Attorney's office translate Turkish
956 parallel translation
Oh, Paul, the district attorney's office calling from New York.
Oh, Paul, New York'tan eyalet savcısının bürosundan arıyorlar.
You know, I hear you're the guy that really runs that district attorney's office.
Bilirsin, savcılık ofisine doğru hızla ilerleyen bir adam olduğunu duydum.
Mr. Wade, the district attorney's office wants you on the phone right away.
Bay Wade, bölge başsavcıIığı ofisinde sizinle acil görüşmek isteyen biri var.
Say, if that doesn't put you in the governor's chair and me in the district attorney's office, I'll miss my guess.
Seni valilik koltuğuna beni bölge başsavcıIığı koltuğuna... oturtmazlarsa, tahminim boşa çıkar.
He's with the district attorney's office.
Bölge savcısıyla çalışıyor.
The papers say the district attorney's office is building up...
Gazeteler diyor ki, savcının ofisi dostumuz George'a...
- The District Attorney's office.
- Bölge savcılığındakiler.
District Attorney's office.
Savcılıktan geliyoruz.
Stanley, you're coming with me to the district attorney's office and make a statement that's going to clear Parry.
Stanley, benimle bölge savcısının bürosuna gelip Parry'yi temize çıkaracak beyanatta bulunacaksın.
They may be on their way to the district attorney's office.
Şuanda bölge savcısının bürosuna doğru yola çıkmışlardır belki de.
In the district attorney's office, we see what happens to middle-aged men who try to act like colts.
Başsavcının ofisinde, delikanlı gibi davranmaya çalışan orta yaşlı adamların sonunu görüyoruz.
District attorney's office.
Başsavcının bürosu.
I worked for the district attorney's office.
Savcılık bürosunda çalıştım.
I don't think he likes me. lt's a sixth sense one acquires in the district attorney's office.
Onun beni sevdiğini düşünmüyorum. Bölge savcılık bürosunda, öyle hissetmiştim.
Mr. Nugent's lack of punctuality is no surprise to the district attorney's office.
Bay Nugent'ın dakik olmaması, bölge savcılığı bürosunu şaşırtmıyor.
It goes without saying... that it is just as important for the state's attorney... to use the great powers of his office... to protect the innocent as it is to convict the guilty.
Eyalet savcısının makamının büyük güçlerini suçluyu mahkum ettirmek için olduğu kadar masumları korumak için de kullanmasının aynı derecede önemli olduğunu söylemeye gerek yok.
We're from the district attorney's office.
Savcılıktan geliyoruz.
You got a beef, you talk to the state's attorney's office.
Sen hapı yuttun, savcılıkla konuşursun.
Mr. Faxon, from the state's attorney's office.
- Memnun oldum, efendim. - Bay Faxon, savcılıktan.
Were you in the state's attorney's office in 1932?
1932'de savcılıkta mı görevliydiniz?
The state's attorney's office tried to keep me out of the record books.
Savcılık beni tutanak defterlerinden uzak tutmağa çalıştı.
The state's attorney's office has the right to demand... orthodox conduct of this hearing.
Savcılığın bu oturumun kurallara uygun olarak yapılmasını talep hakkı var.
I am authorized by the state's attorney's office to state categorically... that in the opinion of our office, the facts set forth in Wiecek's behalf... do not indicate that he was a victim of a miscarriage of justice.
Savcılık tarafından kesin olarak şunu ifade etme yetkisine sahibim : savcılığımızın görüşüne göre Wiecek'in lehine ileri sürülen olgular onun adaletin yanılgısının bir kurbanı olduğunu göstermemektedir.
Our case is up next, Ben. I just told the district attorney's office
Sırada bizim davamız var, Ben.
District attorney's office.
Savcılıktan geliyoruz.
He's my husband and he works in the district attorney's office.
Kendisi kocamdır ve bölge savcısının yanında çalışır.
As a matter of fact... he works in the district attorney's office on special assignments.
Aslına bakarsan bölge savcısının yanında özel görevlerde çalışıyor.
I'm sending the claim check to the district attorney's office right now, tonight.
O emanet makbuzunu bu akşam derhâl bölge savcısının ofisine göndereceğim!
Hello, District attorney's office?
Alo? Eyalet Savcısının ofisi mi?
Get me the District Attorney's office in Warsaw.
Warsaw'daki savcılık bürosunu bağlayın.
" City Attorney's Office.
" Şehir Avukatlık Bürosu.
The next move was the attorney's office.
Gelecek hareket avukatın ofisiydi.
This man's being held for questioning by the District Attorney's office.
Bu adam ilçe savcılığı sorgusu için tutuluyor.
It came direct from the attorney general's office in Washington.
Doğrudan Washington Başsavcısı'nın bürosundan geldi.
Now, the District Attorney's office is the first step to the... Governor's mansion.
Şimdi, Bölge Savcılığı Vali Konağına ileten ilk adım.
Do any of you have any business pending before the attorney general's office?
Aranızda başsavcılıkla halen işi olan var mı?
For the D.A.'s office, Assistant District Attorney Bell, and detective Lieutenant Gunderson.
Savcılık ofisinden, Savcı Yardımcısı Bell ve Dedektif Teğmen Gunderson.
You have a nice office, Mr. attorney big, spacious, and even ventilated!
Güzel bir büronuz varmış savcı bey büyük, ferah ve hatta havalandırma sistemli.
My name's Gordon I'm with the district attorney's office Yes, sir I know
Ben bölge savcısının bürosundanım. Evet, efendim.
Hold him until I check with the district attorney's office.
Ben bölge savcısına danışana kadar içerde tutun onu.
First you go down to the district attorney's office where they check your papers.
Öncelikle aşağıda bölge savcısının ofisine gidip kağıtlarını kontrol ettiriyorsun.
This is from the district attorney's office.
Bu, doğrudan eyalet savcısının ofisinden geliyor.
The district attorney's office!
Cumhuriyet Savcısı!
No one dares to admit the mysterious disappearance of the Morelli case file, that Mancini's weapon has disappeared from the Attorney General's office in New York.
Hiç kimse Morelli'nin dava dosyası ve bir Mancini'nin silahın New York Başsavcılığından gizemli kayboluşunu itiraf edemiyor.
Call the District Attorney's office immediately.
Hemen savcılığı arayın.
Sir, the District Attorney's office in in charge of this investigation.
Efendim buradaki soruşturmada bölge savcılığı görev alıyor.
Oh I'm not talking about that bright little bagel snapper from the District Attorney's office.
O bölge savcılığındaki parlak şişman çocuktan bahsetmiyorum.
- State Attorney General's office.
- Bölge savcılık bürosu lütfen.
Then I received an anonymous phone call very official sounding warning that this Jew had informed the Attorney General's office who I was.
Sonra ismini vermeyen biri telefon etti. Çok resmi bir sesle konuşuyordu. O Yahudinin savcılığa adım verdiğini belirtti.
I think you have some idea what's in the papers when the former Attorney General comes in the office when it's taking place at the Committee to Re-Elect.
Eski başsavcı imha sırasında Yeniden Seçtirme Komitesine geldiğine göre o kağıtlarda ne olabileceği konuşunda bir fikrin olmuştur.
The Washington Post reported that while still in office as Attorney General John Mitchell had personally controlled a secret Republican fund.
Washington Post'un haberine göre Başsavcılık görevini yürüttüğü sıralarda... John Mitchell Cumhuriyetçilere ait gizli bir fonu idare etmiş.
office 169
officer 2766
officers 467
offices 24
officer down 213
officer reagan 31
officer peck 20
officer mcnally 17
officer needs help 24
officer kalakaua 20
officer 2766
officers 467
offices 24
officer down 213
officer reagan 31
officer peck 20
officer mcnally 17
officer needs help 24
officer kalakaua 20