Roxa Çeviri Portekizce
297 parallel translation
Haftada iki kez gelip bana güzel bir masaj yapıyor, ben de ona...
Vem cá duas vezes por semana, deixa-me toda roxa, pelo que eu...
Yüzümdeki eflatun renk silindi mi?
- Sim, está. E a minha cara, já não está roxa?
Mor mürekkep çok tutkulu.
A tinta roxa é sinal de paixão.
- Mor yüksük otu.
- Dedaleira roxa?
Her çeşit ipe sahipti, farklı uzunluklarda bütün renklerde beyaz ve kırmızı yeşil ve sarı turuncu ve şarap rengi, mor ve mavi.
Ele tem cordas de todos os tipos, tamanhos e cores... branca e vermelha, verde e amarela... tangerina e vinho, roxa e azul.
Tabureden düştün. Yüzün mosmor kesildi.
Caiu do banco alto, ficou com a cara roxa.
Biz, İlahi Deli Kilisesi'ndekiler duanın gücünün başımızı morlaştırdığına inanıyoruz.
Nós, na Igreja do Divino Pateta acreditamos no poder da oração para ficar com a cabeça roxa.
Ve saçlarında da, mor bir kurdele...
E uma fita roxa no cabelo.
- Mor ördek nasıl gider?
Como é que faz uma gralha roxa?
Kızardın.
Já estás a ficar roxa.
Evet, menekşe rengi paket.
Ah sim, uma caixa roxa.
Siz gerçek bir eğitmensiniz ve inanın eğer sabredersek istediğimizi alabiliriz. Ama onlara inanırsak olmaz. Bir kişiye ihtiyacımız var.
Pode treiná-los até ter a cara roxa mas quando lá estiverem, vão procurar um tipo.
Deney setiyle mor boya yapıp paltoyu mora boyamış!
A Bea comprou-lhe um laboratório de química. Ele fez tinta roxa e...
Kolum morarırsa öldün!
Se eu ficar roxa, mato-te!
Bunu bana morarana kadar okuyabilirsin.
Podes ler-me isso até ficares roxa.
Yüzü mosmor olur ve gözleri fırlayacak gibi şişer.
A cara dele fica completamente roxa. Os olhos saltam.
Bu, mor demek.
Dai a cor roxa.
Sanırım, mor çantasına koyup kilitlemiştir. Önemli bir kağıtsa tabi.
Presumo que o guardasse naquela pasta roxa dela, se fosse importante.
Şimdi! Kız maviye dönüyor.
Ela está a ficar roxa.
Evet, mor renkliydi.
Era roxa!
D'oh! Şu mor meyve.
É a fruta roxa.
Ve bu da eski mor tarzda...
E depois há esta roxa que se põe à volta, assim.
Early böyle bir fotoğrafımı görsedi bir hafta mor gözlerle dolaşırdım.
Se Early me visse numa foto assim eu ia ficar toda roxa por uma semana.
Buradaki mor leke ne?
Que mancha roxa é esta?
Tarife göre, bir mahkumun yüzünde, morumsu bir iltihap varmış.
Pela descrição, um prisioneiro tinha uma grande inflamação roxa na cara.
- Evet, mor, dinozor gibi, ama dinozordan büyük.
- Sim, roxa como o dinossauro, mas maior do que o dinossauro.
- Kırmızı jöle.
- Gelatina roxa.
Çünkü orada mor, katı ve şişmiş bir şekilde yatıyor olmanız düşüncesi beni çok üzüyor.
Porque a ideia de te ver assim, roxa, rígida e estendida, deixa-me tão triste!
Sabah kalktığında, saatimi takan mor bir maske bulursan sakın dokunma!
Se acordares de manhã, e encontrares uma borbulhante massa roxa a usar o meu relógio... Não lhe toques.
Bunun içinde mor bir şey var.
Este tem uma coisa roxa.
Gıcır takımlar ve lavanta renkli gömlekler hayal etmemiştim.
Não sonhei com um fato azul e uma camisa roxa.
Bugün okulda mor gömlek günü.
Eu disse milhares de vezes. Hoje é dia de blusa roxa na escola.
- Mor gömleğimle birlikte.
- Sim, ao pé da minha blusa roxa.
Şu mor ağaç nedir?
O que é aquela árvore roxa?
Hiç kural yok dedin. Peki ya, o mor ağaç?
Disseste que não havia regras, a propósito da árvore roxa, amigo?
Evet, ve mor lekeye de baksana.
Sim, e vê a mancha roxa.
Said'in mor-kahverengi ağzı... bir penisin başı gibi düz ve parlak oluyor.
A boca do Said, marrom e roxa... fica lisa e brilhante, | rosa como a cabeça do penis.
Sabahları mor, öğleden sonra mavi, akşamları turuncu.
Roxa de manhã. Azul de tarde. Laranja de noitinha.
- Bir tane mor, bir tane de mavi...
Uma roxa, uma azul, uma laranja...
- Auran mor!
- Tens uma aura roxa!
- Mor!
- Roxa!
Mor!
É roxa!
- Auran mor!
- A tua aura é roxa!
ve bir fincan daha ver bana şu mor bitkiden, ben onu boğazımdan aşağıya dökeceğim!
E se aquela rapariga roxa me dá mais alguma chavena de chá, enfio-Iha pela garganta abaixo!
Anne, mor kazağını ödünç alabilir miyim?
Mãe, emprestas-me a camisola roxa?
Mor sakallı korsan, Altı Denizlerin belası.
Eis o infame pirata Barba Roxa, a praga dos seis mares.
Bokum mora dönüşüp şerbet gibi kokunca buna inanırım.
Acredito nisso quando a minha merda ficar roxa e cheirar bem.
Küçük mor arkadaşın içindeyken gemini patlatır mısın?
Explodias esta nave inteira com a tua amiga roxa a bordo?
Bacağım yarın moraracak.
A minha perna vai estar roxa amanhã.
- Mor olduğu için mi?
- Porque é roxa?
- Tamam, mor yüzeneve gidelim hadi.
- Ok, vamos para a rôxa. - Vamos lá...