçı konuştuğun Thor'dur."
"Portanto, barqueiro, estás a falar com o Thor!"
O halde kim yaptı?
Quem fez isto, então?
Tamam, pekâlâ o halde neden beni işaretledi?
- então sim, está certa. - Então, porque me marcaria?
Çünkü eğer kendini bunun sıradan bir iş olduğuna inandırırsan o halde Abbie'ye gerçekten olanları aklından kolayca atamazsın.
Porque se puderes convencer-te que é apenas negócios, a verdade do que pode ter acontecido à Abbie não te pode afectar.
Yani... hepiniz hainsiniz o halde.
Então são todos traidores.
Peki o halde.
Bem, então.
O halde başları kesin belada.
Então eles estão mesmo com problemas.
O halde zayıflıklarını değil güçlü yanlarını kuvvetlendirmeliyiz.
Então realçamos as suas qualidades e não as fraquezas.
Ne bekliyorsun o halde?
Bem, de que estás à espera?
O halde sen de bunu yapmalısın Donald.
Então é isso que devia fazer, Donald.
O halde bu işe yarayacaktır.
Tenho a certeza que será o suficiente.
O halde sana yardımcı olamam.
Não te vou poder ajudar mais.
O halde tüm değerleri... denklemin bir tarafını sıfır yapacak şekilde diğer tarafa geçirirsek... denklem bölünebilecek şekilde yeniden yazılabilir.
Então, se passarmos todos os termos para um lado, podemos pôr as equações numa forma que pode ser decomposta, permitindo que esse lado da equação fique igual a zero.
O halde gün sonuna kadar istiyorum.
Muito bem, vou precisar disso até ao fim do dia.
O halde kaybedecek bir şeyimiz yok.
Muito bem, não temos nada a perder.
O halde iniş koordinatları 5,0667 derece kuzey enlemi... ve 77,3333 derece batı boylamı.
Muito bem, isso coloca a vossa zona de aterragem a 5,0667 graus norte, 77,3333 graus oeste.
"O halde, çok özel biri olmalı Jimmy" dedi.
Disse : "Ela deve ser mesmo extraordinária, Jimmy".
Şey, Crane olmadığı ve Abbie de hala kayıp oluğu için, sadece ben ve Joe varız o halde neden bize bildiklerini ve neyin içinde olduğumuzu anlatmıyorsun?
Sem o Crane por perto e a Abbie desaparecida, eu e o Joe estamos a segurar as pontas. Porque não nos dizes o que sabes e nós vamos dar uma olhadela?
O halde buradan ona saldırmak için bir silah bulabiliriz.
Pegamos no possível daqui e usamos como arma.
Ve eğer bu çıkış yolu ise, o halde benimle beraber geliyorsun.
E se esta é a saída, tu vens comigo.
Hadi bakalım o halde.
Anda lá.
Ne zaman göreceksin o halde Oliver?
- Quando então, Oliver?
Peki. O halde neden Thea bana yarıştan çekildiğini söyleyen bir acil mesaj attı?
Então porque recebi uma mensagem da Thea a dizer que vais sair da corrida?
- Ben gideyim o halde.
Então, chama-me para depor.
- Ona söyle o halde.
- Eu quero. - Então conta-lhe isso.
Geri dön o halde takıma tekrar katıl.
Então volta. Junta-te à equipa outra vez.
- O halde şehri kaybettiğimizi biliyorsundur.
Sabes que perdemos a cidade. Não.
Adam da acınacak halde. Bütünüyle kadının emrinde.
E o homem é...
Sorunları olduğu halde oğlunuzu doktora götürmemenizin ihmalkarlık olarak görülebileceğini biliyor muydunuz?
Pode parecer negligência nunca ter levado o seu filho ao médico.
Eğer beni dinlemiş ve Bobby Axelrod'la yapacağın anlaşmayı mahvetmeseydin, şimdi bu halde olmazdık, değil mi?
Se tivesses ouvido e não tivesses lixado tudo com o Axelrod, não estaríamos assim...
O halde onu nasıl kurtaracağız?
Então, como o salvamos?
Ama katı halde kalırsa o zaman onunla savaşabiliriz.
Mas, se fica sólido, devemos conseguir combatê-lo.
O zaman neden sahte olduğunu bildiğiniz halde piyasaya verdiniz.
Então porque alteraram a data de lançamento se sabiam que era falso?
Aksi halde Daisy ve Lincol'ın işe yarar bir bilgi getirmesini umalım.
Caso contrário, espero que a Daisy e o Lincoln tragam algo útil.
O halde bu bir veda ise...
Se isto for o nosso adeus.
Aksi halde, Seni anne ve babanın asla bulamayacağı biryere saklayabiliriz, mmm?
Caso contrário, poderei escondê-lo nalgum lugar onde a mamã e o papá nunca mais o encontrem.
O halde kurbanlarla başlarız.
- Começamos com as vítimas.
Yap o halde.
- Faz.
Feci halde soktu.
Picou-o gravemente.