English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Blooded

Blooded translate Turkish

1,193 parallel translation
These reactivated bodies will attack warm-blooded animals of all species without provocation, and will devour the flesh.
Bu tekrar canlanmış vücutlar kışkırtılmaya gerek kalmadan... tüm sıcak kanlı hayvanlara saldırıp etlerini yiyorlar.
Hastings, did you really believe that I'd let a cold-blooded murderer escape?
Hastings, soğuk kanlı bir katilin kaçmasına gerçekten de göz yumacağımı mı sandın?
You're the most cold-blooded man I've ever seen.
Sen gördüğüm en duygusuz insansın.
Oh, wow. Hiding out from cold-blooded killers.
Soğukkanlı katillerden gizlenmek.
- Jack's a cold-blooded killer.
- Jack soğukkanlı bir katildir.
I've simply acted... Like any normal, red-blooded American dad.
Her saf kan Amerikalı babanın yaptığı gibi normal davranıyorum.
It was deliberate, cold-blooded murder.
Vasıflı, soğuk kanlı bir katildi.
I was a young chap then, hot blooded and reckless.
Genç bir adamdım, delikanlı ve pervasızdım.
Hot-blooded little Corsican, wasn't he?
Seri kanlı bir Korsikalıymış, değil mi?
Excuse me, sir, but that's damn cold-blooded!
Özür dilerim, efendim, ama bu acımasızlık!
- You cold-blooded monster!
- Seni soğukkanlı canavar!
I am an animal. Cold-blooded!
Soğukkanlı bir hayvanım!
Don't fuss, I'm warm-blooded.
İtiraz istemem, sıcakkanlıyımdır.
Maria, my hot-blooded Spanish friend.
Maria, sıcak kanlı İspanyol arkadaşım.
For hot-blooded Italian wildcats, press one now.
Ateşli İtalyan vahşi kediler için şimdi bire basın.
[Loretta As Inga] Maria, my hot-blooded Spanish friend.
Maria, benim ateşli İspanyol arkadaşım.
I wish you joy of the milk-blooded coward, Cathy.
Sana bu sütü bozuk ödlekle mutluluklar dilerim, Cathy.
I'm a full-blooded Oglala Sioux, born and raised here.
Safkan Oglala Sioux'yum. Burada doğdum, büyüdüm.
Full-blooded Indian.
Safkan Kızılderili.
You don't look like no rooting'- tootin'... ... son of a bitching cold-blooded assassin.
Gözünü kırpmadan adam öldüren kanlı katil gibi görünmüyorsun.
You don't look like no meaner-than-hell, cold-blooded, damn killer.
Allahsız kitapsız katilin tekine benzemiyorsun.
... more cold-blooded than Will Bonney. Said if he hurt Ned again...
Will Bonney'den daha zalim olduğunu söyledi.
You can't imagine such cold-blooded killing.
Bu kadar soğukkanlı katilleri hayal bile edemezsin.
And besides - I am hot-blooded - and you are very beautiful.
Ayrıca sıcak kanlıyımdır ve siz de çok güzelsiniz.
In order to get rid of those opposing power They recruited many heartless and cruel soldiers with high pay To form a cold-blooded Black Arrow Troop
Doğu bürosuna karşı çıkanları yok etmek için.... bir grup acımasız ve yetenekli savaşçı tutuldu.... ve sonunda soğuk kanlı kara-oklar çetesi kuruldu!
He's cold-blooded.
O soğukkanlı biri.
Your mother was a full-blooded chippewa Indian.
Annen safkan bir * Chippewa Kızılderilisiydi.
You make it hard for a red-blooded man to keep his hands off you.
En ateşli erkek bile karşında eriyip ellerini kullanamaz oluyor.
You are cold blooded
Seni Katil!
- That's cold-blooded, carnal.
- Çok soğuk kanlıca, carnal.
And by the way, Sissy, he is a full-blooded Indian.
Bu arada Sissy kendisi safkan bir Kızılderili.
Your honor, we're dealing here with a case of cold-blooded murder for profit.
Burada soğukkanlı bir cinayetten söz ediyoruz.
How the defendant committed this crime, how cleverly it was planned : The change of clothes, the split-second timing, the cold-blooded brutality.
Ne kadar akıllıca planladığı ; kıyafet değiştirme ; çok ince zamanlama... soğukkkanlı şiddet.
This is a warm-blooded creature.
Bunlar sıcakkanlı yaratıklar.
Sound cold-blooded?
Merhametsiz gibi mi geliyor?
- What are they, completely cold-blooded?
- Ne bunlar, tamamen soğuk kanlı mı? - Evet, moron.
Something a bit more cold-blooded.
Biraz daha soğukkanlı bir yer.
To the last great bastion for the American red-blooded male.
Güçlü Amerikan erkeklerinin son kalesine!
Because we weren't cynical and cold-blooded enough to put Ed's sperm in a centrifuge and spin it around to separate the X's from the Y's.
Çünkü senin yaptığın gibi yapıp Ed'in spermini bir santrifüje koyup X'leri Y'lerden ayıracak kadar ahlaksız ve taş kalpli değildik.
You're a typical red-blooded American male.
Sen tipik mert Amerikan erkeğisin.
I've never committed a cold-blooded murder in my life.
Hayatta kimseyi bilerek öldürmedim.
Mammals are warm-blooded creatures.
Memeliler sıcak kanlı canlılardır.
Mrs. Dillon, your son is a ruthless, sadistic, cold-blooded animal.
Bayan Dillon. Oğlunuz acımasız, sadist, soğukkanlı bir hayvan.
The husband's hot-blooded.
Kocam sıcak kanlıdır.
I thought it was cold-blooded shit to say to a motherfucker before I popped a cap in his ass.
Lanet bir herifi vurmadan önce söylediğim bir mısradan ibaretti.
I submit that this was not a hot-blooded crime of passion.
İddia ediyorum ki, bu sadece ani öfke sonucu kanlı bir cinayet değildi.
This was revenge of a much more brutal, cold-blooded nature.
Bu bir intikamdı daha çok acımasız, soğuk kanlı bir şekilde.
He's an escaped convict, a cold-blooded killer.
O kaçmış bir mahkum. Soğuk kanlı bir katil.
Seems a pretty cold-blooded thing to do.
Görünüşe göre bunu yapmak için oldukça soğukkanlı olmak gerekiyor.
Or at least not to burden yourself with the cold-blooded crime of giving it life?
En azından onu dünyaya getirmenin bir cinayet olacağını anlayıp, bu sorumluluktan kaçmalısın.
You're a low-down, cold-blooded, evil junkyard nigger... -..
Sen acımasız, pis bir zenci satıcısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]