Döne Çeviri Rusça
179 parallel translation
Şimdiye dek cennete döne döne gidiyordu.
Но если бы он вышел наружу у него были бы небеса, в которых он смог бы свободно кружится.
Pekala. İşte gidiyor. Döne döne gider ve her zaman geri gelir.
И сколько раз вы бы не бросили, он прилетит к вам в руки.
Döne döne, benim gibi, ekmek gibi, durmaksızın, sonsuza dek.
Круг за кругом, год за годом, как все сущее на этой земле.
İşte böyle, döne döne
Here we go loop-de-loop
İşte böyle, döne döne
Here we go loop-de-lai
Seni o malum durumlarda görmek istemem sonra gelip döne döne ararsın, bulamazsın, ona göre.
Не xотелось бы увидеть вас в одной из теx ситуаций когда xочется, а никого под рукой нет.
Şu koca düğün pastalarının üzerine doğru döne döne çıkmak? - Evet, evet. - En üste.
Особенно, когда они закручиваются спиралью вокруг огромных гигантских свадебных тортов, до самого верха!
Evet, kusmuştu... sonra da sarhoş gibi döne döne yürümek zorunda kalmıştı.
Ага, и ее вырвало... а потом она прошла прям через лужу.
Döne dolaşa yine buraya geldim.
Я пришел сюда когда-то по воле Аллаха.
Ama bir kez bile bana kiminle yatacağımı söylemeye çalışırsan sen ve ben, küçükken döne döne yaptığımız o oyunu oynarız.
Но стоит тебе хоть раз сказать, с кем мне спать, и мы решим этот вопрос, как в старые добрые времена.
Erkek dazlak kartalların, dişiyi kapmak için, pençelerini kenetleyip, kanatlarını arkaya doğru açıp pervane gibi döne döne aşağı düştüklerini biliyor muydun?
А ты знаешь, что у белоголовых орлов удивительный процесс спаривания? Два орла взлетают повыше, сцепливаются когтями, а потом падают вниз, как камень, и расцепляются только перед самой землёй, и за это время они должны успеть закончить свой птичий перетрах.
- Neye geçiş döne mi?
- Переход куда?
Dağdan bir kız geliyor döne döne
* Поют "She'll Be Coming'Round the Mountain" *
Dağdan bir kız geliyor döne döne Dağdan bir kız geliyor döne döne
* Поют "She'll Be Coming'Round the Mountain" *
Biliyordu annesinin uyarısını
Knows her mama done told her
Done "OK"
Готово, "OK"
# Tüm bunlar sona erdiğinde #
# And after all is done
# Her şey sona erdiğinde #
# After all is done
- It's done.
- Решено.
Done "OK"
Хорошо.
I paid to have this done.
Я за это заплатила.
Dostum, aferin sana.
Dude, well done.
"Bay McNamara, siz ve Başkan Kennedy öyle bir durumda olsaydınız aynısını yapardınız."
"Г-н МакНамара, если вы и През-т Кеннеди... " Mr. McNamara, if you and President Kennedy оказались-бы в подобной ситуации, это - то что и вы сделали-бы. "... had been in a similar situation, that's what you would've done. "
"Sayın Başkan, Tanrı aşkına, umarım yapmaya kalkmazdık."
Я сказал : "Г-н През-т, я молился-бы Богу, что-бы мы этого не сделали." I said, "Mr. President, I hope to God we would not have done it."
Onlardan 10 kat daha fazla test yapmıştık.
Мы сделали в 10-ять раз больше ядерных испытаний чем они. We'd done 10 times as many tests as they had.
Gerçi Roosevelt yaptığı bazı şeyleri yapmamış olsaydı şiddet çok daha artardı.
... although, had Roosevelt not done some of the things he did это могло-бы зайти намного дальше волнений. ... it could've become far more violent.
Bunların hepsi nükleer bomba atılmadan önce yapıldı.
Это было все сделано до... This was all done before сброса ядерной бомбы. ... the dropping of the nuclear bomb.
Henüz bunu yapmadık.
President. We haven't done so yet.
B-57'lerle yaptığımız, denizcilerin yanında pazar okulu gibi kalacak.
Бомбардировки с использованием Б-57'ых покажутся цветочками... What we've done with these B-57's is going to be Sunday School stuff... по сравнению с морской пехотой. compared to the Marines.
Anlatmayı bırakıp ben de yapacağım.
I'M ON MY BUTT, I'M DONE INSTRUCTING.
Yeterince konuştum.
I'M DONE CHATTING.
Ve tamamladın, süpersin!
AND YOU ARE DONE, NICE WORK, MY MAN.
# There'll be peace when you are done #
§ Мир настанет, когда ты §
# There'll be peace when you are done #
§ Мир наступит, когда ты §
Benim için yaptıklarından sonra, en azından bunu yapabileyim.
After everything you've done for me, it's the least I can do.
#... yaptığın her şeyi
... That you've done
I mean, what have I done in my life that anyone would say was great?
Я думаю, что я сделал в своей жизни, ведь все говорили о моем большом будущем?
* Kindly deeds done for free. *
Добрые дела, И при том бесплатно. - Добрые дела,
[ "BRAVO" BAĞIRIŞLARI ] [ALKIŞLAR]
Well Done. - Спасибо, ребята.
Aslında, on dakika önce bitmişti, ama çıkmaya korktum.
I'm done fixing your faucet.
Olanları duyduğun için üzgünüm.
Actually, I was done ten minutes ago, but I was afraid to come out.
"Bir şeye ihtiyacın olursa, beni ara!"
" If you ever need any work done, call me!
Hiç böyle bir şey yapmamıştım.
I've never done this before.
Şuna ne dersin.. Çatını onardıktan sonra, bana istediğini sorabilirsin.
Well, how about this- - I fix your shingle, and when I'm done, you can ask me anything you want.
Eli Scruggs, neredeyse bir saat kadar kamyonetinde oturdu... Beni kurtarmak için, hiçbir şey yapamadığını düşünerek, harap oldu...
Eli Scruggs sat in his truck for almost an hour, devastated that he had done nothing to save me.
Onu, onurlandırmak için daha fazla şey yapabilirdik gibime geliyor.
I can't help feeling there's more we could have done to honor him.
O yollardan çoktan geçtim.
Плавали знаем. [Been there, done that. - поговорка]
" İkindi vakti türbişonlar Dolandı otlara done done
" Уж пoднoчь... Cтaйки бpьıcкaчкoв Cнyкaют cpeдь вьıcoкиx мpaв,
Olmadan önce Kalmam için yalvaracaksınız
¶ Before it's done You're gonna beg me to stay ¶
İşte belki geri döne "meme"...
В смысле, если всё пойдёт наперекосяк...
Kimse bu listeyi tek başına yapamaz.
Now, nobody could've done this list by themselves.
döner 18
döneceğim 198
dönecek 30
dönerim 19
dönelim 31
döneceksin 19
döneceğiz 19
dönecektir 16
dönecek misin 17
dönemem 27
döneceğim 198
dönecek 30
dönerim 19
dönelim 31
döneceksin 19
döneceğiz 19
dönecektir 16
dönecek misin 17
dönemem 27