A friend of yours translate Turkish
1,029 parallel translation
- A friend of yours?
- Arkadaşınız mı? - Evet efendim.
He said he was a friend of yours.
Arkadaşın olduğunu söyledi.
Hey, I thought Mr. Thompson was a friend of yours.
Bay Thompson senin dostun sanıyordum.
Is the architect a friend of yours?
Mimar, bir arkadaşın mı?
- Is this a friend of yours?
- Bu denizci arkadaşın mı?
A friend of yours may be dying!
Bir dostun orada ölüyor!
- Ackerman a friend of yours?
- Ackerman arkadaşın mı?
Anybody who had 50 bucks wouldn't be a friend of yours.
50 doları olan kimse senin arkadaşın olmaz.
He's a friend of yours, isn't he?
Senin arkadaşın, öyle değil mi?
I met a friend of yours just now.
Nihayet! Az önce bir dostunla tanıştım.
I brought back a friend of yours.
Arkadaşını geri getirdim.
Last night we arrested one Nasir Salim, a friend of yours.
Dün gece arkadaşlarından birini, Nasir Salim'i tutukladık.
I'm still a friend of yours.
Seninle hala arkadaşız.
You forgot to tell me he was a friend of yours as well as Neal's, that he bought Neal's paintings.
Neal'in ve senin arkadaşınız olduğunu, Neal'in resimlerini... aldığını söylemeyi unuttun.
It belongs to a friend of yours.
Bir arkadaşınıza ait.
We got a friend of yours out here!
Yanımızda bir arkadaşın var!
Say, Steve, before I prepare the conveyance for the husband to sign... Here's a friend of yours.
- Steve, eşinin imzalayacağı feragatnameyi hazırlamadan önce...
Was this man a friend of yours?
Bu adam arkadaşın mıydı?
Warren! We got a friend of yours here.
Warren, elimizde bir dostun var.
- Is he a friend of yours?
- Sizin dostunuz mu olur?
- Is he a friend of yours?
- Senin arkadaşın mı?
Was he a friend of yours?
Arkadaşın mıydı?
You was with a friend of yours and I was with a friend of mine name of Angie.
Sen bir arkadaşınızla, ben de arkadaşım Angie'yleydim.
Is he a friend of yours?
Arkadaşın mı?
He is a friend of yours?
Senin arkadaşın mı?
I'm so sorry to disturb you, sir, but there's been an accident to a friend of yours, Count Victor Mattoni.
Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm, efendim, fakat arkadaşınız, Kont Victor Mattoni bir kaza geçirdi.
Was he a friend of yours?
Senin bir arkadaşın mıydı?
Is that man a friend of yours?
Bu adam arkadaşın mı?
Is he a friend of yours?
Arkadaşınız mı?
Is Frederick Loren a friend of yours?
Frederick Loren sizin arkadaşınız mı?
Is this Pavlov a friend of yours?
Pavlov arkadaşlarından biri mi?
A friend of yours, Professor Goetaborg?
Professor Goetaborg sizin bir dostunuz mu?
Is Sai at the power station a friend of yours?
Elektrik santralinde çalışan Sai, arkadaşın mı?
Carlos told me he was a friend of yours.
Carlos, Bay Wheeler'ın dostun olduğunu söyledi.
I ran into a friend of yours the other day
- Geçen gün bir arkadaşına rastladım.
A friend of yours?
Arkadaşın mıydı?
I was about to leave when a friend of yours told me to wait for you here. Yes, Paparazzo.
Tam giderken bir arkadaşın burada beklememi söyledi.
Said he was a friend of yours.
Arkadaşın olduğunu söyledi.
Wasn't that man a friend of yours?
Bu adam senin arkadaşlarından biri değilmi?
As a friend of yours, she is a guest of the house.
Arkadaşın olarak, Bayan Bonnet evin bir misafiridir.
Is Philippe Greenleaf a friend of yours?
Philippe Greenleaf arkadaşınız mı?
Well, you can console yourself with the thought that your charming friend is at least a reader of yours.
Büyüleyici dostunun hiç değilse senin okurun olduğunu düşünerek kendini teselli edebilirsin.
Any friend of yours must be a good man.
Arkadaşın olduğuna göre iyi biri olmalı.
And a good friend of yours too, if you'd only know it.
- Ondan söz etmemiştim. Senin için de iyi bir arkadaş bildiğim kadarıyla.
What would you do, if a beloved friend of yours were chained in a cage and brutally beaten with a stick?
En iyi arkadaşınızı bir hücreye kapatıp zalimce dövseler siz ne yapardınız?
This morning, in the granary... you told me of that friend of yours... who they sent home... because a doctor had said he had a bad heart.
Bu sabah, tahıl ambarında kalp rahatsızlığı olduğu için evine gönderilen arkadaşından bahsetmiştin.
Don't forget, I'm a friend of yours!
Unutma, ben senin arkadaşınım!
What kind of a girl was she, this friend of yours, Christina?
Arkadaşın Christina nasıl bir kızdı?
I've just read you a letter from a very good friend of yours, St. Peter.
Çok iyi bir dostunuzdan, Aziz Peter'den bir mektup okudum sizlere.
All right, then you dont have a sister... then shes a good friend of yours.
Pekala, kız kardeşiniz yok o zaman yakın arkadaşınız.
Because I'm a certain friend of yours.
Senin arkadaşın olduğum için.