Sen varsın Çeviri Portekizce
1,722 parallel translation
Her gece yatağıma yattığımda aklımda bir tek sen varsın. Geceleri çok zor uyuyorum.
mas todas as noites que vou para a cama, és tu que tenho na mente, dificilmente consigo dormir a noite toda.
Hayal kuruyorum, dakikada üç kez, İçinde de sen varsın bebek.
Estou a sonhar, três vezes por minuto, baby, tu estás nele.
- Sırada sen varsın, Lenny.
- És a seguir, Lenny.
Sen varsın ve ben varım
É sempre você e eu, ohh yeah
Sadece sen varsın.
Só tu.
- İyi, tamam. Arada sen varsın.
Tudo bem, mas é por tua causa.
Söylemek istediğim, hepsinin merkezinde sen varsın gibi görünüyor.
O mais estranho, é que tu pareces estar no centro de todos eles.
Hepsinden önemlisi sen varsın. Yani bir şey olmaz.
Mas, lembra-te, tenho o meu trabalho e, mais importante, tenho-te a ti, por isso, fico bem.
Sen varsın.
Têm-te a ti.
Anahtarı olan bir sen varsın!
És o único que tem a chave.
Sırada sen varsın.
É a sua vez.
Bunun arkasında sen varsın, değil mi?
Você está por detrás disto tudo, não está?
Şanslılar ki sen varsın, doktor.
Que sorte que se tenha juntado a nós doutora.
Şanslıyız ki sen varsın.
Temos sorte... que se tenha juntado a nós.
Sırada sen varsın.
Agora és tu.
Sen varsın ya o işler için.
É para isso que tu serves.
- Hayır, sadece sen varsın.
- Não, só você.
İyi ki sen varsın, çünkü bu inanılmaz.
Bem, ainda bem que estás porque isto é fantástico.
Ama sen varsın.
Tenho-te a ti.
Sırada sen varsın Mitch.
És o próximo na linha de sucessão, Mitch.
Bu FBI soruşturmasının arkasında sen varsın, değil mi?
Está por trás desta investigação do FBI, não está?
Burada da sen varsın.
E aqui estás tu.
Hadi ama, sen varsın ya!
Sim, de você!
Ama bir de sen varsın.
E então apareces-me tu.
Hatırlıyorum da daha geçen gün içimde bulunduğum durumda şimdi sen varsın.
Lembro-me quando estavas na situação que estou agora.
Sen varsın.
Posso perder-te a ti.
Benim için sadece sen varsın, bu yüzden onların yanında hiçbir şey söylemedim.
Eu só te tenho a ti. Por isso, não disse nada.
Egemen olan sensin, kontrol sende herşeyin merkezinde sen varsın.
Está bem? Tu dominas, tu controlas... precisas de ser o centro das atenções.
Madem meseleyi çözmemiz gerekiyor, dışarıda bizden sadece sen varsın.
És tudo o que temos se queremos perceber o que se passa.
Bütün haberlerde sen varsın.
Você está nas notícias.
Micky sırada sen varsın.
Micky vai ser o próximo.
Meslektaşlarından üçü o kasada sıkıştı kaldı ve SWAT ile aralarında olan bir tek sen varsın.
Três colegas seus estão trancados no cofre e não existe nada entre eles e a SWAT a não ser você.
Edo, beni olduğum halimle seven bir tek sen varsın.
Edo, isto posso dizer-to apenas a ti. És o único que gosta de mim como sou.
Paul? Sırada sen varsın.
És a seguir.
- Sırada sen varsın tüy torbası.
- És a seguir, bola de pêlo.
Sadece sen varsın.
Só há você.
Benim için bir tek sen varsın.
És a única para mim.
Ama, tamam, sen varsın.
Bom, está bem, tenho-te a ti.
Hadi Ted, sor. Yalnız sen varsın.
Vá lá, Ted, só estás cá tu.
Kıçının üstüne oturup, parmaklarıyla oynamaktan mutlu olan bir tek sen varsın!
A única que não tem problemas em ficar sentada de braços cruzados, é você!
İkimizi bilen bir tek sen varsın.
É a única pessoa que sabe.
Böyle düşünen bir tek sen varsın.
Eu acho que és o único.
- Bunun arkasında sen mi varsın?
- Estás por trás disto?
Çünkü imgelerde sen de varsın.
Porque você está nas minhas visões.
Sen de varsın, değil mi?
Você está com eles, não é?
Yanımda sen varsın.
Eu tenho-te a ti.
Yürütme Komitesi'nde dostları olan tek sen mi varsın sanıyorsun?
Achas que és o único com amigos na Comissão Executiva?
İçinde sen de varsın...
Tu também estás na foto.
Bu konuyla ilgili çalışan tek sen mi varsın?
Mas mais ninguém trabalha na revista, só tu?
Sen de varsın.
Está nele, também.
Sırada sen varsın.
És o próximo.