English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Y ] / Yaklaş

Yaklaş Çeviri Portekizce

24,375 parallel translation
Birkaç muhbirimizle işlere devam ediyorduk ama yaklaşık yedi aydır büyük bir şey gelmiyor.
Temos estado a manter um par de agentes, mas nada de especial há... sete meses.
Kardeşimin doğum günü yaklaşıyor ben de şöyle güzelinden bir şarap alayım dedim.
Então, o aniversário do meu irmão está a chegar, e eu queria dar-lhe uma garrafa de vinho realmente requintada.
Çünkü gerçekten kocaman biri yaklaşıyor.
Estou a ver um grande.
Fighterlar gittikçe yaklaşıyor!
Aqueles fighters estão a chegar!
Hızla yaklaşıyoruz!
Vamos chegar a fumegar!
Hızla yaklaşıyoruz!
Estamos a chegar como malucos!
Yaklaşık çeyrek mil.
- Uns 400 metros.
Tamam yaklaşıyor.
Está a aproximar-se.
Beeline, konuşan Apaçi Renegade, 3 numaralı tahliye noktasına yaklaşıyorum.
Beeline, daqui Apache Renegado, perto do ponto de extracção 3.0.
Yaklaşık altı aydır içmiyorum.
Não bebo nada há seis meses.
Selam, şokçu amcık. Bir daha yanıma yaklaşırsan amına koyarım.
Cabra do atordoador, aproxima-te de mim outra vez e dou cabo de ti.
Daha fazla yaklaşırsan yaparım, dostum! - Bütün bu parayı yakarım!
Se te aproximares faço-o.
Tüm gün işkembeden sallamanı dinleyebilirim. Ama tüm kariyerin tepetaklak olmadan önce yaklaşık 30 dakikan var.
- Eu sou teu fã e posso passar o dia a ouvir as tuas tretas, mas tens 30 minutos até a tua vida desabar.
Şu pencereye yaklaş.
Vai à janela.
Yaklaşık bir yıl evvel silahlı soygundan tutuklandım.
Há um ano, cumpri pena por assalto à mão armada.
Bir çeşit saldırı yaklaşıyor.
Vai haver um ataque.
Bana sorarsan bu durumu kendi başına iş açacak özellikle şerif seçimleri yaklaşırken.
Se quer que lhe diga, isso vai ser um problema, especialmente com a eleição para xerife e assim.
Yaklaşık 10 sene önceydi.
Foi há uns 10 anos.
Yaklaşık üç ay önce, haftalık hesaplarda sapma var.
Há 3 meses, houve um aumento nos depósitos semanais.
Karaciğer ısısına göre, yaklaşık olarak sabah 11'de ölmüş.
A temperatura do fígado coloca a hora da morte às 11h desta manhã.
Yaklaşık elli bin dolarlık bir banka hesabı.
É um termo bancário a mostrar um saldo de quase 50 mil dólares.
Gabriel'ın yaklaşık varış zamanı nedir?
A que horas é que o Gabriel chega?
Yaklaş bakalım.
Chega-te mais perto.
Bu dalın kırılma noktalarındaki kararmalara bakılırsa iki yol da yaklaşık olarak aynı zamanda açılmış.
A ver pelos pontos em que este ramo foi partido, diria que os dois caminhos foram criados ao mesmo tempo.
Oyunlarımızın yaklaşık 46 hamle sürdüğünün farkında mıydın?
Sabia que os nossos jogos têm uma média de 46 jogadas?
Yaklaşık altı hafta önce Gus Beş'i Maryland'deki Ordu Araştırma Laboratuvarı'nın test sahasına gönderdik.
Há seis semanas, enviámos o Gus 5 para o Laboratório do Exército, no Maryland.
Millet! Bir deprem yaklaşıyor!
Pessoal, há um terramoto a chegar!
Ufak bir ayarlamayla, tehlikeye yaklaşıyorsak anlayacağız.
Um puxão e sabemos se estamos em perigo.
Millet, ateş gitgide yakıt deposuna yaklaşıyor ki bu da "bom" demek.
O fogo está a aproximar-se do tanque de combustível e vai explodir.
Böyle yaklaşıyorlar demek.
É assim que nos estão a surpreender.
Güneyden yaklaşıyoruz, sis bombasını bekleyin
A aproximarmo-nos do sul, aguardem o fumo.
- Yaklaşabildiğim kadar yaklaşıyorum!
Não vos posso aproximar mais!
Fazla yaklaşırlarsa onları ateşe veririz.
Se se aproximarem, queimamo-los.
Oğlumun yasını tutmamı anlamayarak ve bana saygısız şekilde yaklaşınca acizliğini anladım.
A vossa incapacidade de compreender que eu chorava o meu filho, e a forma como me abordastes sem preocupações com a minha posição.
Ölümü yaklaşık olarak gece 2'de tahmin ediyorlar.
Estimam que tenha sido às duas da manhã.
Yaklaşık on yıl önce, bir gece ekibi bir uyuşturucu patronunun evini bastı.
Uma noite, há uns dez anos, a equipa dela revistou a casa de um traficante conhecido.
Bu adam eskiden ünlü bir estetik cerrahmış. Yaklaşık yirmi yıl önce oksikodon reçetesi satmaktan lisansı elinden alınmış.
Este tipo era um cirurgião plástico famoso, até há cerca de 20 anos, quando foi processado judicialmente por vender receitas de oxicodona e perdeu a licença.
Yaklaşık altı yıldır.
Quase 6 anos.
36B Alman Savaş Gemisi 2700 km de ve yaklaşıyor.
Destroyer alemão 36B, 3.000 jardas e a aproximar-se.
730 metre ve yaklaşıyor.
800 jardas e a aproximar-se.
Sadece ı direkt yaklaşımı tercih diyelim.
Digamos que prefiro a abordagem direta.
Yaklaşık dört yıl sürdü.
Foram quatro anos.
Yaklaşıyoruz.
Estamos a aproximar-nos.
Onlara yaklaşıyoruz ve bundan hoşlanmıyorlar.
Estamos a aproximar-nos deles, e não estão a gostar.
Sadie ile bir daha konuşursan, ona bir daha yaklaşırsan seni kulaklarından tutar, geçmişini siker atarım.
Se alguma vez voltar a falar com a Sadie, ou se aproximar dela, encho-o de porrada e atiro-o para uma valeta.
Bir sonraki Manhattan'a bağlı L treni yaklaşık 37 dakika sonra hareket edecektir.
O próximo comboio para Manhattan partirá dentro de aproximadamente 37 minutos.
Doğum günün yaklaşıyor ama kutlamamıza izin vermiyorsun.
Os teus anos estão a chegar. E nunca nos deixaste celebrar.
Shanzhai'ye yaklaşınca haber verin bana.
Avise-me quando se aproximar de Shanzhai.
Nomad, gemi güneyde 0-2-5 tarafından yaklaşıyor.
Nomad, embarcação a aproximar-se a Sul na direcção 0-2-5.
- Ve çok yaklaşıyordu.
Mas não esqueceu o assunto e estava a aproximar-se demasiado.
Oyunumuzun sonu yaklaşıyor.
Parece que o jogo começou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]