Üstüne alınma Çeviri Portekizce
77 parallel translation
- Çok üzgünüm Mourice. Ama lütfen üstüne alınma ne de olsa benim atalarım
Desculpa, Maurice... mas não leves isso muito a peito.
Sakın bunu üstüne alınma şerif.
E não leve isso a peito, Xerife.
Sakın üstüne alınma.
Não é nada pessoal, a sério.
- Hemen üstüne alınma.
Nada pessoal, Ok?
Nancy, bunu üstüne alınma!
Nancy, não te irrites comigo!
Sen üstüne alınma.
Não é nada pessoal.
Bak, bunu üstüne alınma, Jimmy.
Olha não leve isto a peito, Jimmy.
Sakın üstüne alınma.
Não se ofenda.
Lütfen üstüne alınma. Sorun sen değilsin.
Por favor, não leves isto a peito.
Rehabilitasyon saçmalık, üstüne alınma.
Essa reabilitação não serve de nada, sem ânimo de ofendê-la.
üstüne alınma. Düşündüklerimden öte, hayatımda yaşadıklarımdan öğreniyorum.
Quanto mais penso nas coisas da vida, menos sentido fazem.
Ya, tabii. Annenin şeker hastası babanın kel olduğunu öğrenince üstüne alınma şef bütün soyunun kaydını çıkarırlar.
Quando descobrirem que a vossa mãe era diabética e o vosso pai, careca perdão, chefe...
Özellikle göçmenler, üstüne alınma, evlerini sıkça arıyorlar.
Sobretudo os imigrantes, sem ofensa, telefonam sempre para casa.
Bana bir iyilik yap ve üstüne alınma.
Faz-me um favor : não leves isto a peito.
Sakın üstüne alınma.
Mas sem ofensa. Isto só se aplica a mim.
- Afedersin, sen üstüne alınma.
Lamento, não tomes isto como uma questão pessoal.
Etrafımın heteroseksüellerle sarılmış olması gerçekten benim canımı sıkıyordu--üstüne alınma.
Estar rodeado por todos vocês, procriadores, estava a deixar-me em baixo... sem ofensa.
Her şeyi üstüne alınma. Çünkü nadiren sorun sen oluyorsun.
Devia poder desabafar, quando chego a casa, sem que levasses sempre a peito, porque raramente tem que ver contigo.
Yeterince, üstüne alınma.
As suficientes para não levar isso a peito.
Dinle, üstüne alınma senin gibilerle burada pek karşılaşmayız.
Escute, não me leve a mal... mas não temos muitas pessoas do seu tipo aqui.
.. lütfen üstüne alınma. Cidden.
Não quero ver... nenhum dos meus amigos a falar mais com ela.
Dük, üstüne alınma.
Duke, não leves isto a peito.
Tone, üstüne alınma.
Tony, não te ofendas.
Bunu üstüne alınma.
Não leves isto pessoalmente.
Bunu üstüne alınma, Johnny.
Não leves isso a peito, Johnny.
bak özür dilerim, üstüne alınma ama...
Ouça, não quero ofendê-lo, mas eu não...
Bunu üstüne alınma lütfen.
Não leve isso a peito.
Sakın üstüne alınma.
Sem ofensa.
Evet, üstüne alınma ama kız arkadaşının ciddi sorunları var, Amazonvari şekilde attığı tekmeyi hesaba bile katmıyorum.
Sim, não quero ofender, mas a tua namorada tem problemas, já para não falar do super-murro de esquerda.
Ki bu Blair bile olsa... üstüne alınma.
Mesmo que seja a Blair. Sem ofensas.
Esir tuttular. Onları kendi oyunlarıyla alt edebileceğini düşündüğünü biliyorum Mohinder, üstüne alınma ama sen bir profesörsün, casus değil.
Eu sei que achas que os podes vencer no seu próprio jogo, mas, Mohinder, sem ofensa, és um professor.
Hey, üstüne alınma, Barin, ama neden senden korksun ki?
Sem querer ofender Barin, mas porque ele haveria de ter medo de ti?
Lütfen üstüne alınma ; ama böyle bir şey bana göre değil.
Sem ofensa, mas isto não faz o meu tipo.
Şu anda ne durumda olduğumu bilmiyorsun diyorsam, üstüne alınma.
Não te ofendas, quanto digo que não fazes ideia pelo que estou a passar, neste momento.
Tekrar, üstüne alınma, ahbap.
De novo, sem ofensa, companheiro.
Hayatımın en yorucu günü olmuş olabilir, sırtım beni öldürüyor sen üstüne alınma ve bir ameliyathane bile görmedim bilmiyorum ne kadardır ama ama aferini aldım.
Este deve ter sido o dia mais cansativo da minha vida, as minhas costas estão a matar-me... Sem ofensa... E já não vejo o interior de um B.O. há...
Hem üstüne alınma ama Kriptonlular kesinlikle kolay bulunur tipler değil.
E sem ofensa, mas os kryptonianos não são fáceis de encontrar.
Hey, üstüne alınma ama.
- Sem querer ofender?
Seni öldüreceğini söylerse, üstüne alınma, mecazi anlamda söylüyordur.
Se ela disser que vai te matar, não ache que seja uma metáfora.
Lütfen üstüne alınma ama gitmemiz gerek.
Por favor, não tomes como algo pessoal, mas temos que sair daqui.
Bak, üstüne alınma ama burada seni ilgilendirmeyen bir kavganın ortasındayım.
Não é nada de pessoal, mas estou aqui a meio de uma coisa que não é problema seu.
Hayır sen kal, hızlı olmalıyım, üstüne alınma lütfen.
Hã... Tenho que andar depressa. Sem ofensa, mas...
Kadınların güçlü erkeklerden hoşlandıkları bir sır değil ve lütfen üstüne alınma ama mezun olmadan önce birkaç haftadan...
No ano passado 2 duas pessoas foram arrastados enquanto lavavam as roupas.
Afedersin ama hiç üstüne alınma.
Ah, desculpa, sem ofensa.
Sen üstüne alınma, canım.
- Sem ofensa, querida.
Sakın üstüne alınma.
Não leves a peito.
Yani üstüne alınma ama, sen nasıl bir doktorsun böyle?
Mas que porra, posso dizer porra aqui?
Sakın üstüne alınma.
Não é nada contra si.
Ama sakın üstüne alınma.
Ontem tive uma reunião com um tipo que diz que esteve comigo 29 vezes.
- üstüne alınma.
- Sem ofensas.
- Sen üstüne alınma. - Alınmadım.
- Não me leves a mal.
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
üstünde 26
üstüne 19
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
üstünde 26
üstüne 19
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20