An engineer translate Turkish
988 parallel translation
He is more valuable to the South as an engineer. "
Makinist olarak Güney için çok daha değerli.
That's one place that can use an engineer who's an ex-con.
Sabıkalı bir mühendisin işe yarayacağı tek yerdir orası.
- Phil Church, an engineer.
- Adı Phil Church. Bir mühendis.
And Church was an engineer.
Church bir mühendisti.
But an engineer from Caudron is here with us.
Ama Caudron firmasından bir mühendis yanımızda şu anda.
It's an engineer's manual.
Makinist el kitabı bu.
I'm an engineer.
Ben mühendisim.
- I'm an engineer, and naval ordinance just happens to be my subject.
Ben bir mühendisim, branşım da donanma silahları.
Kurt is an engineer.
Kurt bir mühendis.
He's an engineer.
Kendisi mühendis.
- he's all kinds of an engineer, I'm sure.
- Eminim O bütün mühendisliklerden anlıyordur.
But I have not worked as an engineer since many years, madame.
Fakat ben birkaç yıldır mühendislik işiyle uğraşmıyorum Madam.
You wish to know whether not being an engineer buys adequate lunches for my family.
Siz mühendis olmamak ailemin karnını yeterli şekilde doyurup doyurmadığını bilmek istiyorsunuz.
I'm an engineer. Scott Henderson, Inc.
- Scott Henderson Şirketi'nde mühendisim.
I don't have to be an engineer.
Mühendis olmak zorunda değilim.
He says his name's Manfredi, an engineer.
Adının Manfredi olduğunu söylüyor, bir mühendis.
Gotta be an engineer too, eh, Doc?
Sen aynı zamanda mühendis de olmalıymışsın, Doktor?
I'm an engineer.
Ben bir mühendisim.
It's a dam building project. I'm an engineer.
Baraj inşaatı projesinde mühendis olarak.
What kind of an engineer are you?
- Sen ne mühendisisin?
I ought to be an engineer.
Makinist olmalıydım ben.
He wasn't an architect, but an engineer helped him with the plans.
Mimar değildi, lakin bir mühendis ona planlarda yardım etmiş.
I'm an engineer on the 9th Avenue El.
El Bulvarında mühendisim.
You can become an engineer if you keep at it.
Çok çalışırsam kesinlikle mühendis olurum.
You study to be an engineer, and then we'll get married, okay?
Mühendis olduğun zaman evleniriz. Güzel olmaz mı bu?
But Carroon was an engineer, he doesn't know anything about chemistry.
Fakat Carroon bir mühendisti, kimya hakkında bir şey bilmiyor.
Luckily, my husband, who's an engineer...
Şanslıyım ki, kocam, o bir mühendistir...
If an engineer doesn't know the rules of constructing a bridge, he will either never build it, or build a bad bridge.
Bir mühendis, bir köprünün nasıl yapılacağını bilmezse hiçbir köprü yapamaz. Yapsa da kötü bir köprü yapar.
- Mechanic, maybe? An engineer?
- Makinist, mühendis.
- H-He's an engineer.
- Mü... Mühendismiş.
An intellectual, an engineer, a communist and an excellent organizer.
Bir entelektüel, bir mühendis, bir komünist ve mükemmel bir planlayıcı.
Came up with an engineer outfit.
Mühendis birliğini yakaladım.
I'm an engineer!
Ben bir mühendisim!
Texas Rangers have asked Mexican authorities to join in the hunt for an American engineer being sought for the month-old slaying of Dallas building contractor, Arthur Bronson, after a violent argument over safety precautions.
Teksas Korucuları, güvenlik tedbirleri konusundaki şiddetli tartışmalardan sonra, Dallas müteahhidi Arthur Bronson'u bir ay önce öldürmekten aranan Amerikalı bir mühendisin yakalanmasına
You'll go abroad, become an engineer, get a fat job and settle down
Sen mühendis olacaksın. Rahat bir iş bulacaksın ve bir yerlere yerleşip keyfine bakacaksın.
I'm an engineer.
Mühendisim.
I made contact with a Mr. Cifuentes, an engineer who has knowledge of harbor installations and all naval activities.
Liman inşaatları ve tüm denizcilik faaliyetleri hakkında... geniş bilgiye sahip bir mühendis.
Forjust one ruble an engineer will gobble up a jar of mustard and sing a cock-a-doodle-doo.
Sadece bir ruble için, hardal kavanozunu yalayıp yutar, ve bir horoz gibi bağırırlar.
As an engineer designing a bridge.
Köprü tasarlayan bir mühendis gibi.
That high hill yonder where Engineer Poelzig now lives, was the site of Fort Marmorus.
Şu taraftaki yüksek tepe şu an mühendis Poelzig'in evinin olduğu yer, Marmaruş Kalesi'ydi..
The next fellow I want you to meet is young Clavering an army engineer.
Seninle tanıştırmak istediğim bir diğer arkadaş bir ordu mühendisi olan Clavering.
All I ever wanted to be was an aeronautical engineer.
İstediğim tek şey bir havacılık mühendisi olmaktı.
I always wanted to be an aeronautical engineer.
Her zaman bir havacılık mühendisi olmayı istemişimdir.
Bill Dietrich, posing as a consultant engineer... rented an office and established his place of business.
DÍZEL MÜHENDÍSÍ... isş yeri olarak bir ofis kiraladì.
You're last year's greatest fullback... and you flunked your bar exam, but you wanted to be an industrial engineer.
Geçen yılın en iyi defans oyuncususun... baroya giremedin, ama endüstri mühendisi olmak istiyordun.
You're an industrial engineer, aren't you?
Sen endüstri mühendisisin, değil mi?
I'm sure your chief engineer would welcome the advice of an ex officer of the Royal Marines.
- Çarkçıbaşının eski bir kraliyet donanma memurunun tavsiyesini memnuniyetle karşılayacağına eminim.
The train Engineer, eats an ear.
Makinist kulağı yiyor.
An engineer has other pleasures.
Kiminsin peki?
An aircraft engineer down the peninsula designed it.
Yarımadadaki uçak mühendisi tasarladı.
As we were saying, folks, here before our television camera... is an old hand in railroading, Otis Denham, retired engineer. Thank you.
Teşekkürler.