Been a while translate Turkish
6,020 parallel translation
Yes, but it's been a while.
Evet, ama çok önce olmuştu.
It's been a while since someone's seen me in a bra, except you.
Senin dışında biri beni sütyenle görmeyeli epey oldu.
Well, it's been a while since my psych rotation, but off the top of my head, I would say, um... I had an inappropriate response to a clinical situation, possibly indicative of an affective disorder.
Ruhsal dönüşümümden beri uzun zaman oldu ama hatırladığım kadarıyla diyebilirim ki klinik duruma uygun olmayan bir yanıtım vardı, muhtemelen duygusal bir düzensizliğin belirtisi olan.
- Mm. - It's been a while.
Uzun zaman oldu.
It's been a while.
Uzun zaman oldu.
It's been a while.
Epeydir görüşmüyoruz.
Been a while, hasn't it?
Kaç zamandır görüşemiyoruz.
It's been a while since I've heard that name. I bet.
- O adı duymayalı çok olmuştu.
It's been a while since I've had my picture taken.
En son fotoğrafımı çektireli epey zaman oldu.
I came to hunt together as it's been a while.
Birlikte avlanırız demiştim, uzun zaman oldu.
It's been a while. These are my friends, Pablo and Gustavo.
Bunlar dostlarım Pablo ve Gustavo.
Uh, it's been a while since I've seen them, but I was sure you would be released.
Bir süredir görüşmüyoruz, ama seni bırakacaklarından emindim.
It's been a while.
Baya bir süre oldu.
Been a while.
Bir süre oldu
Been a while, Mr Kang.
Bir süredir bay Kang.
Sorry. It's been a while since I beasted out.
Canavara dönüşmeyeli uzun zaman oldu.
It's been a while since we last met.
Uzun zamandır görüşmedik.
Oh, it's been a while.
Uzun süre oldu.
It's been a while since we've been up here, right?
- Buraya gelmeyeli uzun zaman oldu değil mi?
It's been a while...
Biraz öyle oldu...
- Been a while.
- Görüşmeyeli bayağı olmuştu.
I mean, you girls been having a nice time while I was in jail? Huh?
Yani, ben hapisteyken oldukça eğleniyormuşsunuz, ha?
You see, I've been Derrick's mentor for a while now.
Bir süredir Derrick'in akıl hocalığını yapıyorum.
These guys have been courting me for a while.
Bu adamlar benim için ajans işimi yapıyorlar.
To be honest, I've been out of the game for a little while.
Açıkçası bir süredir oyun dışı biriyim.
Lemmy, while I'm here, have you, by chance, been keeping up your business relationships with Cyrus?
Lemmy, hazır ben buradayken iş ilişkini kullanarak Cyrus'a ulaşma şansın var mı acaba?
I've been saying that for a while
Ne zamandır söylüyordum.
You've been looking for a while.
Onu uzun süredir arıyorsun.
By the way, it's been quite a while since you moved in with me, did you inform your mother about this?
Bu arada bana gelmenden bu yana çok zaman geçti. Bu konuda annene haber verdin mi?
It's been a while that we sit down together. Yes, indeed.
- Evet... en son ne zaman bir araya geldik hatırlayamadım... evet, gerçekten de.
Harold and I, we've been thinking for a while about getting a new house and...
Harold'la yeni bir ev almayı düşünüyorduk ve...
I've been over there a while.
Evet, oralardayım bayağıdır.
I've been wanting to confess something to you for a while now, and I'm not quite sure why I haven't told you.
Uzun zamandır sana bir şeyi itiraf etmek için bekliyorum ve neden şimdiye kadar söylemediğimi de bilmiyorum.
Deewan Saheb, Maithili and I've been trying to call the Prince since a while, but his phone's switched off.
- Deewan Saheb, Maithili ve ben Prensi arıyoruz, ama telefonu kapalı.
I think I have underestimated my last whore for a while, given the week I've been having.
Şu son bir haftada olanları düşünürsek denk geldiğim son orospuyu fazlasıyla hafife aldığım sonucuna varıyoruz.
I'd been planning to leave for a while, actually.
Aslında bir süredir ayrılmayı planlıyordum.
We've been walking around for a while.
Bayağıdır yürüyoruz.
It's been time for a while.
- Vakti geleli çok olmuştu.
Look, I know I've been out of play for a while, but I am a much smarter, more capable person today than I was 15 years ago.
Bakın bir süre oyunun dışında kaldığımı biliyorum... ama artık 15 sene önce olduğumdan... daha zeki ve yetenekli bir insanım.
And while it does sound awful, if you had been a proper wingwoman, none of that would have happened.
Bütün bunlar kulağa rezil gelirken, Münasip bir eküri olsaydın, hiç birisi yaşanmış olmazdı.
I've actually been after that one for a while.
Ben de bir süredir bunu arıyordum.
There hasn't been this much excitement about Texas football in a long while.
Uzun zamandır Teksas futbolunda bu kadar heyecan olmamıştır.
For a while now I have been behaving in a manner that... .. putting it charitably... can't be described as Christian.
Bir süredir yardımsever bir hıristiyana yakışmayan davranışlar sergiliyorum.
She's a wicked cutie, and she hasn't been here in a while.
Çok sevimli bi kız ve bir süredir buraya çıkmadı.
You see, I've been here for a while...
Gördüğün gibi, bir süredir buradayım.
You haven't been here for a while.
Bir süredir buralarda değildin.
If the water has been sitting for a while, the ground will be very, very soft.
Su uzun süredir oradaysa toprak çok yumuşak olacaktır.
I've been wanting to tell you for a while.
- Bir süredir sana söylemeyi istiyordum.
She has been for a while.
Yani bir süredir öyle.
No, no, in fact, I've been meaning to tell you for a while.
Hayır, hayır, aslında, bir süredir bunu size söylemek istiyordum.
I haven't been able to come in a while.
- Bu sefer böyle gelelim istedim.
been a long time 109
a while ago 136
a while 147
a while back 77
while 91
while you were sleeping 17
while you were gone 44
while i 34
while you can 25
while you were away 22
a while ago 136
a while 147
a while back 77
while 91
while you were sleeping 17
while you were gone 44
while i 34
while you can 25
while you were away 22