English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / Orası öyle

Orası öyle Çeviri Portekizce

163 parallel translation
Orası öyle.
Agora percebo isso.
- Orası öyle!
- Desde logo...
Orası öyle.
Claro que há.
- Orası öyle. - Evet ama derinliği vardı!
- Mas tinha conteúdo.
- Orası öyle.
- Lá isso, vê-se.
Orası öyle.
Sim, é verdade.
Orası öyle... karar vermek zorundalar.
Exactamente... eles vão ter de decidir.
Orası öyle.
- Verdade.
Orası öyle ama insanları bu kadar sert bir şekilde yargılama, adamım.
Não devias ser duro a julgar as pessoas.
Sokaktayız. Orası öyle.
- Estamos no terreno do bar.
Orası öyle ama...
Sim, eu sei.
Orası öyle bir yer ki işler olması gerektiği gibi gitmiyor.
No lugar onde as coisas não correm exactamente da maneira que deviam.
Orası öyle.
É claro que não.
Orası öyle, ama biz seni hâlâ seviyoruz.
Odeio isso. Quero dizer, não o odeio.
Eğer şanslıysak, yeni liman işini halledebiliriz. Orası öyle, parayı harcar şansımızı kullanırız.
Seja como for, gastámos o dinheiro e fizemos o nosso melhor.
Evet, orası öyle ama Tanrı şu anda evde yok.
Fica. Mas Deus não está em casa no momento.
Orası öyle.
É verdade.
Orası öyle. Baksana Tony hiç UET fabrikasına gittin mi?
Tony, alguma vez foste à fábrica da G.C.U.G.?
Orası öyle ama, onlarla ne yapacağını da bilmiyor.
Sim, mas ele não sabe o que fazer com eles.
Orası öyle, ama endişelenmeyin.
Certo, mas não se preocupe.
Deliyiz, orası öyle.
Somos doidos, sim. Claro.
Orası öyle.
Definitivamente és mesmo alguma coisa!
Öyle ya, havanın dışıdır orası.
Dizeis bem. Está protegida do ar.
O melekler öyle küçük, öyle çaresiz o kadar zor durumdalar ki, orası onlar için bir umut limanı.
É um porto seguro para todas aquelas crianças. Tão pequenas, tão vulneráveis... E tão aleijadas...
Orası dağlık kesim, öyle değil mi?
Repare, calcorrear as íngremes estradas de montanha até ao centro da ilha, certo?
Orası değil budala. Öyle değil.
Não aí, não aí, tolo.
Orası loş ışıkta öyle sessiz ve ürkütücü görünüyordu ki oradan kaçtım.
Aquela luz fraca é tão solitária e arrepiante que me assustei e fugi.
- Orası neden öyle?
Em todo caso, o que foi isso?
Öyle mi? Orası neresi?
Então, como é que ficamos?
Mezarıma mı? Öyle ya, orası da buranın dışı.
Exato, isso é fora do ar.
Orası Gallilerin treni yakaladığı yer değil mi? Evet, öyle.
Não é aí que os galeses apanham o comboio?
Orası iyi, öyle kalsın Charlie.
Aí está bem, Charlie.
Orasının farklı olduğunu sanıyorsun, öyle mi?
Oh, a tua auto-estima lá é diferente?
Merhaba Günaydın.Orası Carmen çiçek evi öyle değil mi?
Bom dia. É da florista Carmen?
- Çıkarım, mezarımda. Öyle ya, havanın dışıdır orası.
- Bem, isso é descer das nuvens.
Öyle mi? Neresiymiş orası?
Onde é isso?
- Evet, orası öyle...
- Bom...
- Orası Katolik bir kasaba. Öyle değil mi?
- É uma cidade católica, não é?
- Evet, orası oda servisi mi? - Evet, öyle.
- Sim, é do serviço de quartos?
Sonra gözü mosmor olacak evine öyle gidecek ve arkadaşlarına, Dongmakgol'a gitmeyin, orası korkunç bir yer, diye anlatacak.
Então, ele irá ficar com os olhos negros. Quando ele for para casa dessa maneira, irá contar aos amigos dele : " Não vão até Dongmakgol!
- Orası ayak tarafı. Ben de öyle dedim.
Foi o que eu disse.
Orası öyle.
- É sim.
Hayır, orası çok gürültülü. Hayır, sakın öyle söyleme.
- Quando quiser, é só dizer.
Yani bana hamile kaldığın yer orasıydı öyle mi?
Nessa mesma noite ficaste grávida?
Bebeğin ait olduğu yer orası, öyle değil mi?
É lá que a bebé pertence, não é?
- Orası nedir öyle?
- Que raio é isto?
- Okulun orası değil mi? - Ben de öyle düşündüm.
Isto é perto da escola, não é?
Orası da neresi öyle?
A sério? O que é o Purgatório?
- Orası kolay. - Öyle mi?
Isso arranja-se.
Öyle veya böyle her halükarda sonum orası olacak.
Vou acabar lá de qualquer forma.
Öyle olmasalardı, orası bir mezarlık olmazdı.
Não seria um cemitério se não fossem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]