Uzerinde Çeviri Portekizce
5,198 parallel translation
O çocuklar uzerinde hiçbir... soz hakkin yok... ayni Gabriel'de olmadigi gibi.
Não tem direito às crianças, como não tinha ao Gabriel.
Üzerinde çizik ve göçükler var.
Parece haver por aí umas lascas e mossas.
Üzerinde ne kadar kokain bulundu?
Quanta cocaína tinha ela?
Üzerinde değil, içinde.
Não com ela. Dentro dela.
Üzerinde çalışmamız için birkaç ipucu bırakmışlardır.
Até agora só cometeram um deslize.
- Adını biliyor muyuz? - Üzerinde çalışıyorum.
Sabemos de quem se trata?
Üzerinde parmak izin yoktur büyük ihtimalle ama seri numarası üzerindedir. FBI'ın seri numara üzerinden neler yapabildiğini görsen şaşar kalırdın.
Não vai ter obviamente nenhumas impressões digitais, mas... pode ainda ter os números de série e você ficaria surpreendido com o que o FBI consegue fazer com números de série.
Üzerinde bir kanıt izi yok.
Não foram encontrados vestígios de elementos nele.
Üzerinde çalışmak için de mi ölümcül?
- É demasiado mortífero para estudar?
Sorun yok. Üzerinde çalışıyorum.
Não há problema, pode deixar.
Üzerinde çalışıyoruz. "
a melhorar o serviço.
Üzerinde yaşam belirtileri var.
O que viste? Parece estar habitado.
Üzerinde Kathleen yazan tansiyon aletini getir.
E mede a tensão arterial da Kathleen.
Üzerinde dört cüzdan, üç saat bulduk.
Tinha 4 carteiras e 3 relógios.
Üzerinde DNA olabilir.
Pode ter o ADN nele.
Üzerinde cep telefonu bulundurmamalısın.
Não deverias estar com um telemóvel.
Üzerinde bir şey geziniyor.
- Tens uma coisa a subir-te pelo braço.
Üzerinde "Bütün hapları suyla yut" yazıyor.
Diz : "toma os comprimidos todos com água".
Üzerinde uzun zamandır çalıştığım bir şey bitmeye çok yaklaştı.
Algo no qual tenho trabalhado há muito tempo. E já está quase acabado.
Üzerinde hiç taş görmemiştim.
Nunca o vi com uma pedra.
- Üzerinde nakit var mı?
Tens algum dinheiro?
Üzerinde fazla düşünmeye gerek yok.
Não me parece nada suspeito. Obrigado!
Üzerinde George Washington yerine küçük R2-D2'lar var. - Oğlumuzu kaçırdılar!
Têm pequenos R2D2 gravados.
Üzerinde düğmeler, ışıklar falan var. - Bipleyen bir şey.
Tem botões e luzinhas.
Üzerinde çalışıyorum.
Eu resolvo isto.
Üzerinde çalışıyorlar.
- Estão a trabalhar nela.
Üzerinde Kral Aelle'in yüzü bile var.
Até tem a face do Rei Aelle.
Üzerinde duruyorsunuz.
Estais em cima dele.
Üzerinde silah veya benzeri bir şey yok...
Ela não tem armas, ou alguma coisa parecida...
Üzerinde "kültür" yazan bardak mı?
Por um medidor escrito "cultura"?
Üzerinde senin fotoğrafın ve adın var.
Tem a tua foto e o teu nome.
Üzerinde deney yaptım.
Fiz experiências com ele.
Üzerinde numaralar var.
Têm números escritos.
Üzerinde uyuşturucu varken 911'i arasaydı hapse girerdi zaten.
Se ligasse, com aquelas drogas, seria presa.
Üzerinde oymalar olan kutuyu hatırlıyor musun?
Lembras-te da caixa com as marcas?
Üzerinde çelik yelek yok muydu?
Não tinhas o colete?
Üzerinde çalışılacak çok şey var.
Há tanto para estudar.
Sadece bu sunum için endişeliyim. Üzerinde daha çok çalışmak gerekiyor.
Só estou preocupado com esta apresentação, precisa ser mais trabalhada.
Üzerinde haftalarca çalıştın.
Tu trabalhaste nela durante semanas.
- Biliyorum, biliyorum. Üzerinde çalışıyorum.
Eu sei, eu sei, estou a tratar disso.
Üzerinde boktan etiketler bulunan haşat olmuş 15 inçlik MacBook Pro?
Um MacBook Pro de 15 " com adesivos horríveis?
Her sabit sürücüyü, cep telefonunu istiyorum, Üzerinde yazı olan her kağıdı da.
Quero cada disco rígido, cada telemóvel, e cada pedaço de papel identificado.
Üzerinde baska bir sey yoksa sorun yok.
Desde que não tenhas mais nada vestido.
Üzerinde çalışıyorum.
Bem, sabemos quem lhe pagou? Estou a trabalhar nisso.
Üzerinde iki farklı meyve olan bir ağaç hiç görmemiştim.
Nunca vi uma árvore que tivesse dois frutos diferentes.
Üzerinde kan olduğuna göre, ayrıca senin ve babanın söylediğinin aksine olay yerinde birinin vurulduğunu gösteriyor.
E uma vez que tinha sangue, também indica que alguém foi atingido no local onde você e o seu pai dizem que não havia ninguém no momento da apreensão.
Üzerinde konuşmayı bırakın. Hemen evlenin!
Casem-se.
Üzerinde iki yazan bir şey olur.
Algo com um dois seria bom.
Üzerinde birazcık kan var.
É um bocadinho de sangue.
Üzerinde Christopher Herrmann yazıyor, değil mi?
Diz "Christopher Herrmann" na frente, não diz?
Üzerinde kurbanın kanı da vardı.
Está no sangue da vítima.