But she died translate Turkish
619 parallel translation
But she died right in front of my eyes.
Ama o gözlerimin önünde öldü.
My mama loved me, but she died.
Annem severdi beni ama, o da öldü gitti.
Her name is Otane, too, but she died a long time ago.
Onun adı da Tane..... fakat o uzun zaman önce öldü.
Yes, she worked for my company, but she died.
Evet, atölyemde çalıştı, ama öldü.
But she died without revealing... The very thing they needed to discover. No!
Ama bilmek istedikleri önemli sırrı açık etmeden öldü.
I was married before, you know, but she died.
Daha önceden de evlenmiştim, ama karım öldü.
But she died.
Ama öldü.
Had she lived, I would certainly never had married anyone else but she died and left with one child,
Yaşadı mı, kesinlikle bir daha başka kimseyle evlenemezdim ama öldü ve bir çocuk bıraktı,
Bullet entered right of her navel and lodged in her lumbar spine, but she died of strangulation.
Mermi, alt omurgadan girdi, ama kadın, boğularak öldü.
- But she died in the attack.
- Ama o saldırıda öldü.
I was going to come to Korea myself, so that I could also meet Hee Joo. But when Han Na came back to England... she told me that Hee Joo had died in an accident.
Hee Joo'yu bulmaya gelecektim ama Han Na geri dönüp Hee Joo'nun araba kazasında öldüğünü söyledi.
reading it you will see Jeanne as she really was - not in helmet and armour, but simple and human a young woman who died for her country
Bu tutanaklar sayesinde, gerçek Jeanne'ı keşfedebiliyoruz ; zırhlı ve silahlı haliyle değil, en sade haliyle. Ülkesi uğruna ölen bir kadın olarak.
But she was so young, and she died so cruelly.
Oysa ki o çok gençti ve çok zalimce öldü.
But you had all the bushes rooted out when she died.
Ama o öldüğünde tüm çalıları kökünden çıkarttın.
She died last year, but I never knew her.
Geçen sene öldü ama onu pek tanımıyordum.
She had a good husband, but he died, leaving her with no children.
Düzgün bir kocası vardı. Beyi vefat edince, çocuksuz, tek başına kaldı.
The countess had a son, but he died. She adored him.
Kontes'in bir oğlu vardı ama öldü, Kontes onu taparcasına severdi.
I'm tired of saying it, but I wish she had died... before giving birth to a creep like you.
Bunu demekten bıktım ama keşke senin gibi bir pisliği doğurmadan önce ölseydi.
The child died, but she pulled through.
Bebek öldü ama kendi kurtuldu.
She sensed that something pretty deep was wrong... but before she could get at the truth, he died.
Kay, bir şeylerin yolunda gitmediğini hissediyordu. Ama gerçeğe ulaşamadan önce Mark öldü.
Queen Enid had died, but the rumor that she had given birth to a son continued to plague King Aella.
Kraliçe Enid ölmüştü ama onun bir çocuk sahibi olduğu söylentisi Kral Aella'yı hala rahatsız ediyordu.
But instead... she really died!
Oysa gerçekten öldü.
Saying she died of eviction sounds funny, but it's true.
Çıkarıldığından dolayı öldüğünü söylemek kulağa tuhaf geliyor ama doğru.
But if you knew how she died- -
Ama nasıl öldüğünü bilseydiniz..
But in the end, she died.
Fakat en nihayetinde, hayatını kaybetti.
Just before she died, she sent for my husband but didn't want to see me.
Ölmeden önce, kocamı yanına çağırttı ama beni görmek istemedi.
But as time went on I got used to having her there and when she died I felt so lonely.
Ama zaman geçtikçe onun orada olmasına alıştım ve öldüğünde kendimi çok yalnız hissettim.
I ain't a Mormon. Now, Elizabeth is a headstrong woman, especially since her own baby died two weeks ago, but she's given her consent to be sold.
Elizabeth inatçı bir kadındır,... özellikle iki hafta önce kendi bebeği öldüğünden beri,... fakat satılması için kendi rızasını verdi.
That's what she died of- - Anita Louise. A brain tumor, but it was different.
Anita Louise'de beyin tümörü vardı.
But before she died she taught it to you.
Ama ölmeden önce size öğretti.
Before she died, she said a beautiful but terrible thing...
Ölmeden önce, güzel ama korkunç bir şey söyledi.
Maybe it's not important but before she died, she whispered a name...
Belki önemli bir durum yoktur. Ama ölmeden önce, bir isim fısıldadı.
But why did Elizabeth say her name right before she died?
Neden Elizabeth ölmeden önce onun ismini söyledi?
She was deceived and then abandoned by a man and she gave the child to another family to raise but the baby died from a fever.
Bir adam tarafından kandırıldı ve sonra da terkedildi. Bebeğini büyütsün diye bir aileye verdi ama bebeği ateşli bir hastalık yüzünden öldü.
She had a child but it died in infancy.
Bebeği oldu ama doğar doğmaz öldü.
Mommy says thanks, but she doesn't go to parties since Daddy died.
Annem teşekkür ediyor,... ama babam öldüğünden bu yana partilere gitmiyor.
Natasha died when she was only 14... but I'll never forget her, or what she said about our brothers.
Natasha 14 yaşındayken öldü... ama onu asla unutmayacağım, ve kardeşlerimiz hakkında söylediklerini!
And actually her body was starving, but she didn't know it...'cause she was quite happy eating her chicken, and so she finally died.
Ve esasında vücudu aç kalıyordu ama bunu fark etmiyordu çünkü tavuk yerken gayet mutluydu ve nihayetinde öldü.
And I prayed last night to know why... I lived and she died, but I got no answer to my prayers.
Ve dün gece neden onun öldüğünü benim yaşadığımı öğrenmek için dua ettim ama dualarıma cevap alamadım.
Had she lived I would certainly never had married anyone else but... she died and left with one child,
Yaşadı mı, kesinlikle bir daha başka kimseyle evlenemezdim ama öldü ve bir çocuk bıraktı,
But when she died she went straight to Heaven.
Ve kardeşin öldüğünde dosdoğru, cennete gitti.
I realize this comes as a shock, but she had been exposed, and in 48 hours she would have died anyway.
- Bunun şok edici olduğunun farkındayım ama o yıldıza maruz kalmıştı ve nasıl olsa 48 saat içinde ölecekti.
But Margaret told me something just before she died.
Ama Margaret ölmeden önce bana birşeyler anlattı.
Her husband died, but she's alive.
Kocasının öldüğünü biliyorum ama o yaşıyor.
She died, but didn't hand in her dinner pail.
Öldü fakat yemek tası elinde hâlâ.
She was sure he died in the war, but he lived,
Savaşta öldüğünden emindi ama hayattaydı.
Mary Magdalene died but Mary, Lazarus's sister she lives.
Mecdelli Meryem öldü. Ama Azir'in kardeşi Meryem... hala yaşıyor.
Amanda knew more than she'd let on, but the only clue she'd left me was a reference to Aunt Belle changing her will just before she died.
Amandanın bildiği ama söylemediği bir sürü ipucu vardı ama bana bıraktığı ölmeden önce bana bıraktığı şey Belle teyzemin vasiyetini üç kere değiştirmesiydi.
She died, and... and I never wanted to stay in Reno, but...
Karım öldü ve Reno'da kalmayı hiç istemedim ama... - Kahretsin!
They may say she died of a burst ventricle but I know she died of a broken heart. No, Jasper.
Kendi evödevini kendin yap, Bart!
But after our little girl died she downed more and more, without joy.
Ama küçük kızımız öldükten sonra daha çok içmeye başladı, keyfi olmasa da.
but she's gone 43
but she's not here 34
but she can't 33
but she isn't 30
but she couldn't 19
but she hasn't 17
but she 181
but she didn't 123
but she does 37
but she said no 16
but she's not here 34
but she can't 33
but she isn't 30
but she couldn't 19
but she hasn't 17
but she 181
but she didn't 123
but she does 37
but she said no 16