Sinirlisin Çeviri Portekizce
409 parallel translation
Yalnızca sinirlisin.
Isso são só nervos.
Hayrola? Sinirlisin.
O que se passa, está nervoso?
Hayır, yalnızca sinirlisin.
Não, és tu que estás nervoso.
Sinirlisin, değil mi?
Estás nervoso?
- Bu yüzden mi sinirlisin?
- É por isso que estás tão nervosa?
Son günlerde çok sinirlisin.
Estás tão inquieto.
- Neden sinirlisin?
- Porque ficaste tão zangado?
Neden bu kadar sinirlisin?
Por que está tão aborrecida?
Neden bu kadar sinirlisin?
O que o chateou tanto?
Sen sinirlisin.
Claro que está.
Çok sinirlisin, Galtsev.
És mesmo um neurastênico, Galtsif.
Biraz sinirlisin Sergei.
Está um pouco nervoso, Sergei.
Affet beni. Arkadaş olalım. - Çok sinirlisin.
Vim para me desculpar... podemos ser amigos.
- Çok sinirlisin. Arkadaşınım ben senin!
Ele é muito neurótico.
Sinirlisin.
Estás nervoso.
Merak etme. Sadece sinirlisin.
Vá lá, vá lá, está comovida.
- Evet öylesin. Benim olmuş olduğum gibi sinirlisin.
- Está nervoso como eu estava.
Hayır, sen zekisin, güzelsin... ve sinirlisin aynı zamanda.
És inteligente, bonita... E nervosa também.
- Sen çok sinirlisin, ben bakarım.
- Está nervosa, eu me encarrego.
Ne... neden sinirlisin?
Por que está zangado?
- Evet sinirlisin.
- Sim, estão.
Hava çok sıcak, sen de hayli sinirlisin, biraz dinlenir misin lütfen?
Está muito calor e você está nervosa, tente descansar.
Sinirlisin. Adet döneminde olmalısın.
Deve ser o período.
Çok sinirlisin Bowers.
Porte-se bem, Bowers.
Yine çok sinirlisin Bowers.
Porte-se bem, Bowers.
Sinirlisin. Ama bana gösterme.
Sente a raiva, mas não a vires contra mim.
Karmakarışıksın ve sinirlisin, ve berbat bir aşçısın.
Você é toda enrolada... você é nervosa... e é uma péssima cozinheira.
Sinirlisin, değil mi?
- M. Longstreet. - Não parece muito alegre.
Marty? Neden bu kadar sinirlisin?
Porque estás tão nervoso?
Çok sinirlisin, ha?
Estás um pouco resmungão, não estás?
Neden bu kadar sinirlisin?
Por que estás tão aborrecida?
Howard, neden bu kadar sinirlisin?
- Estou a ir, estou a ir. Howard, porque estás tão chateado?
Hala sinirlisin, hah İş Bitirici?
Ainda tens mau feitio, Apagador?
Biz yukarıda pazarlık yaparken sizi arabada yalnız bıraktığımız için mi sinirlisin, Peg?
Estão chateadas por terem ficado dentro do carro quando fomos regatear o preço?
- Hayır. - Sen de mi sinirlisin?
- Também estás zangado?
- Bak, çok sinirlisin.
Está a ser muito agressiva, Rae.
Daha önce tanıştığım herkesten sinirlisin... ama iyi bir adamsın.
És a pessoa mais exaltada que já conheci, mas és bom homem.
New Market'dan sonra sinirlisin.
É um atrevimento vir aqui, depois de Newmarket...
- Sinirlisin Homer, neden yarın sabah karar vermiyorsun?
Ainda estás zangado. Porque é que não dormes sobre o assunto?
Bayağı sinirlisin, biliyor musun?
Você é bastante louca, sabia?
Sen bu konuda biraz sinirlisin.
Estás chateado.
Bazen çok sinirlisin.
És o nosso porta-moedas.
Niye bu kadar sinirlisin?
Porque estás nervoso?
Sinirlisin, yaralısın.
Sentes raiva e mágoa.
Aman Tanrım, sen benden de sinirlisin.
Meu Deus, estás mais nervosa do que eu.
Sen sinirlisin.
Tu estás zangada. Porquê?
Neden öyle sinirlisin?
Tás tão tenso porquê?
Niye sinirlisin?
Por que estás nervosa?
John, bir insanın öldürüldüğünü gördüğün için sinirlisin.
Tenciono fazer justiça rápidamente.
Parasını sen verdiğin için sinirlisin.
Queres a nossa moeda?
- Demek sinirlisin!
Estás a pôr-me nervoso!