English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Buddy with him

Buddy with him translate Turkish

41 parallel translation
Just don't get too buddy-buddy with him.
Onunla fazla içli-dışlı olmamaya çalışın yeter.
You can't get all buddy-buddy with him.
Bütün arkadaşlarını ondan alamazsın.
I'll head up there, get all buddy-buddy with him, take him out clubbing, snap a few racy photos - - he'll tell me about the gun.
Oraya gidip onu kafalar ve bir kulüpte birkaç fotoğraf çektiririm... Sonra silahtan bahsediverir.
He's got his buddy with him.
Yanında da arkadaşı var.
He had his buddy with him.
Yanında da bir arkadaşı vardı.
He had deserted with a buddy, but he'd killed him in a rage over a stolen potato.
O bir arkadaşını terk etmişti, ama diğerleri çalıntı bir patates için öfkeyle onu öldürmüşlerdi.
Hey look, if you don't want to work with this fucking nut for some reason, I'll buddy up with him, all right?
Hey dinle, bir nedenden bu kaçıkla çalışmak istemezsen ben onunla ortak olurum, tamam mı?
Well, like I said, an old buddy of ours, a very close chum, like to meet up with him again.
- Dediğim gibi, eski bir dostumuz. Çok yakınız ve onu yeniden görmek bizi mutlu edecek.
Buddy, you gotta stick right with him.
Buddy, ona yakın kal.
Tell me about a young Buddy in love with a woman who just didn't want him.
Bana onu istemeyen bir kadına aşık olan Buddy'nin hikayesini anlatsana.
Buddy of mine got paroled. I'll send the baggie with him.
Bir arkadaşım tahliye oldu, onunla yolladım.
Oh, ain't this sweet? Don't let him fool you with that buddy-buddy act now.
Şimdi seni kandırmasına izin verme.
I met with Buddy after reading his book and I told him about some of the things going on in your life and how upset it was making you and how nuts it was making me.
Buddy'le onun kitabını okuduktan sonra tanıştım ve ona hayatımızdaki bazı sorunları anlattım ne kadar üzüldüğünü ve beni nasıl çıldırttığını falan.
As soon as we passed that feller with no legs I heard him say to his buddy, " Good Lord!
ayakları olmayan adamı geçer geçmez adamın arkadaşına dönüp şöyle dediğini duydum.
Don't you want to take him over the ridge? This hole in the ground and put him up there with his headless buddy?
Onu tepedeki kutsal toprağa götürüp... kafasız arkadaşıyla birlikte gömmek istemez misin?
You stay with him, buddy. Come on, Maxi.
Ondan ayrılma Stu.
My buddy, raheem, invited me out with him to celebrate.
Arkadaşım Raheem beni kutlamak için dışarı çıkarıyor.
Oh, buddy, I'm in there with him.
Dostum ben onun yanındayım.
He was quitting to be with fellow frescort Barb, which meant he was also quitting Buddy, no matter how much the desperate, delusional man offered to pay him to stay.
Kiralık arkadaş Barb ile arkadaş olabilmek için işten ayrılıyordu. Bunun anlamı, ayrıca Buddy'i de terk ediyordu, hayal kırıklığı içinde ve ümitsiz olan adam, kalması için ne önerdiyse fayda etmedi.
Buddy had tons of crazy dreams, and you helped him with all of them.
Buddy'nin bir sürü çılgın fikri vardı. Ve sen hepsine birden yardım ettin.
It wasn't DiNozzo, but the killer didn't know that, so if I'm him, I'm wondering why my buddy is meeting with a federal agent.
O ajan DiNozzo değildi ama katil bunu bilmiyordu. Ben olsam, arkadaşımın niye bir federal ajanla buluştuğunu merak ederim.
You know, I think Harry Sweeney here wants me to go with him to see our gay navy buddy.
Sanırım Harry Sweeney burada benden donanmadan eski ibne arkadaşını görmek için onunla gelmemi istiyor.
Wasn't Jackson Farnsworth your old college buddy, who was really upset about his divorce so you had to console him instead of going out to dinner with me and my parents?
Bu Jackson Farnsworth boşandığı için morali bozulan ve bu yüzden benimle ve annemlerle yemeğe gitmek yerine onu teselli etmek zorunda kaldığın üniversite arkadaşın değil miydi?
Yeah, I've got to agree with him on that one, buddy.
- Bu konuda ona katılıyorum, dostum.
I mean, are you gonna te him you're hooking'up with his buddy's mom?
Demek istediğim şu ki, Jake'e, kankasının annesiyle yatıp kalkacağını söyleyeceksin, değil mi?
I was with a law school buddy from the mainland,... and I took him to the club.
Ana karadan bir arkadaşımla hukuk okulundaydım ve onu kulübe götürdüm.
Veracruz's buddy, Perez, showed up... and he brought more guys with him - a lot more guys - with a lot more guns.
Veracruz'un sevgili dostu Perez de gelmişti ve yanında adamlarını da getirmişti. Silahlı bir sürü adam!
My buddy's in town with his cousin, and who do you think is with him?
İşte o kankamın kuzeni buraya gelmiş ve bil bakalım yanında kim var?
One buddy shoots him in the bayonet, he goes down, gets back up with his service revolver.
Biri ateş ediyor ve öbürü yere düşüyor..
Your fucking slut friend lures my buddy up into the woods, flirted with him all night, smashes his fucking head in with a rock.
Senin orospu arkadaşın benim arkadaşımı ormana peşine sürüklüyor tüm gece onunla flört ediyor sonra da kafasını bir taşla eziyor.
Ah, the poor guy- - he hasn't been the same since Naomi broke up with him. Hey, buddy.
Ah, zavallı çocuk- - Naomi onu bıraktıktan sonra, kendine gelemedi.
Old dawn patrol buddy asked me to hook his boy up with some heat, so I did him a solid.
Yaşlı adamın biri benden oğlu için bir iyilik yapmamı istedi. Ben de yaptım bir kıyak.
Tell him anything other than that, and you're lying with your buddy.
Eğer bunun dışında bir şey söylersen, arkadaşına katılırsın.
He's my landlord, pay him off with suntans. Your time's up, buddy.
Bronzlaşmaya son vermenin vakti gelmiş müşterimiz.
Buddy, I promise you, as soon as dad gets an apartment, you can stay with him as much as you want.
Tatlım, sana söz veriyorum baban bir eve çıksın, onunla istediğin kadar kalabilirsin.
And I told him, "buddy, I'm a black belt in karate. You really don't want to mess with me."
Sonra ona dedim ki "Dostum benim karatede siyah kuşağım var bana bulaşmak istemezsin".
If you send Buddy across the fence, I wanna go with him.
Eğer Buddy'yi çitin ötesine gönderecekseniz ben de onunla gitmek istiyorum.
And I just spoke to the president, and he was curious about where I was, and I told him that victory rally could wait until I had a chat with my old buddy Geraldo.
Ve biraz önce başkanla konuştum ve nerede olduğumu merak ettiğini söyledi ona zafer toplantısının eski dostum Geraldo'yla konuştuktan sonra yapılabileceğini söyledim.
- After you wrapped up with him, you took the elevator up to the floor under construction, you met up with your other buddy, and you gave him everything he needed.
Onunla işiniz bitince asansörle inşaat halindeki kata çıktınız. Diğer arkadaşınızla karşılaştınız ve ona gerekli olan her şeyi verdiniz.
Drag the bastard around by the lip'til he gets all gassed up with lactic acid, then you take the hook out, look him in the eye, and say, "I was just fuckin'with you, buddy."
Piçi ağzından yakalayıp korku yüreğini kaplayana kadar bekleyip sonra oltayı kaldırıp, gözünün içine bakıp... "Taşak geçiyordum, korkma." demek falan.
No, sir, we're saying that your client took his buddy to a bar, where he got him good and drunk, and he told Nick that he would wait outside to give him a ride, drove him to a pre-dug grave, and then dressed up like he was in ISIS and cut his friend's head off with a knife on video to make it look like an act of terrorism!
Hayır, diyoruz ki müvekkiliniz kankasını bir bara götürüp iyice sarhoş etti Nick'e onu eve götürmek için arabada bekleyeceğini söyleyip onu önceden kazdığı mezara götürdü, IŞİD üyesi gibi giyindi, arkadaşının kafasını bıçakla kesip videoya çekti ve bunu terör eylemi gibi göstermeye çalıştı!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]