Senator Çeviri Portekizce
5,075 parallel translation
- Hepimizin burada olma sebebi, - Senatör Hamilton Hill.
Senador Hamilton Hill.
Deathstroke - Çeviri : gokseld7 Hamilton Hill'in yeniden senatör seçildiği gecede tüyler ürperten bir olay meydana geldi.
É uma cena macabra na gala de celebração da reeleição de Hamilton Hill.
Ben sürgündeki senatör Gall Travis.
Cidadãos, aqui é o senador exilado Gall Trayvis.
Tamam da, Senatör McDonnell O'nun Senato koltuğundan istifa etti.
Mas o Senador renunciou à cadeira no Senado.
Birleşik Devletler Senatör'ü olmamalı.
Ele não pode tornar-se Senador dos EUA.
Sizi sonra arayacağım Senatör.
Eu ligo-lhe depois, Senador.
En kötü haliniz için hazırım senatör.
Senador, estou pronto para o pior que tiver para dar.
Evet, burada doğdum senatör. Kim olduğunuzu biliyorum.
Sim, eu nasci cá, Senador.
Tutucu bir senatör ve küreselliğin sesi olarak tanınıyor.
É conhecido como senador conservador e uma voz pela globalização.
- Lütfen ona "Senatör" de. - "Senatör" mü?
- Por favor, chamem-lhe senador.
Senatör Castillo, Jane Bodine. - Memnun oldum.
- Senador Castillo, Jane Bodine.
Bizce kazanabilirsiniz Senatör.
Achamos que pode vencer, senador.
Senatör, kollarınızı sıvayın.
Senador, arregace as mangas.
Kollarınızı sıvayın Senatör.
Mangas arregaçadas, senador.
Senatör.
Senador.
- Az kaldı Senatör.
- Estamos quase, senador.
Ofise döner dönmez hazırladığım birkaç resimli taslağı - size göstereceğim. - Senatör.
Fiz uns esboços de storyboards que lhe quero mostrar no escritório.
- Ama hayvanları görünce... Lamayı size hazırlıyoruz Senatör. ... onlarla daha çok bütünleşeceksiniz.
Mas quando se vê os animais faz-se mais parte do processo criativo colectivo.
Belki Senatör...
O senador pode...
Senatör seni görmek istiyor.
O senador quer falar consigo.
Senatör, beyaz cüppeyle bir piramidin altında durmuşsunuz.
O senador estava à beira de uma pirâmide de túnica branca.
- Kapıyı aç lütfen. - Senatör!
- Abra a porta, por favor.
Senatör, benimle gelmelisiniz.
Senador, tem de vir comigo.
- Bravo Senatör.
Bom trabalho, senador.
Senatör, Bolivya'nın yerli halkı için anayasal reform ve daha iyi temsil edilmek isteyen insanlara cevabınız nedir?
Senador, como responde aos que pedem reformas constitucionais e maior representação dos povos indígenas da Bolívia?
SENATÖR İÇERİDE Mİ?
O Senador está?
Yoksa sana Senatör mü diyeyim?
Ou tenho de te chamar Senador?
Değil mi, Senatör?
Não é verdade, Senador?
- Nasılsınız, Senatör?
- Como está, Senador?
Senatör gidip kendini sikebilir.
O Senador que se vá lixar.
Beklediğiniz arama, Senatör.
É a chamada que tem aguardado, Senador.
İkimizde biliyoruz ki senatör bizi elmasları çalalım diye kiralamadı.
Ambos sabemos que o Senador não nos contratou para roubar os diamantes.
Ve ben işimi bitiremezsem, Senatör bana ödeme yapmaz.
E se eu não o terminar, o Senador não me paga.
Senatör ödeme yapmazsa..
O Senador não me paga...
Senatör o sürücü için lanet dünyanın sonuna kadar peşinde olacaktır.
O Senador irá persegui-la até aos confins do raio da Terra por essa drive.
Wisconsin'den genç senatör, Joseph McCarthy devletimize, ordumuza ve okullarımıza sızmaya çalıştıklarına inandığı sözde Komünistlerin soruşturmasını bitirmek üzere.
O senador Joseph McCarthy, de Wisconsin, está a incrementar as investigações a alegados comunistas que crê estarem a infiltrar-se no nosso governo, forças armadas e escolas.
Teşekkür ederim Senatör.
Obrigada, Senador.
Bu akşam Senatör James Abrahams'ın büyük bir işi var ve VIP'lerine göz kulak olacak iki polis istiyor.
Esta noite, o Senador James Abrahams vai dar uma festa... e quer uma dupla de policias a vigiar os seus convidados.
Senatör, ana bölüm ile güney kanadında olacak.
O Senador estará na Ala Norte com o Corpo Principal.
Çünkü Senatör tüm ekibini kuzey tarafında istiyor.
Porque o Senador quer todo a sua equipa na Ala Norte.
Senatör, bir sürü önemli kişiyle bir araya geliyor.
O Senador está envolvido com gente de alto perfil.
Senatör Abrahams'ın hayır toplantısından çarpıcı haberler.
Últimas notícias da reunião de caridade do Senador Abrahams.
Dün gece Senatör'ün galasında ne olduğunuzu hepiniz biliyorsunuzdur.
Claro que todos sabemos o que aconteceu na última noite... na Festa do Senador.
News Channel 4 Senatör Abraham'ın galasında onlarca insanı öldüren ve sayısız yaralıya sebebiyet veren saldırıyla ilgili bir görüntü ele geçirdi.
O Canal 4 de Notícias, adquiriu material exclusivo de segurança... do ataque na Festa do Senador Abrahams... que deixou vários mortos e inúmeros feridos.
Kane'den Bir'e. Senatör'ün yerini belirledim.
Kane para Um, localizei o Senador.
Senatör, lütfen şu binadan siktir olup çıkar mısınız?
Senador, fora do edifício.
Yetkililer baskının geçen hafta Senatör'ün galasından kaybolan Dr. Claire Landis ve kızı Mikayla'nın iyileşmesine vesile olmasını temenni ediyordu.
As autoridades esperavam poder recuperar... a Doutora Claire Landis e a sua filha Mikayla. Ambas desapareceram da festa do Senador a semana passada.
Senatör Sinclair'e Khalid'i bir sonraki uçakla Chicago'ya göndereceğime dair kişisel bir söz verdim, anlıyor musunuz?
Fiz uma promessa pessoal ao senador Sinclair que teria Khalid no próximo avião de volta a Chicago, entendeste?
Senatör olmak için çalışacaksak Henüz karar vermedim
Ainda não decidimos se vamos concorrer ao Senado.
İlk tepkin ne oldu Senatör?
Qual foi a sua reacção imediata, Senador?
SENATÖR OWENS : Eh, biraz rahatlama duygusu var tabii ki. buna rağmen anlaman gereken şey insanların pek çok konuda endişeli olduğu.
É óbvio que há uma sensação de alívio, mas o que tem que perceber, é que agora as pessoas estão preocupadas com o próximo salário.