Ama orada Çeviri Rusça
3,643 parallel translation
Çok erken gittin ama orada Aziz Peter'le tokuşturduğunu biliyoruz.
Ушел слишком рано, но мы знаем - теперь ты на небесах.
Bakın. Otis ve ben ağılıyoruz tamam ama orada puro olmayacak, anlaştık mı?
Слушайте, ты с Отисом примем гостей, но никаких сигар, идет?
Ama orada dikiliyordu.
Но там был он.
Hadi ama orada çarmıha gerileceksin işte.
Давай же! Тебя же распяли!
Şüphelinin Debbie Martin'le ilgilenecek vakti varmış ama orada bırakmış.
У субъекта была куча времени, чтобы забрать Дэбби Мартин тоже, но он просто оставил её там.
Ama orada yüzlerce boş kap vardır.
Там же больше сотни пустых поддонов.
- Ama orada olacaklarını nereden bileceğiz?
– Но как они узнают, что я там буду?
Artık bu işin sonu ne olacaksa her şeyi sıfırlama tuşuna basmak ne kadar sürecekse bilmem ama orada güvende olursunuz.
Как бы всё в итоге ни сложилось, сколь бы долго ни заняло применение лекарства - там мы будем в безопасности.
Aracı uydu ile yukarıdan takip edeceğiz. Ama orada tek başına olacak.
Мы отследим машину с помощью спутника, но он будет сам по себе.
Tamam belki o kadar da eğlenceli değil ama orada oturup dinleyebilirsiniz aynı bizim yaptığımız gibi.
Ладно, это не очень-то и смешно, но вы все равно будете сидеть и слушать, потому что мы слушали.
Taksi şoförü arıyor ve telefonunu bulduğunu söylüyor ben de genelde kaldığın oteli arıyorum ama orada değilsin.
Таксист позвонил, говорит, что твой телефон нашёл. Я в отель звоню, где ты обычно бываешь, Тебя там нет.
Orada çok kan kaybetti, ama hayati fonksiyonları düzenli.
Потеряла много крови, показатели стабильны.
Ama yetenek orada duruyor.
Но талант есть.
Eğlenceli sesler çıkardım ama eğlenceli değildi çünkü biricik Sue'm orada yoktu.
Звучит весело, но это не так, потому что моего медвежонка Сью не было.
Bundan birkaç hafta önce, En ufak bir ihtimal bile olduğunu düşünmezdim, ama şimdi biliyorum... sadece mümkün olduğunu değil, ayrıca yardımın olmadan orada hayatımın geri kalanını geçireceğimi de.
Две недели назад я такую возможность и близко не рассматривал, а теперь я знаю, что без вашей помощи это не только реально, но и то, что, вполне вероятно, я сяду до конца жизни.
Biliyorum orada telefonun çekmiyor ama ben şey...
Знаю, что у вас там нет никакой связи, но я просто...
Ama Chloe hala orada.
У неё неприятности? Нет.
- Ama şimdi orada değil.
Но сейчас его там нет.
Artık oraya gidebilir, orada asılırken izlenebilir ama o, kızın katili değil.
Возможно, он был там, видел, но не убить девушку.
Sanki eski bir rüya gibi ama hâlâ orada.
Больше как из старого сна, но... это так.
Bak, seni evinde görmedim ama tahmin ediyorum ki orada da böylesindir.
Послушай, я не видела тебя в домашней обстановке, но, думаю, дома ты такой же.
Aşırı ilgiden hoşlanmıyor ama kendisi orada.
Она не любит внимание, но она здесь.
Orada mısınız diye reviri aradım. Ama ne dediler biliyor musun?
что ответили?
Ama yıldızlı adam beni orada görünce şaşırdı ve silahına davrandı.
Человек со значком, кажется, не ожидал увидеть меня там... Он схватился за оружие.
Şu an orada olmalıydım ama bir yandan da bu var.
Я должен был быть там сейчас, но потом тут возникла вся эта ситуация.
Ama sonsuza dek orada yaşayamam.
Но просто не хочется жить так всегда.
Olayı abartmak istemiyorum çünkü iyi niyetli olduğunu biliyorum. Ama nerede yanlış, orada sen.
Я не хочу драматизировать, знаю, ты хотел как лучше, но ты причина всех несчастий со всеми.
Ama sonradan anladım ki onu orada sadece sözde yardımcı olarak tutuyorsun.
Но единственная причина ты держишь его только как подставное лицо.
Bu, utanıyor ama beni orada görmek istiyor demek.
Что значит, что он стесняется, но хочет, чтобы я приехала.
Tamam Louis ama seni orada havada kapacak bir dünya şirket var.
Луис, в Бостоне десятки фирм, которые будут рады работать с тобой.
Senin işin bu, bense yalnızca bir postacıyım ama memur dolu bir karakol var FBI da orada. Yani...
Это твоя работа, а я просто почтальон, но у тебя в участке полно полицейских, и ФБР здесь, так что я просто...
Bilmiyorum. Ama onu öldürdüğünde orada sadece sen, ben ve Tori vardık. Ve Tori öldü.
Не знаю, но лишь ты, я и Тори были там в тот момент, когда произошло убийство.
Orada olduğunu biliyorum. Ama bir ayak izi onun katil olduğunu kanıtlamaz.
Я знаю, что она была там, но отпечаток доказывает только это, а совсем не то, что она и есть убийца.
Ya da biliyordum ama orada söylemek istemedim.
Или знал.
Ama onlar ve ben arasında seçim yapman gerektiğinde orada olmak istemiyorum.
Но я не хочу быть там, когда тебя заставят выбирать : они или я.
Fort William'dan kaçışım sırasında orada olduğunu ve çavuşu gerçekte kimin öldürdüğünü gördüğünü iddia ediyormuş ama ona güvenebileceğimden pek emin değilim.
Он утверждает, что присутствовал при моем побеге из Форта Уильям, и видел, кто на самом деле убил сержанта. Но я не уверен, можно ли ему доверять.
Yürüyüp biraz konuşabiliyor ama kendisi orada değil.
Он может двигаться, и даже разговаривает изредка, но он не в себе.
Ve orada sona ermeliydi ama sen devam ettirdin!
И это должно было закончиться там, но ты не останавливался!
Ama gerçekten ne yapıyorsun orada? İnsan İsveç'te ne yapar?
Что можно делать в Швеции, земле...
Affedersiniz ama Bayan Mercer dadı kamerasının orada olduğunu bile bilmiyordu.
Извините. Миссис Мерсер даже не знала, что видео-няня вообще была.
İnsanlara soru sormasına, Ama hiçbiriniz orada bulunmanız gerekmiyor.
Я позволю людям задать вопросы, но вам там присутствовать необязательно.
- Orada her ne olduysa... - Ama adaylığımı iptal etmelisin. Ve seni idari izne çıkarmam lazım.
Что бы там не произошло, ты должен отказаться от назначения и уйти в административный отпуск.
Orada ama dokunma!
- Где розетка?
Tony ve teknik hizmetlerden Christopher ile orada ama dikkatli bir şekilde ilerle.
Он.. он там с Тони и Кристофером из техподдержки, но веди себя сдержанно.
Ama doğruyu söylemek gerekirse, o seferde de orada değildi.
Но справедливости ради надо сказать, что в те разы её рядом не было.
- Evet ama şimdi herkesi orada istiyor.
- Ага, ну а теперь она хочет, чтобы все там были.
Durdurmaya çalıştım Philip ama Henry'nin orada olabileceği gibi yalanları kafama koydu.
Я пыталась остановить ее, Филип, но она... она заложила всю эту ложь в мою голову о том, что что Генри еще жив.
Donnie'nin gecesinde olmam gerektiğini düşünüp duruyorum ama gerçek şu ki orada olmadığım için memnunum.
Я знаю, что должна быть на том ужине с Донни, но правда в том, что я рада, что я не там.
Ben Sunset Park, yaşamak ama bana orada kuşlar oluşturmanıza izin vermez.
Я живу в Сансэт Парк, но мне запрещают держать там своих птиц.
Ama sen orada 9 canını bıraktın.
Но ты чуть ли не все свои девять жизней тогда использовал.
" Orada her an ölebilirim ama adamım!
" Я могу прямо сейчас умереть, но блин!
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada duruyor 22
orada olurum 25
orada kal 348
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada duruyor 22
orada olurum 25
orada kal 348
orada biri mi var 55
orada mı 137
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17
orada mı 137
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada değil 122
orada kalsın 17