Ara translate Turkish
46,815 parallel translation
I think we're in the respite of a musical, where people can get out the necessary information that doesn't fit into rhyme form.
Bence bir müzikalin ara bölümündeyiz. İnsanların, kafiyeli olmaya uymayacak gerekli bilgileri söyledikleri bölüm.
Can you put it down for a sec, so we can talk?
Biraz ara ver de konuşalım.
Once you find your wallet or your cell phone, a pay phone or some money, you can call AAA, Dougie.
Cüzdanını ya da cep telefonunu bulunca ankesörlü telefon veya biraz para bulunca ya da yol yardımı ara Dougie.
But I had a problem at that time with...
Ama o ara şey sorunum vardı...
Now, when you get to work, call them and set up a time and pay them their 50 grand, okay?
İşe vardığında onları ara ve bir görüşme ayarlayıp 50 bin dolarlarını öde, tamam mı?
I've been smoking for 75 years, every fucking day.
75 senedir hiç ara vermeden sigara içiyorum anasını satayım.
Once around that time, we brought him in for the questioning of the murder of Jacques Renault.
Bir ara Jacques Renault'nun cinayetiyle ilgili onu sorgulamak için getirmiştik.
You and I'll have a talk sometime.
Bir ara seninle konuşalım.
You and I will have a talk.
Seninle konuşalım bir ara.
Sometime last week.
Geçen hafta bir ara.
On occasion.
Ara sıra.
'Puter, call kid.
Sayar, çocuğu ara.
Look up Danny Rand.
Danny Rand'i ara.
Call Cirque du Psychopath.
Psikopatlar Sirki'ni ara hemen.
Let's just put that on hold for a moment and switch gears.
Burada bu konuya bir ara verip başka bir noktaya odaklanalım.
- Call us.
- Ara bizi.
maybe I could teach you kung fu some time.
Belki bir ara sana kungfu öğretirim.
Feel free to call or come by any time.
İstediğin zaman ara ya da uğra.
Jennifer Many.
Şu gazeteci Jennifer Many'yi ara.
Okay. Call upstairs.
Yukarıyı ara.
Maybe you should take a break.
Belki de biraz ara vermelisin.
Call me or Colleen as soon as you get this.
Mesajımı alınca beni veya Colleen'i ara.
Call me back, tell me what's going on, or I'll find out on my own.
Beni ara ve neler döndüğünü anlat yoksa kendim bulurum.
Me and Ward, we're... we're not exactly good right now.
Şu ara Ward'la aramız pek iyi değil.
Grab my phone. It's under "sensei."
Telefonumu al. "Sensei" yi ara.
Give the hospital a call.
Hastaneyi ara.
Sorry. It's not the best time to sneak up on me.
Bu ara arkamdan sessizce yaklaşmasan iyi olur.
let's call the police.
- Ward'a yardım gerekiyorsa polisi ara.
- Your Honor, we would like a recess.
- Ara vermek istiyoruz.
'Cause I thought you said you were gonna take it easy on that for a while.
Biraz ara vereceğini söylemiştin.
Someone call DA Tower.
Savcı Tower'ı ara.
Yeah, maybe we'll grab a coffee sometime or something.
Tabii, belki bir ara kahve falan içeriz.
- Well, call 9-1-1!
- Peki, 1-5-5 ara!
Well, fuckin'call 9-1-1!
Tamam, 1-5-5'i ara!
Call 911.
911'i ara.
I just feel like, for me, I just need to take a year off and get my head on straight.
Sadece bir yıl ara verip kafamı toplamam lazımmış gibi geliyor.
You and me should try and pull off a crime sometime.
- Bir ara bir suç işleyelim.
You don't remember, but there I was, standing in an alleyway.
Hatırlamıyorsun, Fakat ben ara sokakda duruyordum
You call me if you need anything.
Bir şeye ihtiyacın olursa beni ara.
Yeah, sometime later in the week.
Evet, bu hafta içinde bir ara?
Maybe you wanna take a minute between rounds, huh?
Belki de biraz ara vermek istersin.
Call Gordon!
Gordon'u ara!
No, call Leonard!
Yok, Leonard'ı ara!
- No, call Gordon.
- Yok ya, sen Gordon'u ara!
We're gonna take a break.
Şimdi bir ara veriyoruz.
- Well, let's take a break.
- Kısa bir ara verelim.
She was discovered in an alley with a broken neck.
Bir ara sokakta, boynu kırılmış olarak bulundu.
I got to take a break, dude.
Ara vermeliyim.
When did I get here?
Buraya hangi ara geldim?
Uh... would you like to go on a date with me some time?
Benimle bir ara yemeğe çıkmaya ne dersin?
Where's the phone?
Telefon nerede 911'i ara!