English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Battery

Battery translate Turkish

4,086 parallel translation
Mort left the air conditioning on. By the time we were done, the battery was dead.
Mort klimayı açık bıraktı ve işimiz bittiğinde akü boşalmıştı.
It has a backup battery.
Yedek pili var.
Battery acid green fear.
Bitmiş pil yeşili korku.
My battery?
Akümü mü aldın?
Have you been drinking? I need three more clips of 5.56 eight grenades and an extra battery.
- Bana 5.56'lık üç şarjör daha lazım sekiz el bombası ve fazladan akü.
The battery's dead.
Akü bitmiş.
If you hadn't left the battery on in my car all night...
Arabanın aküsünü bütün gece açık bırakmasaydın...
Like that bunny on TV with the battery, I just keep going and going and going.
TV'deki şu pilli tavşan gibi, sürekli gidiyorum, gidiyorum.
- Well, we've got the battery up to 150 hours.
- Bataryayı 150 saate çıkardık.
Grace, where are we with that phone battery?
Grace, telefon bataryasında hangi aşamadayız?
The more powerful the battery, the bigger the charge it can withstand.
Pil ne kadar güçlüyse o kadar büyük yüke dayanabilir.
But if the incoming charge exceeds the outgoing charge the battery might explode!
Gelen elektrik yükü, çıkan elektrik yükünden fazlaysa pil patlayabilir.
We're gonna need a bigger battery.
Bize daha büyük pil lazım.
If you magnetize a nail with a battery....
Bir çiviyi bir pille manyetize edersen...
They're battery-operated. I'll get it.
- Onlar pille çalışıyor. Getiriyorum.
Okay, so he's electric, he's like a battery.
O çok elektrikli, bir pil gibi.
What happens if you overcharge a battery?
Bir pili aşırı doldurursan ne olur?
Battery acid.
Akü asidi.
Yeah, battery's good.
- Evet akü iyi durumda.
The goddamn battery is dead.
Kahretsin, akü bitik.
Shit! The battery is dead.
Lanet olsun, pil bitti.
They've added a second DC battery as a back-up. And... the compensation fluid is also new.
Yedek olarak ikinci bir doğru akım bataryası eklenmiş ve telâfi sıvısı da yenilenmiş.
It's a nuclear battery.
O bir nükleer batarya.
It's a very powerful battery and very hard to come by.
Çok güçlü ve bulunması çok zor bir batarya türü.
We found this battery in your hands.
Elinde bu bataryayı bulduk.
Found this battery.
"Bu bataryayı bulduk."
Well, maybe... a nuclear battery would help.
Belki de... Ama nükleer bir bataryanın yardımı dokunur.
You have a nuclear battery?
Nükleer bataryan mı var?
- Show her the battery.
- Bataryayı göster ona.
and the battery is yours.
Batarya senin olsun.
- Give us back our battery, sir.
Bataryamızı gerin verin beyefendi.
Give us back our battery.
Bataryamızı geri verin.
Please, sir, we need our battery.
Lütfen beyefendi, bataryamıza ihtiyacımız var.
The policeman took your battery, but I have another one.
Polis bataryanızı aldı ama bende bir tane daha var.
Your battery got disconnected.
- Akünün bağlantısı kopmuş.
I disconnected the battery myself so you could save me.
Akünün bağlantısını ben çözdüm. Beni kurtar diye.
I knew the minute I saw your battery line yanked out. Oh, my God!
Akünün kablosunu gördüğüm ilk anda anlamıştım.
There's a quarnyx battery behind it.
Arkasında quarnyx bataryası var.
I got one plan, and that plan requires a frickin'quarnyx battery, so figure it out!
Bir plan yaptım ve planın yürümesi için o quarnyx bataryasına ihtiyacım var. Bir yolunu bulun!
Once the battery is removed, everything is gonna slam into emergency mode.
Batarya çıkarıldığında her şey acil durum moduna geçer.
You gotta take the battery out.
Bataryayı da çıkarman lâzım.
No outgoing calls on his phone, so it's either dead or his battery has been taken out so it can't be tracked.
Telefonundan da kimse aranmamış, yani ya öldü ya da takip edilmemek için, bataryası çıkarıldı.
I just change the battery.
Benim pili değiştirmem yeterli oluyor.
When I hook this back to a working battery...
Bunu çalışan bir aküye bağladığımda...
You look after the battery for us, okay?
Bu bataryalara bizim için göz kulak ol, olur mu?
We reckon it's something to do with the specific voltage created by the battery and the dodgy adapter.
Bataryanın ve bozuk adaptörün yarattığı özel bir akımla alakası olduğunu sanıyoruz.
- Its battery... I think.
- Sanırım bataryası.
Assault and battery, landed a kid in the hospital.
Saldırı ve darp, olay hastanede sonlandı.
What about the battery?
- Akülerin durumu nasıl?
( MOANING ) This battery... it's too heavy.
Bu batarya çok ağır.
- Okay, where's the battery?
- Peki, batarya nerede?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]