Body and soul translate Turkish
566 parallel translation
You should be with us body and soul.
Beden ve ruhunla birlikte bizimle olmalısın.
- You think you own us, body and soul.
- Bizi satın aldığınızı sanıyorsunuz, ruhumuzu ve bedenimizi.
I am similar to you as a person who contains blood, body and soul
Kandan, bedenden ve ruhtan.
That you were sent to destroy man's body and soul and deliver him into hell?
Adamın bedenini ve ruhunu yokedip, cehenneme bırakman için... seni gönderdiğini?
They think they own me, body and soul.
Ruhuma ve bedenime sahip olduklarını sanıyorlar.
Slowly one's mind, like one's body and soul, gives way.
Yavaşça insan aklını, vücudunu ve ruhunu kaybediyor.
Just as man is body and soul... so is the law, letter and spirit.
İnsanın vücut ve ruhtan oluştuğu gibi... yasalar da sözler ve ruhtan oluşur.
Starting at $ 100 a week, we owned you body and soul.
- Haftada 100 dolarla başlayacaksın, bedenini ve ruhunu biz sahiplenicez
In that chest, I found a cure for both the body and soul.
Kurtardığım sandıkta, her ikisini de bir miktar buldum.
Even if I could make out clear every last thing about him... body and soul... had words to tell... don't know as it would help.
Onun bedeni ve ruhu hakkında söyleyebileceğim en son şey... söyleyebileceğim en son şey... kelimeler onu anlatmaya... yetmez.
... - fidelity of wife to husband in body and soul, in things small and large, in joy and in sorrow -
... kadının bütün varlığıyla kocasına sadakati, hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde, kötü günde.
Wants to own me body and soul.
Bedenimle ruhumla sahibim olmak istiyor.
Body and soul and badge.
Gvdesi, ruhu ve rozetiyle ona ait.
We had poor scratching to keep body and soul together waiting for the war to end.
Dişimizi tırnağımıza takıp çalıştık. Savaşın bitmesini bekledik.
Well, just a small one, of course, just to keep body and soul together.
Şey, sadece küçük bir meblağ, kuşkusuz, sadece beden ve ruhumu bir arada tutmak için.
No woman wants to live any way except body and soul with the man she loves.
Bütün ruhu ve bedeni âşık olduğu adamla doluyken hiçbir kadın böyle yaşamayı istemez.
Now, once upon a time, you boys mined enough gold to keep body and soul alive, but not lately.
Bir zamanlar, siz delikanlılar beden ve ruhu canlı tutmak için yeterince altın çıkardınız, fakat son zamanlarda değil.
How can you kill one who is yours, body and soul who is bound to you for generations to come? "
"Bedenin ve ruhun olan birini, gelecek nesiller boyunca... "... sana bağlı olacak birini nasıl öldürebilirsin? "
I feel ít ín my whole body and soul.
Bunu bütün bedenimde ve ruhumda hissediyorum.
Yes, my body and soul are yours.
Elbette! Bedenim ve ruhum senindir.
You feel completely sterilized, body and soul.
Tamamen arınmış hissediyorum, bedenen ve ruhen.
I'm so very strong, both in body and soul but you never give me a task worthy of my strength.
Hem madden hem manen çok güçlüyüm ama bana gücüme layık bir vazife vermedin.
The dissolution of body and soul.
Bedenin ve ruhun sona ermesi.
With Saeko dead... I now yearn for her, body and soul.
O öldü bense bedeni ve ruhunun hasretini çekiyorum.
Fear him more who has the power to ruin body and soul in hell.
Canı da, bedeni de cehennemde mahvedecek güçte olandan korkun.
Both their body and their soul.
Ruhları ve bedenleri her ikiside.
"I'll whip your sinful body and your poor soul, into faith healing."
"Günahkâr vücudunla, zavallı ruhuna kırbaç ve duayla şifa vereceğim."
"Grant them of the fruit of their bodies fair children... " concord of soul and body.
Onları vücutlarının meyvesi ve bedenle ruhlarının birliği olan bir çocuk ile bahşet.
And at 7 a.m., unless a miracle occurs, that gallows will be used to separate the soul of Earl Williams from his body.
Sabah 7'de, bir mucize olmazsa, bu darağacı kullanılacak. Earl Williams'ın ruhunu bedeninden ayırmak için.
Only the body wears the uniform and not the soul.
Üniformayı sadece üstümüze giyiyoruz, ruhumuza değil.
I remain your servant, body and soul.
iki elim kanda da olsa ruhum ve bedenimle hizmetinizdeyim.
You wanted his soul and you've destroyed his body.
Ruhunu istedin ama bedenini yokettin.
Yammering about his body and his soul.
Tek derdiniz ya vücudu ya ruhu!
Unto Almighty God we commend the soul of our brother departed and commit his body to the deep.
Yüce Tanrım, kardeşimizin ruhunu sana, bedenini de derinliklere teslim ediyoruz.
Unto almighty God we commend the soul of our sister departed and commit her body to the ground, in the sure and certain hope of the resurrection unto eternal life.
Kardeşimizin ruhu ulu tanrıya emanet olmak için ayrıldı... Emin ve umut vaat eden sonsuz yaşama kavuşturacak diriliş için bedenini toprağa sunduk.
I'll break his body and what he calls his soul.
Onun bedenini kırıp ruhuna sesleneceğim.
Unto Almighty God we commend the soul of this, our brother departed... and we commit his body to the deep.
Yüce Tanrım, aramızdan ayrılan kardeşimizin ruhunu sana teslim ettik. Bedenini de derinlere bırakıyoruz.
It was Moby Dick... that tore my soul and body until they bled into each other.
O, Moby Dick'ti ruhumu ve vücudumu parçalayan.
A haven for the sick of soul and body.
Hasta ruh ve bedenler için bir cennet.
"which heart to heart and mind to mind, in body and in soul can bind."
"Onu kalp kalbelik, zihin zihinelik, bedende ve ruhta bağlayabilir."
Unto Almighty God we commend the soul of our shipmate departed, and we commit his body to the deep in the sure and certain hope of the resurrection unto eternal life when the sea shall give up her dead in the life of the world to come.
Kudretli Tanrım ; Ölen arkadaşımızın ruhunu yanına yolluyoruz. Ve biz onun bedenini derinliklere yollarken sonsuz hayatta dirileceği umudunu taşıyoruz.
Al Denton, who would probably give an arm or a leg or a part of his soul to have another chance. To be able to rise up and shake the dirt from his body and the bad dreams that infest his consciousness.
Bir şansa daha sahip olmak ayağa kalkıp üzerindeki ölü toprağını silkeleyip atmak ve bilincinin etrafını saran kabuslardan kurtulmak için bir bacağını, kolunu ya da ruhunun bir parçasını bile verebilecek olan Al Denton.
I, Dov Landau... "... do give my body, my brain, my soul and my being... do give my body, my brain, my soul and my being...
Ben, Dov Landau vücudumu, beynimi, ruhumu ve varlığımı vücudumu, beynimi, ruhumu ve varlığımı...
Then, the soul and the spirit war with each other... to gain mastery of the body.
Sonra, nefis ve ruh vücudun efendisi olabilmek için birbiriyle savaşmaya başlar.
A werewolf is a body with a soul and a spirit that are constantly at war.
Kurt adam, nefis ve ruhun sürekli savaş içinde olduğu bir vücuttur.
"And is the life of the soul of less import than that of the body?"
Ruhu orada yatan bedenden daha mı az önemliydi? "
- Your body and your soul, if I demand it!
Hem bedenini hem de ruhunu istiyorum.
Repent your errors and you will save your soul and your body from destruction, as it is God's will.
Yaptığın yanlışlar için tövbe et ve ruhunla bedenin, tanrının isteğiymişçesine harap olmaktan kurtulsun.
Think about your soul's salvation and I'll look after your body's needs.
Ruhunun kurtuluşu hakkında düşün,... ben bedeninin ihtiyaçlarının gidereceğim.
Almighty God, we commend the soul of our dear and pretty sister departed, Katie Elder, into your care, as we commit her body to the ground beside her loved husband.
Yüce Tanrım, aramızdan ayrılan sevgili kızkardeşimiz Katie Elder'ın cenazesini kocasının yanına gömerek, toprağa emanet ederken, ruhunu da sana emanet ediyoruz.
The chasm between the body, which is made of matter, and that which it embodies, namely, the immortal soul.
Vücutlarımız arasındaki sorunlardan oluşmuş bir boşluk ve bunu bünyesinde barındıran kutsal ruh olarak adlandırılan şey.
and soul 16
soul 113
souls 45
soul mate 28
soulless 17
soul mates 27
body fat 19
body parts 18
body language 42
body experience 27
soul 113
souls 45
soul mate 28
soulless 17
soul mates 27
body fat 19
body parts 18
body language 42
body experience 27