Çocuğun Çeviri Portekizce
13,720 parallel translation
Bir çocuğun getirdiğini söylüyor, ancak nereden olduğunu bilmiyor.
Diz que foi um rapaz que trouxe, mas não sabe de onde.
Bu kötü çocuğun ne yapabileceğini görelim.
Vamos ver o que este mafioso sabe fazer.
Bir gün, dizlerinin dibinde 5 çocuğun olduğunda bu anlar sana rüyaymış gibi gelecek.
Um dia, quando tiveres cinco filhos a correr à tua volta... tudo isto será apenas um sonho.
Bayan Sherbourne, çocuğun tetkikleri yapıldıktan sonra annesine götürülmeli.
Sr. Sherbourne, a criança deve ser examinada e voltar para a sua mãe.
Zanik, çocuğun çok üstüne gidiyorsun.
És demasiado duro com ele, Zanik.
Columbus bölgesinde bir seri ölümler, cinayetler olmuştu ve polis sonunda ölümlerden bir grup liseli çocuğun sorumlu olduğu ihbarını aldı.
Tem havido uma série de crimes, assassinatos na zona de Columbus, e a policia desconfia que tenha sido um grupo de miúdos da secundária, os responsáveis pelos crimes.
Tanrı'nın merhameti kendi suretiyle yarattığı bu çocuğun imdadına yetişsin.
Deus piedoso, vem em auxilio desta criança que criaste à tua imagem.
Geçen hafta başka bir çocuğun daha kolunu kırdı.
Na semana passada, partiu um braço a um miúdo.
Sence rüyandaki çocuğun adımlarının sesi aslında kaybettiğini düşündüğün çocuğun bir hatırlatıcısı olabileceğini düşünüyor musun?
Acha que o som dos passos do rapazito, no seu sonho, poderia ser uma recordação da criança que, no fundo, acha que perdeu mesmo?
Rüyandaki o sessiz çocuğun Tom olduğu kadar Stephen da olabileceğini düşünüyor musun?
Acha que esse rapazito sem voz, no seu sonho, poderia ser o Stephen? Tal como o Tom?
Şu çocuğun koşuşuna bak!
Olha a carreira do rapaz!
8 yaşındaki bir çocuğun bu bilgilere nasıI ulaştığını söyleyebilir misiniz?
Então pode dizer como uma criança de oito anos obteve essa informação?
Çocuk sevinci nefistir ama daha da enfesi bir erkek çocuğun sevincidir.
Uma criança traz muita alegria, um rapaz tem um valor ainda maior.
O çocuğun sporla ilgisi olmayacağına 17 sene önce karar verdim.
Há 17 anos decidi que o rapaz não se iria envolver no desporto.
O çocuğun top oynayıp incinmesine izin vermeyecek kadar mantıklıyım.
O suficiente para não deixar que o rapaz seja maltratado.
Troy, neden çocuğun borcunu ödemesine izin vermiyorsun?
Troy, porque não deixas o rapaz devolver o dinheiro?
Vay anasını, şu çocuğun tahtayı kesişine bakıyorum da, yaşlanıyorum demek ki kesin.
Eu devo estar a ficar velho a ver aquele rapaz cortar a madeira assim.
Şu anda itibaren bu çocuğun bir anası var.
A partir de agora, esta criança tem mãe.
Yani... Çocuğun mu var?
Tens uma filha?
Bir oda dolusu çocuğun arasına oturan hüküm giymiş bir suçlusun.
Você é uma criminosa sentada numa sala cheia de crianças.
Eminim o korkunç kaltak, bir çocuğun ağzından dişlerini söker, değil mi?
Aquela cabra horrível arrancaria dentes a uma criança. Estou errada?
Şerif, orman muhafızları, herkes o çocuğun nereden geldiğini buluncaya dek bu bölgeyi kapatacaklardır.
O xerife, os guardas, toda a gente vai vedar esta zona até descobrirem donde veio aquele miúdo.
Bir çocuğun bu kadar uzakta ne işi var?
Que faria um miúdo aqui tão longe?
Ne diyorsun, aklını aldım çocuğun!
Minha, estou a arrasar! Na maior!
Clive denen çocuğun beni neyle tehdit ettiği hakkında bir fikrin yok.
Tu não fazes ideia do que aquele rapaz, Clive, ameaçava fazer.
Siz içeri girin, çocuğun yarasıyla ilgilenin.
Vocês entram aí e cuidem dessa ferida.
Douglas, çocuğun durumu çok tehlikeli değil, iyileşecektir.
Douglas, parece que por agora não está em perigo. Se continuar assim, ele vai ficar bem.
Ben, " Ortada oturan çocuğun
Eu ouvi, " O tipo no banco de trás,
Çocuğun kemikleri biraz etlensin.
Tem que pôr carne nos ossos desse rapaz.
- Kaç çocuğun var?
- Quantas crianças tens?
Bugün zaman ayırıp buraya gelmeniz ve bağış toplanmasına önayak olmanız birçok çocuğun hayatını çok da kolay hale getirecek.
O que vocês estão a fazer aqui, ao dar o vosso tempo e a recolher dinheiro para os patrocínios, melhorará imensas vidas infantis.
Az önce eşin ve çocuğun öldü.
A tua esposa e filha acabaram de morrer.
Çocuğun bildiği tek anne onu büyüten Raksha'ydı.
Foi a Raksha quem o criou. É a única mãe que ele conheceu.
Eğer o çocuğun başına bir şey gelirse kendimi asla affetmem.
Se acontecer alguma coisa àquele miúdo, nunca me perdoarei.
Küçük bir çocuğun yatağının yanında dikiliyordu. Nazikçe yanağına dokunuyordu. Derken durdu.
Ele estava parado perto da cama de um menino, a tocar gentilmente na bochecha dele e depois parou.
Ama bir çocuğun yoldaşlığına kendimi kaptırmak isteyeck biri de değilim.
Mas não sou tão complacente de querer chafurdar na companhia de uma criança.
Bu çocuğun bir şeylerden haberi var.
O miúdo sabe qualquer coisa.
Zengin çocuğun ödemelerini yapmaması bizim suçumuz değil.
Não temos culpa que o menino rico não pague as suas dívidas.
Günümüzde sekiz milyon çocuğun elinde iPhone var ve YouTube üzerinden çektikleri videoları sanki birer gazeteciymiş edasıyla sunup görüş bildiriyorlar.
Hoje em dia, oito milhões de crianças, têm iPhones e postam os seus vídeos no YouTube como se na realidade, estivessem a relatar e a comentar sobre algo.
Çocuğun olmadan bunu anlaman zor sanırım.
A menos que tenhas, filhos, é difícil entender, eu acho.
O çocuğun uyuması gerek.
Aquela criança precisa dormir.
- Çocuğun biri kaçtı.
- Um menino fugiu.
Yukarıdaki çocuğun harika bir anneye ihtiyacı var.
E o puto lá em cima... Ele precisa de uma óptima mãe.
O çocuğun rüyaları gerçeğe dönüşüyor.
Os sonhos desse menino tornam-se realidade.
Hayatın için 8 yaşındaki çocuğun bir daha kabus görmeyeceğine bahis mi oynuyorsun?
Quer mesmo arriscar a sua vida a pensar que o rapaz não terá outro pesadelo?
Bay Graves, çocuğun cinsiyetini bilsem...
Sr. Graves, se soubesse se é rapariga ou rapaz...
Gördüğüm imgede sadece çocuğun muazzam gücü vardı.
A minha visão apenas me mostrou que a criança tem imenso poder.
Bu çocuğun güvenini sen kazanıyorsun.
És tu quem ganha a confiança desta criança.
Bizim çocuğun bahsettiği şey neydi? Aile işi falan?
Então... a que se referia o meu amigo?
Tek bildiğim 11 yaşında bir çocuğun bedeninin güçlü bir şeytan tarafından ele geçirildiği.
O que eu sei, é que tem um arquidemónio a possuir o corpo de um menino inocente de 11 anos.
Küçük bir çocuğun ölümünü göze alamadıkları için mi?
Porque eles não tem estômago para o assassinato de uma criança?