English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Against him

Against him translate Turkish

3,840 parallel translation
You filed a complaint against him four years ago When you were working with the Secret Service.
Dört yıl önce Gizli Serviste çalışırken Arziani'i hakkında şikayette bulunmuşsun.
By turning the study group against him so he'll run screaming from this rancid cocoon into the welcoming arms of darkness.
Çalışma grubunu ona düşman edeceğiz böylece kokuşmuş kozasından karanlığın davetkâr kollarına koşarak gelecek.
I testified against him, remember?
Ona karşı tanıklık ettim, hatırlıyor musun?
Anyone who supports a man.. .. who's got a warrant against him under Terrorist Act.. .. I'll use this language for him.
Terör estiren bir adamı koruyan her kim olur ve yasalara karşı gelirse onunla bu dille konuşacağım.
I have decided to run against him.
Ona karşı yarışmaya karar verdim.
- Who's running against him?
- Rakibi kim? - Yok ki.
He believes there are people in this town that are conspiring against him.
Bu bölgede yaşayan insanların ona karşı bir olup komplo hazırlığında olduğunu düşünüyor.
Well, Niklaus is here because he learned that a witch was conspiring against him, someone by the name of Jane-Anne Deveraux.
Niklaus'un buraya gelme sebebi Jane-Anne Deveraux isimli bir cadının ona karşı komplo kurduğunu duymasına dayanıyor.
I gave evidence against him at the airport robbery trial.
- Ben de. Havaalanı soygunu duruşmasında onun aleyhinde kanıt verdim.
If you go against him, you will not survive.
Eğer ona karşı cephe alırsan, hayatta kalamazsın.
Use it against him.
Ona karşı bunu kullan.
Did you use his lies against him?
Onun yalanlarını ona karşı kullandın mı?
That "cheesy robot" started to adapting to your fighting style and was about to use Falcon's weapons against him.
O "ucuz robot" senin savaş stiline adapte olmaya ve Falcon'un silahlarını da kendisine karşı kullanmaya başlıyordu.
- You don't have a grudge against him?
- Van'a karşı bir garezin yok değil mi? - Hayır efendim.
I'm trying to see that he doesn't get charges pressed against him.
Suçlama altında kalmaması için uğraşıyorum.
With this much evidence against him,
Aleyhinde bu kadar delil olduğu halde... - Teslimatçı!
If he gave evidence against my client, any possible charges against him would be reduced. Dropped even.
Müvekkilime karşı ifade vermesi durumunda tüm muhtemel suçlamalarda azalma olacaktı.Hatta düşürülecekti.
But you can avoid that by testifying against him.
Ama bundan ona karşı tanıklık ederek kurtulabilirsin.
You've always been against him, all of you, it's so unfair.
Hep ona karşısınız, hepiniz, bu çok adaletsiz.
DECLARE ACTION AGAINST HIM TO STOP FURTHER THREATS
Olası tehditleri engellemek için karşı hareket ilan et. "
He's killing everyone who's against him.
Sözünü dinlemeyeni öldürüyormuş.
If no further charges are brought against him. That's our offer.
Eğer kendisine yeni bir suçlama yöneltilmezse teklifimiz bu.
If there was even the suspicion that someone in his organization was working against him... they disappeared.
Organizasyonundaki birinin ona karşı çalıştığını küçücük bile bir şüphesi olursa ortadan kayboluyorlardı.
Henry is gonna have them, and whatever proof they have against him, if we don't act now.
Şu an harekete geçmezsek Henry onları ve ellerinde ona karşı olan tüm kanıtları ele geçirecek.
He voted, knowing it would go against him.
Kaybedeceğini bile bile sana oy verdi.
It's hard to believe that you could get Zane to do this without using his daughter against him.
Kızını kullanmadan Zane'i ikna etmene inanmak çok zor.
If you stand against him, he will kill you, and it will be awful and bloody, and I will not stand around and watch.
Eğer onun karşısında durursan seni öldürür. Seni çok kötü ve kanlı bir manzara bekliyor. Öylece bekleyip bunu izleyecek değilim.
He's convinced Marcel that the witches are planning to make a move against him.
Cadıların Marcel'e karşı ayaklayacağı konusunda onu ikna etti.
I thought I had all the time in the world to rail against him and his dopey little Glee Club.
Ona ve sersem Glee kulübüne bulaşmak için bir sürü zamanım olduğunu düşünmüştüm.
Maybe Danny is sleeping with Turbo and seduced him into shooting Elliot so he would have nobody running against him.
Belki Danny, Turbo ile beraber olup onu Elliot'ı vurmaya ikna etmiştir Böylece rakibi kalmamış olurdu.
So stop using him against me.
Bana karşı kullanmayı bırak artık.
What better way than to put him in touch With a former Secret Service Agent Who had a grudge against you?
Size kin besleyen bir Gizli Servis Ajanına suçu atmak planın bir parçasıydı.
That psychiatrist turned him against me.
Psikiyatrist onu bana karşı doldurdu.
I just heard him say, " You have no idea what you're up against.
Sadece "Ne ile karşı karşıya olduğunu biliyor musun?"
They get wind of it, they'll just put him up against a wall. - They'll shoot him.
Haberi alacaklar, onu duvarın önüne dikecekler ve tarayacaklar.
I guess I'd weigh that against the likelihood of him and Carrie making it to the safe house at all.
Brody ve Carrie'nin güvenli eve ulaşma ihtimaline de karşı çıkardım.
CHARLOTTE : You did a really good job of turning him against me, Kate.
Babanla aramızı bozarak çok iyi bir iş başardın, Kate.
Pretty sure you turned him against you.
Onu senin bu hale getirdiğine gayet eminim.
There he is with a flurry of jabs, he's got him up against the ropes...
Ve etkili yumruklarıyla rakibini iplere yapıştırıyor.
Maybe we can use it against him.
Belki bunu ona karşı kullanabiliriz.
Cameron had him backed against a wall.
Cameron onu ele geçirmiş durumdaydı.
Yes, but in order to use him against Mr. Goss, I need Cory Stark alive and talking.
Evet ama Goss'un aleyhinde kullanılabilmesi için Cory Stark'ın canlı olması ve konuşması lazım.
- Take him. It's two against one. [YELLS THEN GRUNTS]
- Yakala onu, bir kişiye karşı iki kişiyiz.
Even building a case against Beltro till someone stopped him.
Hatta biri onu durdurana kadar Beltro'ya karşı bir kanıt hazırlıyormuş.
They might even try to using him to incite rebellion against the Inner District.
İç bölgeye isyanı teşvik etmek için onu kullanmaya bile çalışabilirler.
Kopelman never voted against you the whole time I knew him.
Kopelman onu tanıdığımdan beri senin aleyhinde oy kullanmadı.
It means that I like him, but I don't want to tell him because then he'll use it against me.
Onu seviyorum, ama ona söylemiyorum çünkü sonra bunu bana karşı kullanır demek.
Against all logic, you and Hayley went to the bayou, where you ran into a man you think may be Marcel's informant, and then you lost him.
Hiçbir mantığı olmamasına rağmen, nehir tarafına gelip Marcel'in muhbiri olduğunu düşündüğünüz bir adamla karşılaşıp sonra da onu kaybettiniz.
Hayley has conspired to turn him against me, and you know our brother never was one to resist a pretty face.
Hayley, onu bana karşı kışkırttı. Ağabeyimizin asla güzel bir kızı kıramadığını biliyorsun değil mi?
Serves him right for making such vile accusations against me, and let- -
Bana karşı böylesine iğrenç ithamlarda bulunan birine müstehak bir ceza. Şimdi de...
Serves him right for making such vile accusations against me.
Bana karşı böylesine iğrenç ithamlarda bulunan birine müstehak bir ceza.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]