Sergeant Çeviri Portekizce
79 parallel translation
- İyi geceler çavuş.
Boa noite, Sergeant.
Sergeant Menzies bunu size vermemi istedi.
O sargento Menzies pediu que eu lhe desse isto.
Hayır, Sergeant!
Não, sargento!
Sergeant Menzies'i iste.
Pergunte pelo sargento Menzies.
Sergeant Menzies.
Sargento Menzies.
Sergeant...
Sargento...
Sergeant Rutledge, savunma talebiniz nedir?
Sergeant Rutledge, como se declara?
Bölük Çavuşu Matthew Luke Skidmore.
Sergeant Matthew Luke Skidmore.
Onu nazikçe götür, Sergeant.
Eh, tenha cuidado com ela, Sargento.
Rahatsız etmek istemem ama sen Lucas Sergeant mısın?
Não queria incomodá-lo, mas o senhor é Lucas Sergeant?
Dijon'dan. Nasılsınız? Sergeant Yard'a şimdi çavuşum tarafından kayın pederimin kız kardeşini anlatıyordum.
Estava aqui a falar ao Sargento Yard da irmã do meu sogro do lado do meu sargento.
- Çavuş Meeker, 20?
Sergeant Meeker, qual é o sua posição?
Dick York, Dick Sargent, Sergeant York.
Dick York, Dick Sargent, Sergeant York.
- Çavuş Owen!
- Sergeant Owen!
Sergeant Stutter.
Sergeant Stutter.
O zaman ya zamanın dışından ya da Sergent Pepper albümünden fırladın.
Por isso, tu deves ser um homem de outro tempo ou um Sergeant Pepper.
Sergeant Adams bana yaralıya bakacağını söylemişti.
O sargento Adams disse-me que tinha a situação sob controlo.
Sergeant Adams'la daha yeni görüştüm. O ve Bell rutin trafik kontrolleri yapıyorlarmış
Ele e o Bell estavam a fazer uma operação stop de rotina, quando o Caprice se meteu.
Pekala, onsuz başlayalım. Sergeant Adams ve memur Bell bir Buick'i rutin kontrol için durdurmak istediler.
O sargento Adams e o agente Bell estavam a mandar parar um Buick.
Ben Ortega'ya Brass ve çavuş Sergeant Carroll'u getirmelerini söyleyeceğim.
Vou dizer ao Ortega para trazer o Brass e o sargento Carroll.
Sergeant Troy, Fanny Robin ve Bathsheba Everdene Thomas Hardy'nin hangi romanında birlikte görünürler?
Sargento Troy, Fanny Robin, e Bathsheba Everdene aparecem em qual romance de Thomas Hardy?
İşte bu benim Krusty bebeğim, bu Linguo sonra yetersiz silahlarıyla Irak'tan bir Yüzbaşı.
Então, este é o meu boneco do Krusty, Funzo, Linguo Iraq War Sergeant Activity com armas insuficientes,
Uçak saldırısı başlamaz ise İsrail yenileceğe benziyor. Bu gün Hizbullah'ın yapmış olduğu saldırılarda 19 yaşındaki Sergeant Tomer Zitlaw Hizbullah tarafından öldürüldü.
O nome de outra baixa nesta ataque, que foi fornecido, é o Sargento Tomer Zitlawi, de 19 anos, natural de Afula.
Sergeant her gün yüzdüğünü söyledi.
O Sargento diz que nadavas todos os dias.
Şey... Sergeant televizyon izliyor.
É que, o Sargento está a ver televisão.
Sergeant, unut gitsin.
Sargento, esquece.
Canterbury'den Sergeant Dunlop?
Sargento Dunlop de Canterbury?
- Sergeant Dunlop eşin var mı? - Maimonides diyor ki :
- Maimonides diz...
Sergeant Dunlop, onu pencereden izliyorum.
Sargento Dunlop. Eu vi-a pela janela.
Sağ ol, Sergeant Dunlop.
'Shalom', Sargento Dunlop.
Sergeant Dunlop denen adamla nasıl tanıştın?
Como é que conheceu o Sargento Dunlop?
Sergeant Dunlop, arkadaşlarının adını sordu mu?
O Sargento Dunlop perguntou-lhe o nome dos seus amigos?
Sergeant Dunlop'u gördünüz mü?
- Viu o Sargento Dunlop?
- Sergeant Dunlop'u gördünüz mü? - Hayır.
- Viu o Sargento Dunlop?
Sergeant Dunlop'u gördünüz mü?
- Não. - Viu o Sargento Dunlop?
Sergeant Dunlop'un nerede olduğunu biliyor musunuz?
- Sabe onde está o Sargento Dunlop?
- Sergeant Dunlop'u görmek istiyorum.
Estou aqui para ver o Sargento Stephen Dunlop.
Sergeant Dunlop!
Sargento Dunlop!
Sergeant Dunlop yüzünden benden nefret ediyorlar.
Eles odeiam-me por causa do Sargento Dunlop.
Sergeant Dunlop'un duyguları var. Öyle mi?
O Sargento Dunlop tinha paixão.
Ayrıca Sergeant Dunlop, anlattığım her şeyi ilgiyle dinliyordu.
E o Sargento Dunlop estava interessado em saber tudo o que eu tinha para dizer.
Biliyor musun gözlerimi kapatıp Sergeant Dunlop'u düşündüğümde onun berrak ruhunu, pembe yüzünü kısa tırnaklarını, kocaman kaşlarını görüyorum.
Sabes, quando fecho os olhos e penso no Sargento Dunlop, consigo vê-lo claramente : A sua pele rosada. As suas unhas pequenas.
Selam size, Sergeant Dunlop. Selam.
-'Shalom', Sargento Dunlop.
Lanet olsun, Sergeant. Öyle çirkinsin ki, bir kurşun yüzünü güzelleştirirdi. Şimdi dinle -
És tão feio, que só tinhas a ganhar com um balázio na cara.
Sergeant Tomas hakkında o yüzden bu kadar bilgilisin.
Por isso conhecias o Sargento Tomas.
Sergeant, Bay Bauer'u götür.
Sargento, leve Bauer.
Eğer "Sergeant Pepper" olsaydım, korkardım.
Se fosse o Sargento Pepper, estaria aterrorizado.
Ben Dedektif Sergeant Becker.
- e esta é a Detective Marks.
Sgt Pepper'ın ses kalitesi çok iyi.
A "Sergeant Pepper" soa incrivelmente bem.
Ben Sergeant.
Ben Sergeant.
Başladığın işi bitir. Teşekkürler, Sergeant.
- Obrigada, sargento.