Officer down translate Turkish
745 parallel translation
So has number 5, and there's a wounded officer down here who wants some help.
Beş numara da öyle. Ve burada yardım isteyen yaralı birisi var.
In the meantime, will you please let the officer down from the tree?
Bu arada sende memuru ağaçtan indirir misin?
Officer down.
Memur yaralı.
There's an officer down.
Bir memur yaralı.
First floor, officer down.
Birinci katta yaralı var.
One officer down!
Bir memur yaralı!
Transit police report officer down at Balbo Station.
Devriye polisi Balbo istasyonunda bir polisin vurulduğunu bildiriyor.
Repeat officer down.
Tekrar ediyorum, bir polis vuruldu..
C.P.D. reported an officer down and a guy with two guns- -
Chicago Polisi bir polisin vurulduğunu ve elinde iki silah olan bir adamın...
Officer down.
Polis öldü.
We need an ambulance! Officer down!
Ambulansa ihtiyacımız var, bir ajan vuruldu!
Officer down!
Biri vuruldu!
Liquor store robbery, officer down.
İçki dükkanı soygunu, bir polis vuruldu.
Officer down.
Yaralı polis.
I've got an officer down.
Ölü bir polis var.
We got an officer down, 1-1-1-7, Barnard.
Polis vuruldu. 1-1. 1-7 Barnard.
There's an officer of the Mau nted Police down the street.
Caddenin biraz aşağısında bir Polis karakolu olacak.
Next morning the officer came down as we were breakfasting in the kitchen
Ertesi sabah, mutfakta kahvaltı ederken Subay aşağı indi.
The 918th will stand down until the new commanding officer arrives.
Yeni komutan gelene kadar 918 görevden çekilecek.
Down to 41 men, one officer, 1200 rounds, 17 mortar.
41 adam ve 1 subay kaldı. 1200 mühimmat, 17 havan.
I don't like to see a young officer going over somebody's head, but I hate to see him back down from something he believes is right.
Genç bir subayın birini çiğneyip geçmesinden hoşlanmam, ama doğru olduğuna inandığı bir şeyden vazgeçmesinden nefret ederim.
Sit down, Officer Damon.
Oturun Memur Damon.
Lay down or you'll go to your death if the officer sees you!
- Yat yoksa subay görürse öldürürler seni!
You're the officer sent down from General Nelson Miles'headquarters, aren't you?
Siz General Nelson Miles'ın karargahından buraya gönderilen subaysınız, değil mi?
Third Officer Simpson's down with flu.
Üçüncü subay Simpson gribe yakalandı.
Officer Krupke We're down on our knees
Memur Krupke, yalvarıyoruz
Oh, officer, there's a car down there parked right out in the road.
Memur bey, aşağıda, yolun tam ortasında park edilmiş bir araba var.
They're looking for the guy who cut down that officer outside town.
Müfettişi öldüren adamı arıyorlar.
If you want police cooperation at Walliston, we've put in Inspector Mendel down there as our liaison officer.
Walliston'da polisin işbirliğini istiyorsan... Müfettiş Mendel'i irtibat memurumuz olarak tayin ettik.
Officer, I understand somebody tried to run down a Mr. Parks.
Memur Bey, anladığım kadarıyla biri Bay Pakrs diye birini ezmeğe çalışıyormuş.
Officer, there's a sick man down on the platform, probably just a drunk.
Memur Bey, aşağıdaki platformda hasta bir adam var, muhtemelen sadece bir sarhoş.
Officer, I understand somebody tried to run down a Mr. Parks.
- Birilerinin Mr.Parks'ı ezmeye çalıştığını duydum.
I killed an English Officer in a duel, and I'm going to Dublin until things cool down.
Düelloda bir İngiliz subayını öldürdüm, ortalık duruluncaya kadar Dublin'e gidiyorum.
As a sworn officer of the law, I got no authority... to go on the reservation and hunt down Provo. My hands are tied.
Yeminli kanun adamı olarak, Kızılderili bölgesine girip Provo'yu avlamaya yetkim yok.
Did she write down in her report the name of the officer for certain?
Raporunda belli bir isim yazmış mı?
Neither did Shoup or Norton. You wouldn't gun down a police officer.
Bir Polis Memurunu öldüremezsin.
The $ 5 million prototype was destroyed when Officer Murphy, out of gas set the helicopter down on the tracks in front of a freight train.
5 milyon dolarlık prototip, Memur Murphy tarafından, yakıtı bittiği için bir yük treni rayının önüne indirilerek imha edildi.
Police officer, put the gun down.
Polis memuru! at silahını hemen!
Keep shooting your mouths off and we'll have the safety officer breathing down our necks!
Siz burada geyik muhabbeti çeviredurun biz içeride güvenlik memuruyla cebelleşelim.
I sent the officer who brought me up here back down for dinner.
Beni buraya getiren memuru akşam yemeği için geri gönderdim.
[trevor ] officer, while you're in the neighborhood, [ trevor] there's a guy named litwak down the block.
Memur bey, hazır siz burdayken, Aşağı bloktaki komşumuz Litwak.
They were set up to ambush an American patrol, so he put down the officer, and with one M-16 and a few hand grenades, he attacked them.
Düşman Amerika devriyesine pusu kurmuştu, ve böylece subayı yere yatırdı, bir adet M-16 ve bir kaç tane el bombasıyla onlara saldırdı.
That, as the officer walks up... and shines his flashlight, and I roll down my window... I pull the pistol out and blow this man away.
Memur bize yaklaşıp feneri doğrultunca da, pencereyi indirmişim silahı çıkarıp, adamı vurmuşum.
You and your first officer are to beam down to my co-ordinates.
Bu sırada ikinci subayınızla birlikte koordinatlarıma ışınlanacaksınız.
Officer, I told her to slow down.
Memur bey, yavaş gitmesini söylemiştim. Söyledi.
Officer, he backed up from down the street!
Memur bey, sokağın aşağısında öylece duruyordu!
Officer down! He's breathing.
Nefes alıyor!
So you see, Peg, after Jefferson gets the deer bait Griff has to ski it down to the lake where Ike has set up camp and Bob Rooney scuba dives it into the lake to see which fish are the hungriest telling Officer Dan so he in turn can smoke signal the information back to me so I can ice fish with utmost confidence.
Gördüğün gibi Peg, Jefferson geyik yemini temin ettikten sonra Griff onu göle kadar kayarak getirmek zorunda! Orada Ike kamp kuracak. Ve Bob Rooney göle dalıp hangi balıkların daha aç olduğunu tespit edecek.
All units, suspect in the four-officer - down call is still at large.
Bütün birimler, dört polisin yaralandığı olaydaki şüpheli hala firarda.
Okay, so tell me, Officer Leper, how are things down at -
Söyleyin Memur Leper, sizin orada...
Whether you're found guilty or innocent, if this goes to trial... you'll have to step down as commanding officer of Babylon 5, probably permanently.
Suçlu olsan da, olmasan da, bu iş mahkemeye giderse Babil 5'in komutanlığından ayrılmak zorundasın. Daimi olarak.
down 3353
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
downtown 201
downstairs 319
downs 77
downey 56
downton abbey 33
downers 18
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down the stairs 50
down the road 38
down the line 26
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down in front 26
downing street 23