English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / An american

An american translate Turkish

4,691 parallel translation
You're almost an American now!
Neredeyse Amerikalı olmuşsun!
That's an American ship.
Bu bir Amerikan gemisi.
Rudolph Stalin is an American citizen with a history of international espionage and strong political ties to Russia.
Rudolph Stalin, uluslararası casusluk geçmişi olan ve Rusya ile güçlü politik bağları bulunan bir Amerikan vatandaşı.
Aha, hmm, and he is an American citizen.
Ve o bir Amerikan vatandaşı.
Rudolph Stalin- - he's an American wanted for selling U.S. intel to Russia.
Rudolph Stalin, Rusya'ya Birleşik Devletler istihbaratı satmaktan aranan bir Amerikalı.
An American soldier sat up there behind a 30-caliber machine gun.
Burada bir Amerikalı asker, 30 kalibrelik bir makineli tüfeğin arkasında dururdu.
It was an American man, and his wife was from Eastern Europe or somewhere.
Amerikalı bir adamdı ve karısı Doğu Avrupa veya başka bir yerdendi.
Didn't the former prostitute say she had a sexual encounter with an American man and an eastern European woman?
Önceki fahişe Amerikalı bir adamla ve Doğu Avrupalı bir kadınla cinsel karşılaşması olduğunu söylememiş miydi?
The intel said Teo had a cache of bomb-making materials, and there was a threat on an American target.
İstihbarata göre Teo'nun bomba yapmak için bir zulası olduğunu söylüyordu. Ve Amerikalı bir hedefe tehdit vardı.
It's an American thing.
Amerikalılara özgü bir şey.
She's an American woman in Italy.
O İtalya'da bulunan Amerikalı bir kadın.
All right, Meg, part of being an American citizen is having an opinion on certain hot-button political issues.
Pekâlâ Meg. Amerikan vatandaşı olman önemli politik konularda fikir sahibi olman gerektiği manasına geliyor.
I am an American citizen who pay my taxes.
Ben vergilerini ödeyen bir Amerikan vatandaşıyım.
It's a great day to be an American. It sure is. Boy, you two are adorable.
Boşandığından beri seks yapmadın ve kankan Ray içmek için seni dışarı çıkarıyor.
See, well, I'm not sure I want to serve alcohol to a man who doesn't want to be an American.
Ya şimdi Amerikalı olmak istemeyen bir adama alkol vermek istediğimi sanmıyorum.
An American? Sean O'Connell?
Bir Amerikalıdan bahsediyorum, Sean O'Connell?
- An American businessman in Hong Kong.
- Hong Kong'da çalışan bir iş adamı.
There is only an American problem.
Yalnızca bir, Amerikan sorunu vardır.
- I had an American citizen... a rich Republican Party fund-raiser, a White House favorite, in my office.. upset about things he was hearing.
- Bir Amerikan vatandaşı var ofisimde zengin bir Cumhuriyetçi Parti bağışçısı, Beyaz Saray gözdesi duymakta olduğu şeylerden canı sıkılıyor.
If an American president is assassinated on foreign soil, you're looking at a world war.
Amerikan Başkan'ı yabancı topraklarda suikasta uğrarsa dünya savaşı çıkar.
I come as an American citizen to honor him for what he has done.
Yaptıkları için onu onurlandırmak adına bir Amerikan vatandaşı olarak geldim.
- I'm an American officer.
- Amerikalı bir subayım.
You're an American.
- Başçavuş Farell, Amerikalısın.
An American company is hoping to find a cricketer to throw a very fast ball.
Bir Amerikan şirketi topu hızlı atabilecek bir kriketçi arıyor.
Why do you have a scary poster of an American ex-president?
Neden eski bir Amerikan başkanının korkutucu posterini astın?
She said she found an american agency that specializes on blind kids.
Özellikle körler üzerinde uzmanlaşmış bir Amerikan acentesi bulduğunu söyledi.
And he was an American!
Ve o bir Amerikalıydı.
This is an American tradition.
Bu bir Amerikan geleneğidir.
You are an American.
Amerikalısın.
I killed an American soldier.
Bir Amerikan askeri öldürdüm.
We knew he had recruited these squadron of Iraqi pilots but... but one of our Kurdish asset told us... that he recently hired an American to lead them, and I... believed it's Tom Craig.
Bu uçaklar için Iraklı pilotlardan oluşan bir hava filosunu işe almış. Fakat Kürt muhbirlerimizden biri bize, onlara liderlik etmesi için Amerikalı bir pilotu kiraladığını söyledi. Bu kişinin Tom Craig olduğuna inanıyoruz.
He's an American tour guide, he's been here a year and before that he went to Yale.
Amerikalı bir tur rehberiymiş. Bir yıldan beri buradaymış. Yale Üniversitesine gitmiş.
Police are investigating the death of an American national at the Grand Hotel in Athens.
Polis, Atina Grand Otel'de ölen amerikalı bir vatandaşın ölümünü araştırıyor.
"An American in Paris," big deal!
"Pariste bir Amerikalı" Ne günlerdi!
Hey, they have an American down there.
Yanlarında birde Ameriklı var.
I am an American citizen.
Ben bir Amerikan vatandaşıyım.
I'm an American!
Ben Amerikalıyım!
- It's an American.
- Amerikalı.
You're just an American girl having a good time in Paris, aren't you?
Sadece, Paris'e eğlenmeye gelmiş, Amerikalı bir kızsın değil mi?
It's an old native american warning... For the wendigo.
Bu Wendigo için eski bir Kızılderili uyarısıdır.
On that peaceful Sunday morning over 70 years ago, American forces withstood an unprovoked attack and our nation was thrust headlong into the largest global conflict in human history.
Bundan 70 yıl önce huzurlu bir pazar sabahı, sebepsiz yere yapılan bir saldırıya, Amerikan Kuvvetleri direnmiş ve ulusumuz, insanlık tarihin en büyük küresel savaşının içine doğru itilmiştir.
The American public will soon know you for what you are, an evil, abnormal beast.
Bütün Amerikan halkı yakında kim olduğunu öğrenecek. Günahkâr, anormal bir hayvan.
My angle is that the American government knew drugs were put on the streets to fund an illegal war.
Görüşüm, yasadışı bir savaşı finanse etmek için sokaklarda uyuşturucu satıldığını Amerikan hükümetinin bildiği.
An entrepreneur and true American whose product just saved my colleague's life.
Modern Savas'in Kurucusu Robotlarla Hayat Kurtarmak Bir girisimci ve gerçek bir Amerikali ürünü az önce meslektasimin hayatini kurtardi.
Through this golden door, under the gaze of that mother of exiles, has come millions of men and women who first set foot on American soil right there on Ellis Island, so close to the Statue of Liberty.
Bu altın kapının ardında, Sürgünlerin Anası'nın bakışları altında, milyonlarca kadın ve erkek gelip, tam da burda Ellis Adası'nda Özgürlük Anıtı'nın hemen yanında, Amerika topraklarına ilk kez ayak bastı.
[Olympics Announcer] In an outstanding performance, negro American Jesse Owens from Ohio State... has won 4 gold medals in the 100 meter, the 200 meter... the long jump and the 400 meter relay.
Olağanüstü bir performansla Ohio Eyaletinden siyah Amerikalı... Jesse Owens 100 metre, 200 metre, uzun atlama ve..., 400 metre bayrak yarışlarında 4 altın madalya kazandı.
Miss Kelly boarded the liner Constitution with the rest of the Kelly family, including her father Jack, who built a construction business that made him a millionaire and an embodiment of the American dream.
Miss Kelly, ailesinin geri kalanlarıyla birlikte gemiye bindi. ... inşaat sektöründe milyarder olan ve bir Amerikan rüyası yaratan babası Jack de vardı.
- You got an African-American belly?
- Siyahi midesi mi var sende?
I had a little Edith Piaf moment... but the idea of worrying about white shirts and thin turkey and all that... while pretending not to know about his whores... is really throwing me into an all-American rage.
Bir ara kendimi Edith Piaf gibi hissettim. Ama beyaz gömlekleri, sıska hindileri düşünmek, sürtüğünü bilmiyormuş gibi davranmak falan- - İçimdeki Amerikalıyı ortaya çıkardı.
Outrage over an African-American themed party... organized by predominantly white students of Winchester University has resulted in rioting and property damages.
Winchester Üniversitesi'nde çoğunluğu beyaz olan öğrenciler tarafından düzenlenen Afrika kökenli Amerikalı temalı bir partiye yapılan saldırı... isyana ve çevrede hasara yol açtı.
Okay, sometimes I think the hardest thing to be... in the American work force right now... is an educated white guy.
Tamam, bazen şu anda Amerika iş gücünde olması en zor şeyin eğitimli beyaz adam olduğunu düşünüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]