Been translate Turkish
507,800 parallel translation
This day has been a long time coming.
Bu gün çok uzun zamandır bekleniyordu.
There's been a complication.
Bir komplikasyon oldu.
Most of your charges appear to have been in various diplomatic corps.
Görevlerinizin birçoğu çeşitli diplomatik birliklerdeymiş anlaşılan.
It's been over a week. I can't.
Bir haftadan fazla oldu.
You'll destroy her innocence, everything we've been fighting to preserve.
Masumiyetini yok edeceksin, korumak için savaştığımız her şeyi yok edeceksin.
I've been thinking about you.
Seni düşünüyordum.
They always have been.
Her zaman varlardı.
Shepherd's been watching me since I was a kid.
Shepherd beni çocukluğumdan beri izliyormuş.
Meaning anything divided must first have been... together.
Bölünmüş herhangi bir şeyin ilk önce beraber olması gerektiği anlamına geliyor.
Hey, uh... How have you been since...
O zamandan beri nasılsın...
He's been paying for an empty building in Queens.
Queens'deki boş bir bina için ödeme yapıyormuş.
People have been living here against their will.
İnsanlar zorla burada tutulmuş.
Guess everyone's been running away from the cops today.
Sanırım bugün herkes polislerden kaçıyor.
Once she's been put away for good, we can all move on with our lives.
Hapse atıldığında hepimiz hayatlarımıza devam edebileceğiz.
Hey, Marjory Ellis, the woman from our APB, has been laundering millions out of an auction house.
Marjory Ellis, suçlu anonsumuzdaki kadın açık artırma evinden milyonlarca dolar kaçırmaktaymış.
Looks like it might've been an elaborate scheme to traffic people.
İnsan kaçakçılığı yapmak için hazırlanmış ayrıntılı bir plan olabilir gibi.
It would have been your own fault.
Kendi hatan olabilirdi.
You've been showing up late for work and lying about it, and today... you nearly got killed because you were unfocused.
Son zamanlarda işe geç geliyorsun ve o konuda yalan söylüyorsun. Ve bugün neredeyse ölüyordun çünkü dikkatsizdin.
I was thinking, uh, there's something I've been wanting to ask you.
Şey düşünüyordum, sana sormak istediğim bir şey var
Well, if you haven't noticed, I've been between them for the last ten years.
Fark etmediysen ben de son yıldır onların arasındayım.
( sighs ) I've been plenty of times.
- Bir çok kez gittim zaten.
Sam's been admitted through the E.R.
- Sam acil servisteymiş.
I haven't been in Moscow in over a year.
Bir yıldan fazladır Moskova'ya gitmedim.
I think he's been dosed with something toxic.
Sanırım zehirli bir şey verilmiş.
Litvinenko's 2006 poisoning from polonium-210 is the most famous in recent history, but cyanide, dioxin, thallium, sodium fluoride, those have all been used as murder weapons by Russian operatives.
Yakın tarihteki en meşhur olay Litvinenko'nun 2006'da polonyum 210 ile zehirlenmesi, ama Ruslar siyanür, dioksin, talyum ve sodyum florür de kullanmış.
Those are just the ones that have been identified.
- Bunlar teşhis edilebilenler.
His cover might have been blown.
Kimliği açığa çıkmış olabilir.
His trial's been pushed back.
- Mahkemesi ertelenmiş.
Garcia, check hospitals in the Beltway area and see if anyone else has been admitted with heart attack symptoms followed by multiple organ failure.
Garcia, Beltway civarındaki hastaneleri tara ve kalp krizi belirtisiyle yatıp çoklu organ yetmezliği yaşayanları bul.
It's been a while.
- Bayağı oldu.
But you're not the only person who's been poisoned.
- Ama tek zehirlenen sen değilsin.
She's been stockpiling stolen irradiated material for nearly a decade and nobody noticed?
Yaklaşık 10 yıldır radyasyonlu madde çalıp sakladığını kimse fark etmemiş mi?
All the hospitals she worked at have been notified.
Çalıştığı tüm hastanelere haber verildi.
And he's been in a medically induced coma since then, which would give her time to hit another victim.
O zamandan beri de komada, bu da yeni bir kurbana saldırması için yeterli süre demek.
You would have run out of medicine eventually, and Scratch would have been waiting.
Eninde sonunda ilacın bitecekti ve Tırmık bekliyor olacaktı.
Your life has been about violence, and if you do this, Lindsey's will be, too.
Hayatın şiddetle geçti, bunu yaparsan Lindsey'nin hayatı da öyle olacak.
I've been sent here from the future.
Buraya gelecekten gönderildim.
I've been working my Dave Matthews Punching Bag.
Dave Matthews'i yumruklama torbasıyla çalışırım dururum.
Well, maybe I accidentally reveal that you're not the hero everyone thinks you are and that you've been letting your neighbor do all kinds of cop stuff.
Belkide yanlışlıkla senin herkesin zannetiği o kahraman olmadığını ve komşuna tüm o polis işlerini yapmasına izin verdiğini açıklarım.
Well, unless you'd rather I spill the beans to the chief about who's been doing your dirty work.
Aksi takdirde şefine kirli işlerini kimin yaptığıyla ilgili ağzımdaki baklayı çıkarmamı yeğlersin.
You've been getting all those commendations and my online handmade lip balm business is really taking off.
Tüm o övgüleri sen alıp duruyorsun ve benim el yapımı dudak kremi e-ticareti işim gerçekten iyileşiyor.
Excuse me, do you have any Tab soda I can bring back to the sex dungeon where I've been held captive for decades?
Afedersiniz, sizde hiç Tab sodası varmı, Onlarca yıldır esir tutulduğum seks zindanına geri götürebileceğim mesela?
I've been living in the U.K. for a very long time, and I used to be an unwelcome surprise on a mixed bill, and now I can see that at least a third of you have come to see me on purpose.
Çok uzun zamandır Birleşik Krallık'ta yaşıyorum ve eskiden karışık bir programda nahoş bir sürpriz olurdum, şimdiyse içinizden en az üçte birinin buraya beni izlemeye geldiğini görüyorum.
I've been on tour for a while, as I mentioned, and a couple came up to me, and they were, like...
Dediğim gibi, bir süredir turnedeydim ve bir çift bana gelip dedi ki,
I have not been with a 25-year-old since I was... well, 14.
En son 25 yaşında biriyle olduğumda, şey... 14 yaşındaydım.
It's sad, because I think I'm a very nice girl, but my comedy has been described as kind of nasty.
Hazin çünkü çok iyi bir kız olduğumu düşünüyorum ama komedim biraz edepsiz diye tarif edildi.
Guys, I've been on tour for a year now in the U.K., and this is the last stop.
Millet, bir yıldır Birleşik Krallık'ta turnedeyim ve bu son durak.
How long? It's been three weeks, Kate.
Hatta bir güncelleme bile yaptılar.
You been drinking, ma'am?
Uyuyordum.
You've been busy.
Çok işin var öyleyse.
She tweeted, "I think I would have been nominated for more awards this year if the women in my videos were slim." Yes.
Evet.