Çalışmalıyım Çeviri Portekizce
573 parallel translation
Ama bir bilim adamı olarak... bütün gücümü kullanıp onun yaşama dönmesi için... anormal işlevleri üzerinde çalışmalıyım..
Mas como cientista, devo fazer todos os possíveis para o trazer de volta à vida consciente, para que o mundo possa estudar as suas funções anormais.
Siz geçerken nasıl selam vereceğimi çalışmalıyım.
Preciso treinar a saudação para quando você passar.
St. Dominic'i onun duygularını incitmeden düzeltmeye çalışmalıyım diye.
Dominic sem ferir seus sentimentos.
Bunu unutmamalı ve kendimi kontrol etmeye çalışmalıyım.
Devo recordar-me disso e controlar-me.
Herkesten önce çok sıkı çalışmalıyım.
Tenho de começar a empinar antes dos outros.
Anımsamağa çalışmalıyım.
Tenho de procurar lembrar-me.
Ayrıca, planım üstünde çalışmalıyım.
Além disso preciso de trabalhar no meu plano.
- Gerçekten çalışmalıyım.
- Eu preciso ir.
İki yıl daha tezim için çalışmalıyım sonra dört yıl da laboratuar asistanlığı için,... ayrıca akrabalarıma ödemem gereken borçlarım da var.
Mais dois anos é o que falta para completar a minha magistratura. Daqui a 4 serei assistente de laboratório. E depois tenho de pagar aos meus parentes, são eles que me pagam os estudos.
Bilemiyorum oldukça çok ama artık daha sıkı çalışmalıyım.
- Ainda não sei. Acho que muito, mas é preciso treinar com seriedade.
Bilemiyorum. Bu konu üzerinde çalışmalıyım.
Tenho de pensar nisto.
Hayır, çalışmalıyım.
- Tenho trabalho para fazer.
Geç saate kadar çalışmalıyım.
Porque trabalho até muito tarde.
Evet gerekiyor ama sanırım burada kalıp şu aşırı utangaçlık problemini çözmeye çalışmalıyım.
- Tenho, mas acho que devia ficar aqui a tentar resolver este problema de extrema timidez.
Ben daima birinci sayfa haberi... olmak için çalışmalıyım, Earnestine.
Tenho que tentar sempre... estar na primeira página, Earnestine.
Üzerinde çalışmalıyım.
Queria treinar.
Başka biri olmaya çalışmalıyım.
Tenho que tentar ser normal.
Gerekirse, Arnhem ve Nijmegen'dek köprülerin yıkılması için izin almaya çalışmalıyım.
Mas, peço permissão... se for necessário... para fazer explodir as pontes de Arnhem e Nijmeden.
- Biraz daha çalışmalıyım.
- Tenho que trabalhar.
Şimdi konuşmak isterdim ama sabah önemli bir sunumum var ve çalışmalıyım.
Adoraria ficar aqui falando com você, mas tenho uma apresentação importante de manhã... e tenho que acabar o trabalho. Por isso, por favor, deixe-me fazê-lo.
Beynimi onunla birleştirmeye çalışmalıyım.
Vou estabelecer a união de mentes.
Şuna çalışmalıyım.
Tenho que resolver isto.
Üstlerinde biraz daha çalışmalıyım.
Só preciso de mais tempo.
Daha çok çalışmalıyım.
Tenho de trabalhar mais.
Bak, Liz, Eve gitmeliyim ve çalışmalıyım.
Liz, tenho de ir para casa trabalhar.
Vuruşuma çalışmalıyım Kendi işime bakmalıyım
Tenho de treinar o meu swing Tenho de o fazer à minha maneira
Çalışmalıyım.
- Também tenho de estudar.
Çalışmalıyım.
Tenho de trabalhar.
Onu yakalamaya çalışmalıyım.
Tenho de tentar agarrá-lo.
- Yarın Victor'la çalışmalıyım.
- Tenho uma reunião com o Victor.
Çalışmalıyım.
Tenho de estudar.
Biraz üstünde çalışmalıyım.
Precisa de reparos.
Çalışmalıyım.
Tenho de ir trabalhar.
Ne de olsa çalışmalıyım.
Eu tenho de estudar, de qualquer forma.
- Şu anda sevişemeyiz, çalışmalıyım.
- Sexo agora não, estou a trabalhar.
Seninle gizli görevde çalışmalıyım.
Quero trabalhar contigo sob disfarce.
Üç günüm varsa çok gizli çalışmalıyım.
Se só tenho três dias, vou ter mesmo de me infiltrar.
Çalışmalıyım...
Tenho que trabalhar.
Ve Antonio'ya yardım etmek için çalışmalıyız.
E temos de trabalhar para ajudar o António.
Ama bu kadar mı iyi çalışmalıyız?
Mas temos de trabalhar assim tão bem?
Çalışmalıyım.
Eu tenho que rever a matéria.
Aguirre, zavallı iblislere yardım etmeye çalışmalıyız.
Temos que ajudar aqueles pobres desgraçados.
Kraliçeyle yatmaya çalışmalı mıyım?
Atrever-me-ei a dormir com a rainha?
Fakat bende herkes gibi çalışmalıyım. Evet.
- Mas também eu tenho de trabalhar.
Hitlerlere ve Mussolinilere, sadece çalıştığımızı ve savaştğımızı değil, aynı zamanda bunu yaparken, neşeli olabileceğimizi, gösterebilmek için, muazzam bir güçle çalışmalıyız.
Vamos todos fazer este esforço hercúleo e mostrar aos Hitlers e Mussolinis que, além de trabalharmos e lutarmos, fazemos com alegria.
Ama anlamak için, birbirimize yardım etmeye çalışmalıyız.
Mas temos de tentar ajudar-nos uns aos outros. Ajudar-nos a compreender.
Sabaha kadar bekleyemeyiz. Savaş planım üstünde çalışmalıyız, hemen şimdi.
Temos de começar já a delinear o plano de ataque.
Birbirimize yardım etmeye çalışmalıyız.
Devíamos tentar ajudar-nos uns aos outros.
Ona yardım etmeye çalışmalıyız.
Temos que tentar ajudá-lo.
Ölümleri durdurmaya çalışmalıyım. Size iyi şanslar.
Tenho de tentar deter as mortes.
Sence gönlünü almaya çalışmalı mıyım?
Acha que devia tentar fazer as pazes?
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33