Yoldalar Çeviri Portekizce
420 parallel translation
Yoldalar! geliyorlar.
Estão a caminho!
Yoldalar.
Vêm para cá.
Yoldalar.
Eles estão a chegar.
Şu anda yoldalar Mac.
Estão em marcha, Mac.
Yoldalar.İstedikleriniz yarına kadar gelmiş olur.
Estarão aqui amanhã de manhã.
- Yoldalar efendim.
- Vem a caminho, senhor.
Yoldalar mı?
Já estão a caminho!
Ya bugün ayrılıyorlar, ya da yoldalar.
Saíram de lá hoje ou estão a caminho.
Doğru yoldalar. Doğru yola gireceklerini söylememiş miydim?
Eu não disse que vinham aí?
Yanlış yoldalar gibi görünüyor.
Não está na posição correcta. Enjoa?
Yoldalar. Bir top yüzünden mağlup mu olacaksınız?
Vão ser derrotados por um canhão?
Diğer adamları arayıp hala yoldalar mı öğren dedim.
Que chame os outros tipos e veja se ainda estão na estrada.
"Evet, hedeflerine doğru yoldalar ve kimse onları geri çeviremez" demiş.
Ele disse. "Sim. Eles vão a caminho e nada pode fazê-los voltar."
Yoldalar. Polise gitmeliyiz!
Eles vêm a caminho, temos de chamar a Polícia!
Hepsi yoldalar.
Eles vêm a caminho.
Tanrıya şükür içimiz rahat, yoldalar
Agradeçam ao Senhor O consolo vem a caminho
- Yoldalar, geliyorlar.
- Eles vão em caminho.
Yoldalar. Sakin olun.
Calma e não serão feridos.
Çocuklar tekrar yoldalar, Cole.
- puseram-se a caminho.
Yavaşlar, ama sürekli yoldalar.
Avançam continuamente, mas não depressa.
Kocamı öldürmek istiyorlar! Acele edin. Yoldalar!
Eles querem matá-lo, depressa Salomon, eles estão a caminho.
- Şu anda yoldalar. Ama korsanlar kalkıştan önce bir denizaşırı pilot istiyorlar.
- Já vêm a caminho, mas os piratas exigem um piloto.
Ticaret Odası üyeleri ve başka hayranlar yoldalar.
Membros da Câmara do comércio e outros fãs estão a caminho.
- Yoldalar, geliyorlar.
- Eles estão a caminho.
Yoldalar.
Vêm a caminho.
- Yoldalar.
- Vêm a caminho.
Ulusal muhafızlar yoldalar. Her an burada olabilirler.
A Guarda Nacional deve estar mesmo a chegar.
Ana yoldalar.
Estão a virar à direita na rua principal.
Yoldalar ve aralarında bazıları tatlı gözüküyor da, ama dikkat!
Estão a aumentar, e algumas parecem adoráveis, mas, atenção!
Karıncalar yoldalar.
As formigas vêm a caminho.
Tuvalette iyi günler. - Mükemmel. Yoldalar, geliyorlar.
Além disso, ele começou a encher o saco dele com coisas que não lhe pertenciam!
Askerler yoldalar.
As tropas estão a avançar.
- Haydi. - Chris, yoldalar mı?
- Chris, conseguiste?
- Henüz değil ama yoldalar.
- Até agora não, mas estão à caminho.
O ve Bayan Gold, Türkiye kıyısına doğru yoldalar.
Ele e a Sra. Gold vão em direcção à costa da Turquia.
Şerif ve polisleri yoldalar.
O xerife e a patrulha estão a vir.
Onlar yoldalar.
Eles estão a caminho.
Bekliyoruz. - Yoldalar.
- Eles vêm a caminho.
- Yoldalar.
- Já vem a caminho.
Yoldalar ve gittikleri yerde telefon yok, şansına küs.
Eles estão a caminho, e onde eles vão, não há telefones, por isso estás sem pinga de sorte.
- Yoldalar!
- Já vêm a caminho.
- Gerçekten, doğru yoldalar.
- Estão na verdade.
Çöle giden yoldalar.
Vão a caminho do deserto.
Genel müdür ve bakan yoldalar!
O director-geral e o ministro vão para aí.
Aşağıda, McClane! Ana yoldalar!
- Na F.D. Roosevelt.
Belki de inatçı çocuklar gibi yanlış yoldalar.
Não é em pé de guerra.
- Yoldalar.
Tens a certeza que ligaste para a esquadra?
Çünkü, zaten yoldalar.
É que já vêm a caminho.
Aşağı yoldalar!
Eles estão lá em baixo no Floral!
Hayır baba yoldalar!
S!
Yoldalar!
Eles estão a vir para cá!
yoldayım 53
yoldaş 232
yolda 98
yoldayız 37
yoldaşlar 278
yoldan çekil 147
yoldaş stalin 26
yoldaş general 60
yoldan çekilin 174
yoldaşlarım 16
yoldaş 232
yolda 98
yoldayız 37
yoldaşlar 278
yoldan çekil 147
yoldaş stalin 26
yoldaş general 60
yoldan çekilin 174
yoldaşlarım 16