Vil Çeviri Portekizce
536 parallel translation
Her türlü alçaklığı yaparsın sen.
Não há nada demasiado vil para ti!
O zaman son sözlerimi dinle...
és um vil assassino! Porco!
Yine de çabalamaya devam etmesi olur güzel bir manzara.
Ainda assim o esforço humano Não é um caminho vil
Pekala dostum, tanıkla işimiz bitmiştir ve bu ahlaksız sözlerinden ötürü seni suçlu buluyorum.
Acabaram-se as testemunhas... e vou condená-lo pela sua vil boca.
Alçak, kaypak, kokmuş...
Tu és do mais baixo, do mais vil...
- Sen alçak... - Üzgünüm.
- Eu disse que és um vil...
- Sen alçak bir hırsızsın.
- És um ladrão vil e cruel.
Kötü, şeytani, yanlış, korkunç.
É vil, malvado, demoníaco e decadente.
İğrenç zindanlarını da kendileriyle birlikte taşırlar... "
Tem de com ele carregar a sua própria vil masmorra.
" Parry'yi sadakatsiz bir koca, vahşi bir katil gibi göstermek için elinden geleni yapıyor.
" e se empenha em retratar ao Parry como um marido infiel, um vil assassino.
Zaman zaman senin mizah anlayışın biraz art niyetli oluyor.
- O teu sentido de humor é vil.
Dünya yüzündeki en alçak, en rezil, en aşağılık adam.
A mais baixa, a mais vil, a mais desprezível criatura na face da terra.
Ah, alçak adam.
Ele foi vil.
Bu rezil pisliği imha etmek için ne kadar arzulu olduğunuzu biliyorum, böylece bayrama ve şenliğe devam edebilirsiniz.
Sei como está ansioso para se livrar desta vil escumalha. Prossigamos com esta festa!
Gemilerin arasında endişeyle dolaştı.
Ele entra pelos barcos como um vil ladrão, ansioso por sulcar os mares.
Çok rezil bir iş!
Que trabalho vil e mal feito!
Kadınlara numara çektiğini çok gördüm. Ama bu, kesinlikle en ucuzu, aşağılığı, adisi...
Já te vi fazer golpes baixos a mulheres, mas este é mesmo o pior, o mais baixo, o mais vil...
- Aşağılık bir ayartıcı bize hakaret...
- Um vil sedutor que...
"Aşağılık bir ayartıcı."
"Um vil sedutor."
Şu aşağılık Tatar'ı sırtına bağlayıp atı serbest bırakın.
Atem esse vil Tártaro às costas do cavalo e soltem-no.
"... çürümüş bedenimizi değiştirsin. Belki O'nunkine benzer. O'nun her şeyin O'na itaat etmesini sağlayan gücü sayesinde. "
"... mudar o nosso corpo vil, para que á semelhança do d'Ele de acordo com os feitos alcançados Ele possa chamar a Si todas as coisas. "
Değersiz bir iş.
É uma ocupação bastante vil.
Berbat, rezil, iğrenç bir mektuptu.
Era uma carta horrível, vil, nojenta.
Bu alçak, iftiracı mankafaya gününü göstereceğim!
Vou desancar esse vil e caluniador filho de um cabeça-de-pau e fazê-lo em papa.
Senin alçak, iftiracı kocan!
Esse seu marido vil e caluniador.
Kötücül.
Vil.
- Bu alcaklık.
- Isto é vil.
Nasıl bu kadar aşağılık olabiliyorsun?
Como pode ser tão vil?
Sen pis aşağılık bir hayvansın.
És um animal vil, porco!
Ve kaba.
E vil.
Bu iğrenç, perişan edici evlilik batağından korumak için uğraştığım tek şey, tek kişi, bu umutsuz karanlık içindeki tek ışık! Oğlumuz!
A única coisa, a única pessoa que eu tentei proteger, erguer acima do lamaçal deste casamento vil e esmagador, a única luz em toda esta escuridão sem esperança!
# Millet telaş içinde Anlaşılan balta ya da testere kullanıyor #
Outros diziam que ele era feio, que era vil A arma do crime foi uma serra ou um machado
- Böyle bir şeyi hiç duymamıştım!
- Nunca ouvi coisa tão vil!
İçki bu dünyadaki en iğrenç ve şeytansı şeydir.
O álcool é a coisa mais vil, a pior coisa deste mundo!
Aşağılık bir katilsin.
Porque você é um vil assassino! - Diante de você?
son verecek aşağılık hayatıma.
por qualquer vil castigo de morte prematura.
Genç hanım daha çok körpe. eğer aldatacak olursanız. kibar bir hanıma yapılabilecek en büyük ahlaksızlık olur.
Pois a donzela é jovem e, se a enganardes, será uma vil e mesquinha acção para com uma senhora.
Mercutio! - Miskin. onursuz ve çirkin bir boyun eğiş!
- Ó calma, desonrosa e vil submissão!
Bu kadar kötü yazıyla dolu kitap nasıl böylesine güzel ciltlenebilmiş?
Haverá livro de tão vil assunto tão bem encadernado?
Gövdemin hangi aşağılık bölgesinde bu ad barınıyor?
Em que vil parte desta anatomia habita o meu nome?
Para kazanmanın en kirli ve kokuşmuş yolu.
É o mais vil dos negócios.
- Kardeş Hogue Bu ciddi ve önemli bir an, şehvet anı değil.
- Irmão Hogue é um momento para a reflexão e não para a vil luxúria.
Dürüstse, çirkin olur.
Se falou verdade, seria um acto vil.
Bütün o aşağılık, ağıza alınmayacak palavralar.
A fabricação mais vil e indescritível de todas.
Ne mide bulandırıcı!
Que pensamento mais vil.
Bankalar, trenler ve muhteşem McCradle Yağmasının sorumlusu.
Assalta bancos e comboios. Planeou o vil ataque aos McCandles.
Muazzam sayıda Norveçli hain Cawdor Beyi'nin desteğiyle müthiş bir saldırıya girişti, ta ki Bellona'nın damadı Macbeth krala kılıç kılıca karşılık verip, onun ruhuna gem vurana kadar.
Noruega, com grandes tropas, assistido por este traidor, o Cavaleiro de Cawdor, desencadeou um vil conflito até que o noivo de Bellona, Macbeth confronta o rei, frente a frente, reprimindo o seu excessivo feitio.
Vicdana giden yolları, geçitleri tıkayın azap, merhamet duyguları amacımdan caydıramasın beni.
Bloqueai o acesso e a passagem ao remorso para que nenhum arrependimento abane meu vil propósito.
Güzelliklerin en güzeli, olmayacak söz.
"Bela" é uma frase vil, mas ouvi.
Şeytan bile olsa...
por mais vil que seja.
Nişanlın o senin. - Benim nişanlım.
- Que modo vil falar da tua noiva.