English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çıktı

Çıktı Çeviri Portekizce

58,380 parallel translation
Yürüyüşe çıktığını söylemişsin ama kamera kaydı Ranger'lara ait dosyanın çalındığı saat ve dakikada senin orada bulunduğunu gösteriyor.
Você diz que foi correr, mas o vídeo mostra-a no local exacto e à hora exacta em que os dados dos Rangers foram roubados.
Erken mi çıktın?
Saíste mais cedo?
Herşey çığırından çıktı.
Isto tem sido uma loucura.
Bana bu şekilde gelmen, tamam mı? Bana yanlış yaptığımı söylemen kontolden çıktığımı falan haklıydın.
E tu teres-me dito que estava fora de mim, descontrolado...
Dinden çıktığımızı söylüyor. Ailemizi rezil ettiğimizi.
Diz que estamos a perverter a nossa religião e a desgraçar a nossa família.
En son konuştuğumuzda. Jadalla Bin-Khalid'e doğru yola çıktığınızı söylemiştiniz.
Da última vez, disse-me que íamos apanhar o Jadalla Bin-Khalid.
Jadalla sızdırılan haberden dolayı erken davanıp takibimizden çıktı.
O Jadalla poderá ter sido avisado de que íamos atrás dele devido ao vídeo que foi divulgado.
Grimes'dan aldığımız flash disk hasarlı çıktı.
A pen do Graham está danificada.
Karşı çıktım, ama bir şey değişmedi.
Discuti isso com ele, mas perdi.
Sizden bir şey çıktı mı?
Descobriram alguma coisa?
Onlarla konuşabilirsem Simms'in açığa çıktığını söyleyebilirim belki böylece saldırıyı iptal ederler.
Se eu falar com eles e lhes disser que o Simms foi desmascarado, talvez eles abortem a missão.
Bu da yaptıın her şeyin ortaya çıktığı anlamına geliyor ve bundan sadece konuşarak sıyrılamayacaksın.
Isso significa que tudo o que você fez irá saber-se e que não poderá safar-se com conversas.
Rebacca'nın ambulansı 29'dan çıktı.
A ambulância da Rebecca está a sair da 29.
Ok yaydan çıktı bile.
Tudo está a seguir em frente.
Dediğim yerde çıktı değil mi?
Estava onde eu disse que estaria, não estava?
Bize eğlence çıktı.
Isto deve ser bom.
Üstüne bir de valiyle askerleri çıktı.
Agora, também temos de escapar ao Governador e aos seus soldados.
Nihayet hapishaneden çıktığımda oğlum beni tanımıyordu.
Mas depois de eu ser finalmente libertada o meu filho mal me conhecia.
Peki, bu öfke neden şimdi doruğa çıktı?
Por que razão este incidente se tornou tão grave?
Seçimimiz ne olacağından çok olaylarla nasıl başa çıktığımız üzerine.
A escolha é menos sobre o que acontece do que sobre como lidamos com isso.
Yani bu büronun yetkilerinin sınırları dışına çıktığına hiç tanıklık etmedin mi?
E não viu nada que o levasse a pensar que este gabinete está fora do padrão?
Hepsine finansal destek çıktığını düşünüyorum. İstediğini elde edene dek peşini bırakmayacağına dair bir his var içimde.
Ele está a financiá-los todos e esta será a missão da vida dele.
Buradan çıktığınızda dışarıda gazeteciler ve kameramanlar olacak.
Quando se for embora hoje, estarão alguns jornalistas, operadores de câmara lá fora.
Suyla çıktığı için şanslısın.
Tens sorte por isso sair com água. Poderia ser pior.
Anlaşılan, birkaç yıl önce burada bir yangın çıktı. Ve bir kız çok kötü yantı.
Aparentemente, houve um incêndio há anos atrás e uma rapariga queimou-se.
Peki ya o aileden Nefis nefis öfkenin hikayesi Dün gece akşam yemeğinde mi çıktın?
E a história daquela família que contaste ontem à noite?
Ah, telefonum daha erken çıktı.
O meu telefone estava mudo, hoje cedo.
Bildiğin isyan mı çıktı?
É um motim a sério?
Bildiğin isyan çıktı.
É um motim a sério.
Kuralların fazla dışına çıktın.
Não seguiste o guião.
Dışarıda işler iyice rayından çıktı.
As coisas descarrilaram completamente.
İsyan çıktı.
Motim.
Bu iş büyüdüğünde, Tanrı korusun, televizyona çıktığımı düşünsene.
A minha cara não pode aparecer na televisão, quando isto ganhar destaque.
Calvin birden çıktı. Uzay elbiseme yapıştı.
O Calvin acabou de sair, ele ficou preso ao meu fato.
Ayrıca fırtına çıktı ve CdG Havalimanı kapatılıyor.
E uma tempestade está a desligar o aeroporto Charles de Gaulle.
Sıkı dostlarıyla dışarı çıktı.
Ele está sair com o seu melhor amigo.
Mahalleden nasıl çıktın?
Como saiu daquela colônia?
- Çıktı. - Tamam.
- Está fora.
Çıktığında onu ben halledebilirim.
Posso lidar com ele quando sair.
Yerel haberlere çıktı.
Chegou aos noticiários locais.
Daha sonra Bruce Willis, Friends dizisinde Ross'un sevgilisinin babası olarak karşımıza çıktığında aslında karakterlerin şöyle demeleri lazım,
Então, quando mais tarde o Bruce Willis aparece como pai da namorada do Ross na série Friends, porque é que os amigos todos não dizem :
Telefon kurdu oldun çıktın.
Bichinho dos telemóveis.
- Oyun olmaktan çıktı.
- Não é nada um jogo.
Michael Landon çıktı.
É o Michael Landon.
Ulusal Güvenlik Müşaviri'ni arayıp yola çıktığımı söyleyin.
Liga ao Conselheiro de Segurança Nacional, diz que vou a caminho.
Sen ve Lianne yola çıktınız mı?
Tu e a Lianne ainda estão na estrada?
- Çıktım ve uygunsuz davrandım.
- Louco e pouco profissional.
Gömülü kalsın diye uğraştığı hazine artık su yüzüne çıktığı içindir belki de.
já não está debaixo de terra.
- Çıktı.
- Ele escapou.
Bir şey de bizimle birlikte çıktı.
E alguma coisa voltou connosco.
- Bu da nereden çıktı?
- Porque achas isso?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]