English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A double

A double translate Turkish

5,943 parallel translation
Today we are getting a double garage Cheers.
Bizim Happy Hour bugün : garaj ikilisi Şerefe.
Whoo! Make it a double!
Şunu çifte yapalım!
Make it a double, Patty.
Duble olsun Patty.
Give Amos a double here.
- Amos'a duble olsun.
Maybe our shy, friendless classical musician was leading a double life.
Belki de utangaç, dost canlısı, klasik müzisyenimiz iki hayat yaşıyordu.
Kimmie Lassen was witness to a double homicide in 1994.
Kimmie Lassen! 1994'teki çifte cinayete tanık oldu.
She is an accomplice to a double homicide.
Kız bir çifte cinayetin suç ortağı.
And not just bacon but a bacon cheeseburger, possibly a double.
Ve sadece domuz pastırması da değil, domuz pastırmalı bir çizburger muhtemelen çiftli.
- Make it a double.
- Duble yap.
In June of 2012, a double murder at Greek Lane, Moss Heath, that was originally thought to have been drug-related, was recrimed as a terrorist incident.
2012'nin Haziran ayında Greek Lane, Moss Heath'de bir çifte cinayet yaşandı. Başta uyuşturucu sebebiyle gerçekleştiği düşünülüyordu ama daha sonra bir terörist vakası olarak sınıflandırıIdı.
You're not trying to ask me on a double date, because I know how indiscriminately horny you are.
Yani benden çifte randevuya gelmemi istemiyorsun değil mi? Çünkü ne kadar gelişigüzel sapıklaştığını biliyorum.
Maybe Crowley found it, and it's a double-cross.
Belki Crowley buldu ve ikili oynuyor.
I had to pull a double shift.
Ben de ekstra mesai yapmak zorunda kaldım.
This is now a double-rax, at least.
Şimdi, en azından iki barakayı yıkacaklar.
There's probably going to be a double.
Muhtemelen çift leş olacak.
It's a double-kill by the Weaver!
Weaver çift leş alıyor!
It's a double-kill for the Anti-mage.
Anti-mage iki kişi öldürdü.
Now, if the Chinese are not willing to engage in a meaningful dialogue about intellectual property of American corporations, as well as this deliberate targeting of our government's online infrastructure, well, then that is proof of a double-standard mentality that we shall no longer tolerate.
Eğer Çinliler, Amerikan şirketlerinin telif hakları ya da hükumetimizin online altyapısının kasti biçimde hedef alınması hakkında anlamlı bir diyaloğa gönüllü değilse bu, çifte standart anlayışının bir kanıtıdır... ve bunu daha fazla tolere edemeyiz.
I've offered to stay on and do a double shift
Çifte vardiya yapmam söylendi.
Hey, uh, a double macchiato for me, dude.
- Bana duble makiato.
LAPD just called with a double homicide.
LAPD az önce iki cinayet haberi verdi.
A double espresso with almond milk and two packets of...
Badem süt ve iki paket ile bir çift espresso...
When a human gets ravenously hungry, they eat a double cheeseburger.
Ve bir insan aç kurt gibi acıktığında bir duble hamburger yiyor.
Looks like a double tap to the back of the head.
Kafasının arkasına çift vuruş yemiş gibi.
It wasn't a double entendre, it was a pun.
Tevriye değildi. Kelime oyunuydu.
Like a double date!
Çifte randevu gibi!
"But please go easy on her because, you know what, " even a double cray need a little bit of help. "
"İki kere delirdiği için yardıma ihtiyacı olsa bile lütfen huyuna gidin ama."
He'd go to work, they'd have him work a double on the fly.
İşe gitmesi gerekti, çalışma saatlerini arttırdılar.
Make it a double.
duble yap lütfen.
Got a double murder... same guy who found your victim's body and his wife, Troy and Betsy dodge.
Çifte cinayet geldi. Sizin kurbanın cesedini bulan adam ve karısı ; Troy ve Betsy Dodge.
I got you a double Lincoln with bacon.
Sana salamlı duble Lincoln aldım.
Well, that is one hell of a double standard.
Evet çifte standardı olan bir cehennem
A lady, so fair, and fastened to an empery... that would the greatest king double... To be partnered with- - with tomboys- - Diseased ventures... and such boiled stuff as might well poison poison.
kralın saltanatına iki kat bağlı olan böyle bir kadın hastalık yayan... zehiri bile zehirleyen erkek gibi kızlarla eşdeğer tutuluyor.
Me, for example, all I do... I cannot start the car without having the double-double with eight sugars and just a dash of cream.
Bilemiyorum, mesela ben 8 şekerli ve bol süt tozlu kahvem olmadan arabanın kontağını bile çevirmem.
No, there... there... There's never been a nootropic compound that could withstand the rigors - of double-blind testing.
Hayır, yapılan Çift Kör Testinin katılığına direnç gösteren zeka arttırıcı bir bileşik henüz yok.
Bruce, the Hercules Double Lindy... it's only a theory.
Bruce, Herkül ve Lindy'nin aşkı sadece bir teori.
We all put on a front when we walk into a bar, to look cool, to impress others, to hide our insecurities, but deep down, we're all just fat, little, redheaded kids whose brothers double-teamed the girls we loved.
Bir barda yürüdüğümüzde hepimiz bir sima takınırız. Havalı görünür, başkalarını etkiler, kendi güvensizliğimizi saklarız, ama içten içe hepimiz küçük, şişko, kızıl saçlı ve abileri sevdiğimiz kızla grup yapan çocuklarız.
I'm not a huge fan of double entendres,
Üzgünüm.
I heard there's a chop-socky anime double feature in town.
Kasabada vurdulu kırdılı iki filmin gösterime girdiğini duydum.
Got a hot shot, partner... double "D."
Durum var, ortak... Alkol ve düzen bozma.
On a bicycle... riding double.
Bisiklete biniyorsunuz. Hem de iki kişi.
There's a real double standard when it comes to whoring.
Orospuluk konusunda ayrımcılık yapılıyor.
It was a double enten...
Çift...
After I gave Pirkle the double shocker in the showers just now.
Pirkle'a az önce duşta "çifte şok" vermemden sonra.
Or maybe madeline double-crossed the russians And kept the coordinates to the nukes for herself And led you to believe it was all a myth.
Ya da Madeline Rusları aldatıp nükleer koordinatlarını kendine sakladı ve sizin de bunu efsane sanmanı sağladı.
Let me guess... he double-crossed you, and you want his head in a box.
Dur tahmin edeyim, sana üç kağıt yaptı o yüzden sen de onun kellesini istiyorsun.
Well, you want me to bring her in, there's gonna be a fee, and it's gonna cost you double.
Eğer onu getirmemi istiyorsan bir ücreti olacaktır. Ve bu sana iki katına patlar.
Gullfoss is a spectacular double cascade.
Gullfoss olağanüstü güzellikte bir çifte çağlayandır.
Well, so far, we've always had time to get a second opinion, double-check the intelligence.
Evet, şimdiye kadar hep istihbaratı kontrol edip ikinci bir görüş alacak zamanımız vardı.
But I do know for a fact that expenditure will double when the US and NATO combat mission ends in December.
Ama biliyorum ki Amerika ve NATO savaş görevini Aralık'ta sonlandırdığında giderler iki katına çıkacak.
I'm thinking of pulling a "Double Asian."
- Çift taraflı Asyalı'yı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]