Bit of that translate Turkish
3,526 parallel translation
It's a little bit of that.
Sadece birazcık.
Not that it matters, since every Jew is a bit of an Arab and no Arab can deny he's a bit Jewish.
Önemli de değil zaten, çünkü her Yahudi biraz Arap'tır ve hiçbir Arap biraz Yahudi olduğunu inkâr edemez.
And get Simmonds to go down Hatton Garden, see if anyone's tried to fence that bit of tom.
Simmonds'a Hatton Garden'a gitmesini söyle bir hareketlenme var mıymış bakalım.
So you can sit there and say anything you want about me and that bit of work,
Yani orada oturup soygunla ilişkili olduğumu ya da istediğini söyleyebilirsin ve işin beyni sensin diyebilirsin.
It helps create a dimension to the universe that makes things feel a little bit more, I think, real, that these people are operating in a world with rules and with people that are off in different parts of the world.
Evrene bir boyut katmaya yardım ediyor. Biraz daha gerçekçi his uyandıran, bu insanların kurallı bir dünyada ve dünyanın farklı yerlerindeki insanlarla birlikte yaşadığını hissettiren bir boyut.
And we added a little bit of camera shake to accentuate the turbulence, to make it feel like there was a thrust in that character.
Biraz da kamera titremesi ekledik sarsılmayı vurgulamak, onda büyük bir itme gücü olduğunu hissettirmek.
Both of you. Don't you dare give me that bit about you're alone.
Sakın bana yalnızım falan deme
If that's not the most woeful bit of puffy-fishery I ever did see.
Ya benim gördüğüm en dertli kirpi balığı değilse.
Man, she got a bit of an ass on her, but I don't think that qualifies as heavy.
Yapma be, minicik totosu var, o da ağırdan sayılmaz bence.
You have a bit of success, you begin to think that you've got some control over things, but shit happens to everybody.
Bazı şeylerde başarılı olduğunda bazı şeyler üzerinde biraz kontrolün olduğunu sanırsın, fakat aksilikler herkesi bulur.
Many women feel that way and, yes, your family did have a bit of bad luck, - but there are many complex factors...
Çoğu kadın bu şekilde düşünüyor ve aileniz biraz kötü şanslıymış, fakat bir sürü faktör...
Well, you know, a little bit of this, a little bit of that. I need some of that.
Biraz şundan, biraz bundan.
Uh, that's a bit of a long story.
Uzun hikaye.
What happened was that Filippo Simeoni tried to attack to join the six-man breakaway that had built up a bit of a lead on the peloton.
Filippo Simeoni, pelotonun biraz önünde oluşan * 2004 Fransa Turu 18. Etap * altı kişilik gruba katılmak için atağa geçmeye çalıştı.
All right, that was a waste of a bit.
Pekala, biraz zaman kaybı oldu.
Now, if that's true, host Charlie Crowe may be in a bit of hot water.
Şayet bu doğruysa, Charlie Crowe'un başı biraz sıkışmış olacak.
I may be a bit too good of a shot, and there may be some who try to construe that against my character, which efforts I generally choose to forbear.
Avcılıkta biraz iyi olabilirim ve bunu kişiliğime ters şekilde yorumlayanlar olabilir ki ben bununla uğraşmaktan genellikle çekinirim.
Bit French, people dying of consumption and all that.
Biraz Fransız. İnsanların veremden ölmesi falan.
There's a secret facility there, it's about a mile underground, where you will spend your remaining years having every bit of knowledge plucked from that giant head of yours.
Orada gizli birtesis var. Yaklaşık 1.6 kilometre yer altında. Geriye kalan günlerini o kocaman kafandan bilgiler alınarak geçireceksin.
There was a little bit of a risk that if the authorities were monitoring his communications, as they might well have been, they would be aware of my involvement with him, they would arrest me as I came back into the United Kingdom,
Bir miktar risk vardı. Yetkililer onun iletişimini izliyorsa, ki bu pekala mümkündü, onunla alakamın farkında olacaklardı. İngiltere'ye döndüğümde beni tutuklayıp bilgisayarımda olması halinde malzemeye el koyabilirlerdi.
That's a bit of hubris.
Buna kibir derler.
I was just hoping that I'd get to experience a little bit of, uh, motherhood, with Emanuel.
Emanuel ile birazcık annelik deneyimi yaşamayı umuyordum.
I admit that there's been a wee bit of damage to inventory, here, but if you'd just let me explain...
Kabul ediyorum mal stokları birazcık zarar görmüş olabilir. Ama eğer açıklamama izin verirseniz...
Doug : Everything we do carries with it a little bit of excrement, Tommy. You know that.
Yaptığımız her işte bir pislik vardır biliyorsun Tommy.
It means that, every time you tell a story, it changes a little bit in your memories, so... you could say that I was your first kiss, and then after awhile, it would be kind of like Scott never happens.
Bunun anlamı, her zaman hikayeler anlatırsın anılarındaki biraz değişir, yani ilk öpüştüğün kişinin ben olduğumu söyleyebilirsin, ve bir süre sonra da Scott olayı hiç gerçekleşmemiş gibi olur.
But a movie that doesn't have a bit of madness is not going to conquer the whole world.
Ama içinde birazcık delilik olmayan bir film... bütün dünyayı fethedemeyecktir.
Now that he is in New York I think that You should also make a little bit of an effort.
Şimdi New York'ta olduğuna göre... Sen de onu anlamak için biraz olsun çaba göstermelisin bence.
I decided, perhaps a bit desperately, that the only thing standing between me and the bag of chocolate sweets was an unequivocal provocation of this man.
Çaresiz bir şekilde karar verdim ki bir paket bonibonla aramda duran tek şey bu adamın net bir şekilde tahrik edilebilmesiydi. Harika.
I can play a bit of guitar, if that's...
Biraz gitar çalarım ama...
My extensive acting résumé dwarfs that of the average bit player.
Kapsamlı oyunculuk geçmişim, ortalama bir figüranı ezer geçer.
That's a bit of a surprise move.
Beklenmedik bir hamle oldu.
I have the temperament of my sister though a little softer and a bit of a dreamer and without the grace of God my story would have been like that, or worse.
Ben de kardeşimin mizacını almışım yine de biraz daha yumuşak ve hayalperestim, Tanrı'nın lütfu olmasa benim hikâyem de böyle olurdu, belki de daha da kötüsü.
- It is multiplatform, that much we know already, and you're lacking leadership, however, there are many people that would like you to be a bit more empathic in your condemnation of these acts.
Lidersiz bir hareket olduğunuzu biliyoruz ancak pek çok kişi kınama eylemlerinizi körü körüne destekliyor.
Because that was a bit of a mess, wasn't it?
Çünkü o biraz berbat bir işti, öyle değil mi?
Quite a bit of hail reported down in Linn County and that is indicative of these storms strengthening.
Açıklamalara göre Lin Bölgesi'nde...
You're lucky that the storm affects each one of us a bit differently.
Şanslısın ki kasırga herkesi aynı şekilde etkilememiş.
Now, there's no greater joy than that seen through the eyes of a child, and there's a little bit of a child in all of us.
Çocukların gözünden bakarsak bundan daha büyük bir eğlence yok. Hepimizin içinde biraz çocukluk vardır.
Maybe get that shiny suit of yours a little bit dirty?
Belki o parlak takımın biraz kirlenir?
Because someone who always worried about that would be a bit of a worry.
Güzel, çünkü her zaman buna üzülen biri biraz sorun olurdu.
It's that little bit right at the end, sort of looks like a shoe.
En uçtaki şu ayakkabıya benzeyen bölgeden.
Well... I mean, I heard that Deva's having a little bit of trouble in school.
Deva'nın okulda sorunları olduğunu duydum.
And it comes as a little bit of a surprise to me that... this boy had a strike rate of almost 200 through his innings.
Bu çocuk beni çok şaşırtıyor vuruş sırası boyunca neredeyse 200 koşu yaptırdı.
And for the next bit, you tell me that the law needs men of integrity.
Ve şimdi bana hukuk dürüst insanlara ihtiyaç duyar diyeceksin.
That bit of you... It's not his alone.
O "bir parça" n sadece ona ait değil.
And if that day happens a bit further down the road, because of Da Vinci's intervention..... so be it.
Ve eğer o gün Da Vinci'nin müdahalesi yüzünden olması gerekenden önce gelecekse öyle olsun
Did it not even seem a little bit strange to you that a Brooklyn bartender and his funny little friends had millions of dollars in cash lying around?
Brooklynli bir barmen ve tuhaf arkadaşının milyonlarca doları olması sana hiç mi garip gelmedi?
Look, I'm all for a girl having a good time, but don't you think that this top-secret thing is a bit of a red flag?
Bak, bir kızın eğlenmesine diyeceğim yok. Ama sence de bu gizlilik olayı kırmızı alarm değil mi?
- That little bit of hope.
- Bu küçük umut.
Yeah, but only a little bit of it fell out, even that came right back in.
Evet, ama sadece biraz düştü dışarı, bile hemen geri geldi
Um, we're gonna ask you a few questions that some of our candidates find a little bit odd.
Um, size birkaç soru sormak olacak Bizim adayların bazı biraz garip bulmak.
Anyway, that's just a bit of trivia.
Her neyse, bu biraz teferruattı.
bit of both 19
bit of advice 17
of that i have no doubt 18
of that 53
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
bit of advice 17
of that i have no doubt 18
of that 53
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334