Zahmet olmazsa Çeviri Portekizce
315 parallel translation
Şimdi zahmet olmazsa.
Agora, se não se importa.
Zahmet olmazsa, India Wilkes neden dik dik baktığını söyle. Yüzüm yeşile mi dönmüş?
E se não for muito incómodo, Índia Wilkes, gostaria que me dissesses porque me olhas assim.
Teşekkürler. Zahmet olmazsa.
Nem um pouco, menina, nem um pouco.
- Zahmet olmazsa.
- Se fazes favor.
Zahmet olmazsa bir ateş alayım dostum.
A si peço-lhe lume, amigo.
Bay Tritt, zahmet olmazsa, Bay Logan bir miktar hisse senedini nakite çevirmek istiyor.
Sr. Tritt, por favor, o Sr. Logan quer levantar alguns títulos.
Zahmet olmazsa onu dışarı çıkarmanı öneririm doktor.
Traga-a cá para fora, se näo se importa, Doutor.
- Zahmet olmazsa. - Elbette olmaz. - Teşekkürler.
- Gostaria muito, se puder dispensá-lo.
Size zahmet olmazsa...
Importa-se...?
Eğer zahmet olmazsa biraz su içebilirmiyim.
Só um golo da sua água, se não se importar.
Kelso, zahmet olmazsa...
Kelso, não se importa...
Zahmet olmazsa...
Quando puder.
Zahmet olmazsa, biraz su rica edeceğim.
Queria apenas àgua, Se não for incómodo.
Evet, Gilligan, zahmet olmazsa.
Certo, Gilligan. Se não te importas.
- Evet, zahmet olmazsa.
Sim, se não for incómodo.
Bay Kusenov, zahmet olmazsa sizi birkaç dakika burada tutacağız.
Sr. Kusenov, gostaríamos que entrasse por uns momentos. - Por favor, se não se importa.
- Zahmet olmazsa?
- Não dá muito trabalho?
- Zahmet olmazsa biraz su.
- Água, por favor.
Zahmet olmazsa, biraz su rica edeceğim.
Queria água se não houver inconveniente.
- Çok basit. Zahmet olmazsa kroki istiyorum.
Preferia um diagrama, se não for muito incómodo.
- Zahmet olmazsa, tabii.
- Com prazer, se não incomodar.
Zahmet olmazsa, siz doğru yönde nefes alıp verirsiniz... ben de tütsülenmiş... ringa balığını küçük lokmalar halinde ağzınıza atarım!
Vou despejando arenque com manteiga à medida que for inspirando, se isso não o incomodar.
Zahmet olmazsa, arkama biraz yağ sürer misin?
Importa-se de me espalhar bronzeador nas costas?
Bir şeker daha, size zahmet olmazsa Bay Beebe.
Mais um cubo, se o posso incomodar, Sr. Beebe.
Eğer çok zahmet olmazsa.
- Se não for incómodo.
Eğer zahmet olmazsa.
Se não for muita maçada.
- Zahmet olmazsa, Bay Sulu.
Quando puder, Sr. Sulu.
Size zahmet olmazsa... yarın sabah Federal Plaza 26 numaraya gelmenizi rica ediyoruz. Mümkün mü?
Se não der muito trabalho podia ir amanhã de manhã à 26 Federal Plaza?
- Zahmet olmazsa.
- Se não for muito incómodo.
Ve eğer çok zahmet olmazsa, ben de sana bir şey almak istiyorum Clark.
E se não for pedir muito, gostaria de comprar algo para ti, Clark.
Zahmet olmazsa silahlarınızı uzatır mısınız?
- Entreguem as armas.
Zahmet olmazsa.
- Se não se importa.
Zahmet olmazsa sert bir sade kahve alacağım.
Estava a pensar se poderia pedir-lhe uma xícara de café preto e forte.
Zahmet olmazsa Leo Johnson'nın tutuklanma raporunu getirir misin?
Podes trazer-me o relatório da detenção do Leo Johnson?
- Yardım lazım mı? - Zahmet olmazsa.
- Queres que te dê uma ajuda?
Evet, zahmet olmazsa.
Sim se me fizer o favor.
Affedersiniz Majesteleri, zahmet olmazsa çantadan biraz şekerleme uzatır mısınız?
Por favor, Alteza, poderia chegar um pacote de bolachas aí trás?
Zahmet olmazsa dikkatinizi sahneye yöneltin.
Chamamos a vossa atenção para a arena.
Zahmet olmazsa bunu yapar mısınız?
Podem fazer isso sem mais delongas?
Yani, zahmet olmazsa...
Não tem de lê-lo todo.
Zahmet olmazsa süzgeçle koyun.
Passe pelo coador, se não se importa.
Aslında zahmet olmazsa çalıştığınız yeri görmek isterim bayanlar.
Se não é pedir muito, gostava de ver onde trabalham.
- Zahmet olmazsa. - Ah tabii!
Lamento!
Homer, Dökümhanedeki gece işim için geç kalıyorum... eğer zahmet olmazsa bana söyleyeceğini -
Homer, estou atrasado para o meu emprego nocturno na fundição. Por isso, não se importa de...
Şimdi, zahmet olmazsa odamı görmek istiyorum.
Se não der muito trabalho, gostaria de ver os meus aposentos.
Size fazla zahmet olmazsa onu cazibenizle etkilemeye çalışır mısınız?
Se não lhe custar muito, importa-se de fazer charme sobre ele?
Yani zahmet olmazsa.
Se for conveniente para si.
Burada ne aradığımızı söyler misin zahmet olmazsa?
Importas-te de me dizer do que é que andamos à procura?
Zahmet olmazsa bana lavaboyu tarif edebilir misiniz?
Dr. Lester, poderia dizer-me onde é a casa de banho?
Zahmet olmazsa, birazcık kendinizi gösterseniz diyorum!
Está horrível.
- Zahmet olmazsa.
- Se não for incómodo.