O halde ne Çeviri Portekizce
1,341 parallel translation
O halde ne?
O que é então?
O halde ne istiyorsun?
Então que desejas?
o halde ne önemi kalıyor?
Acima de tudo... qual a importância disso?
O halde ne yapacaksın?
Então, que vais fazer?
Sen nasıl dersen Brooke. O halde ne var?
- Somos o que quiseres, Brooke.
- O halde ne oldu burada?
- Entao, o que se passou aqui?
- Yaşamayan hücrelere can veremezler. - O halde ne verebilir?
Estao muito longe de conseguir dar vida a materia celular inanimada.
O halde bana ne yapmak istediğini söyle.
Ok, bem, o que queres fazer?
- O halde ne?
- Então, o que é?
O halde bilgilerinizin bizim için ne kadar önemli olduğunun da farkındasınızdır.
Então sabe o quão importante a sua ajuda é para nós.
Eğer bu güçle bir işbirliği istiyorsanız, o halde bizi kim ve ne olduğumuzu bilerek kabul etmelisiniz.
Se querem aliar-se a essa força, têm de nos aceitar como somos.
Hissedarlar fena halde kızgın olabilirler ama eğer Ridder, Patrick Kent'in ne yaptığını biliyorsa bu büyük bir hiddete sebep olabilir.
DESAPARECIDO HÁ 68,5 HORAS Os accionistas podem estar zangados, mas, se o Ridder soubesse o que o Patrick planeava, isso poderia causar ira.
O halde, ne yapman gerektiğini biliyorsun artık.
"E então saberás o que tens a fazer."
O halde ona ne olduğunu neden göremiyorum?
Então por que não consigo ver o que Ihe acontece?
O halde size ne yapacağımızı açıklayayım.
Então, deixa-me explicar o que vamos fazer...
O halde, ne yapman gerektiğini biliyorsun artık.
Então finalmente você saberá o que espero que você faça.
- O halde başına dert açılmaz.
- Ele deu uma boa olhadela né.
Bugün ne halde olabileceği hakkında bazı tarihsel tahminlerimiz vardı tabii.
Os modelos dinâmicos deram permissão para imaginar o seu estado actual.
İçinde ne var o halde?
Então o que é?
O halde kovboyluk ne için?
Porquê o traje de cowboy? Porquê?
Gözü olmadığı halde gören örümcek ne dokur? Yıllık Metrolopolitan Polis Gecesi
O que faz uma aranha que pode ver sem olhos? Bebo o sangue da terra... Os homens ouvem o meu conselho...
- Ne istiyorsunuz o halde?
- Então, o que querem?
- İlk ne yapıyoruz o halde? - Chris!
- O que vamos fazer primeiro, então?
O gün ne halde olacağımı bilmiyorum.
Não sei onde estarei.
Priya ve halasıyla yaşıyor halasının adı neydi elbette, halanın adı bilmiyorum bilmiyormuş hiç bir şey bilmiyor, Tiwari, nasıl bulacaksın o halde, ne yapacaksın Raj ne yapayım, ne olursa olsun Priya'yı bulacağım
A Priya também vive com a tia! Então diz-me o nome da tia dela. - Claro.
tamam, bu doğru o halde, ne yapacağız?
Sim, certo. - Então o que fazemos
yapman gerekeni yaptın zaten o halde ne yapacağını neden soruyorsun?
Então porquê é que estás a perguntar-nos o que vais fazer?
Pekala, o halde filmi Bombay " da beyaz bir duvara karşı çek. Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Está bem, filme-o em Bombaim contra uma parede branca, ou faça do teu jeito.
Uzunca bir süre ağlayarak, ne yaptığını bilmez bir halde oturup kaldım.
e passei um bom bocado, sentado ali, chorando, não sabendo o que fazer.
Ne yaptığımı bilmez bir halde orada uzanıyordum.
Eu estava para ali deitado, sem saber ao certo o que fazer.
O halde şu Şans bilmem ne meselesine bir bakabilirsin.
Então podias ver nele aquilo dos "San-shoes"...
O halde, benden ne istiyorsun?
Então, o que quer de mim?
O halde belki bana gece yarısı Skagların yanında... ne aradığınızı söylersiniz.
Então, o que fazia em Skagtown a meio da noite?
Telemetri fonksiyonları emrinizde. O halde, bunun içinden bakıyorum ve ne yapacağım?
Então, eu olho através disto e o que vou?
O halde yap ne yapacaksan. Kaptan?
Pronto tanto quanto pode.
O halde, John Crichton'u ne kadardır tanıyorsunuz?
Alguns machos... podem realmente perdoar.
O halde... bunun karşılığında ne istiyorsun?
Então... Que você quer por isto?
O halde, ne yapmamız gerekiyor?
D. Pode reativar Lo'Lah?
Harika. O halde, uh, bugün ne oldu burada?
Então, o que aconteceu aqui hoje?
O halde, sizin için ne yapabilirim, Mr. Monk?
Então, o que posso fazer por si, Sr. Monk?
- O halde plan ne?
- Então, qual é o plano?
O halde, bu kolay bulunmaz Ronnie ile ne zaman tanışıyorum?
Então, quando é que vou conhecer o evasivo Ronnie?
- O halde bu ne demek?
- E o que quer isso dizer?
- O halde, ne düşünüyorsun?
- Então, o que achas?
- O halde meselenin ne olduğunu anlamış değilim.
- Então, não vejo qual seja.
O halde gitme Evet, sen sonbaharda okula döneceksin ve ben ne yapacağım?
Voltas para as aulas no Outono e eu faço o quê?
Çünkü birinin tıkanmış arterinde minicik bir balonu şişirebilmeye çalışmanın ne kadar sinir bozucu olduğunu bilmiyorsun ve o insanın tek yapması gereken şey, sabahları yürümek ve yeşil salata yemekken bu halde buraya geri geliyor.
Porque não faz a mínima ideia de como é frustrante matar-me a trabalhar, tentando insuflar um balãozinho pequenino dentro da artéria entupida de alguém e tudo o que aquele pessoa tem de fazer, não sei, é dar um passeio pela manhã, ou engolir uma salada e volta cá com esse aspecto.
- O halde burada ne arıyor?
Então, o que está aqui a fazer aí escarrapachado?
Birini kaybedince, onu ne kadar sevdiğimizi göstermek isteriz. Bunu nasıl yapacağımızı bilemeyiz. Ve sonuçta gerekli olmadığı halde çok para harcarız.
Sei que, quando perdemos alguém, queremos mostrar o quanto a amávamos e não sabemos bem como fazer isso, por isso, gastamos muito dinheiro em algo que não é realmente necessário.
O halde burada ne arıyorum?
Então, o que estou aqui a fazer?
O halde size ne olduysa uykudayken olmuş olmalı.
O que quer que lhe tenha acontecido, aconteceu enquanto dormia.
o halde neden 20
o halde 836
o hâlde 29
o halde anlaştık 29
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
o halde 836
o hâlde 29
o halde anlaştık 29
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28