But she just translate Turkish
3,246 parallel translation
I tried coaxing her out, but she just keeps holding on tighter.
Bilmiyorum. Dışarı çıkması için ikna etmeye çalıştım, ama o daha da sıkı sarıldı.
Okay, I do feel guilty that I made Victoria gain weight, but she just wouldn't stop with the Sir Emmet Lawson talk.
Victoria kilo alsın diye uğraştığım için suçlu hissediyorum ama Sör Emmet Lawson ile ilgili konuşmadan duramadığından.
I called her name a couple of times, but she just lay there. She...
Ona birkaç kez seslendim ama orada öylece yatıyordu.
And I'm trying to keep up, but she just keeps hating me because I can hear.
Ve ben ayak uydurmaya çalışıyorum, ama o benden duyabildiğim için nefret etmeye devam ediyor.
Yeah, just a heads up, she's a little scattered, she might say some things that don't make sense but she insisted on meeting you.
Evet, yalnızca dikkat et, biraz dağılmış durumda mantıksız şeyler söyleyebilir ama seninle tanışmakta ısrar etti.
I wish she was wrong, but... she just never is.
Keşke doğru çıkmasaydı ama hep doğru oluyor işte.
She didn't say where she'd be, but I just reckoned it'd be here.
Nerede olduğunu söylememiş ama burada olacağını düşündüm.
But she was so excited, and I just- -
Ama çok heyecanlıydı ve ben...
You want her spinning up the boys, keep'em pixilated, like Longfellow Deeds, but you just can't stand the thought that she might enjoy it, too.
Karının erkeklerin başını döndürmesini, onları sarhoş etmesini istiyorsun ama bunun karının da hoşuna gidebileceği düşüncesine katlanamıyorsun.
Ja, but then Nina, she changed her mind. She used a handkerchief to stop it bleeding and then she shoved the handkerchief into her purse and she just rushed out.
Ama sonra Nina fikrini değiştirdi ve peçeteyle kanamayı durdurdu ve sonra mendili çantasına tıkıp, aceleyle gitti.
It all fits the MO, but she's just not in there.
Hepsi Emily'e uyuyor ama kendisi orada değil.
She's drained, just like the last two, but there's something new.
Son iki kurban gibi kanı boşaltılmış ama bunda yeni bir şey var.
But I just spent my last $ 7 having a fight with my best friend, who, by the way, isn't available at 3 : 00 PM on a Wednesday to console me about some guy because she, too, has a job!
Son 7 dolarımı harcadım. en yakın arkadaşımla kavga ettim, ki bana bir erkekle ilgili danışmak için zamanı olmayan ve Çarşamba 3'te çalışan biri!
She's probably dead, but she might just be alive!
Muhtemelen ölmüştür ama hâlâ yaşıyor da olabilir!
But based on the lividity, M.E. determined she wasn't murdered in the basement, just dumped there.
Ama cesedin bulunduğu yere bakıldığında, O.D,... şahsın orada öldürülmediği,... yalnızca cesedinin oraya atıldığına karar verdi.
But just now she was a princess!
Ama az öncesine kadar güzel mi güzel bir prensesti!
You can hate me, but can we just set that aside until we know that she's okay?
Benden hayatın boyunca nefret edebilirsin ama onu kurtarana kadar bunu bir kenara koyabilir miyiz?
But if she's here just for my money...
Ama sırf para için geldiyse...
I don't know what's going on, but she didn't mean what she just said, okay?
Ne olduğunu bilmiyorum ama az önce söylediklerini demek istemedi o, tamam mı?
My mom's just wrapping up a call, but she'll be right out, as soon as s- -
Annem şu an telefonla görüşüyor ama görüşmesi biter bitmez buraya...
I usually just, you know, leave her on the curb, but she had some packages she needed help with, so...
Genelde onu kaldırımda bırakırdım ama bazı paketler için yardıma ihtiyacı vardı, ben de...
Look, I'm sorry I ran off, but she's not just some random girl.
Bak, kaçtığım için üzgünüm ama o rastgele bir kız değil.
I mean, but she's just- - she's not intimidated.
Benden korkmuyor işte.
I mean, she knows, but she got feelings just like everybody else.
Aslında biliyor ama onun da hepimiz gibi duyguları var.
I mean, she's super nice and everything, but, man, that breathing machine can just drive you bonkers.
Çok iyidir falan ama o nefes makinesi insanı deli edebilir.
That puts her in a perfect blind spot, But instead of coming out the other side, She just, what, disappears?
Böylece kadın, mükemmel bir şekilde kör noktada kalıyor ama diğer taraftan çıkmak yerine birden kayboluveriyor, öyle mi?
but that's when Maeby became a high school senior for the third time, and then a fourth, and then it just sort of became what she did.
... Maeby lise son sınıfı üç defa okudu. Sonra da dördüncü defa. Daha sonra ise bu durum sıradanlaşmaya başladı.
I-I tried to wake her up, but she was just lying there so helpless, so tired.
Onu uyandırmaya çalıştım,... ama orada öyle çaresiz, öyle yorgun yatıyordu ki.
Or she did, but that was just one year.
Gelmişti de, sadece bir sene işte.
I know it was just a slip, but- - but she said it, Reid.
Dilinin sürçtüğünü biliyorum ama... Ama söyledi Reid.
But she wanted us to get an ultrasound just to be sure.
Ama emin olmak için ultrason istedi.
And she's trying to tell me something, but... but I can only just hear her. What she's saying is...
Bana bir şey anlatmaya çalışıyor, sesini duyuyorum, diyor ki...
A great friend in the trenches. But if you cross her, well, let's just say she'll never forget it, and neither will you.
Çok iyi bir silah arkadaşıydı ama damarına basarsanız bu yaptığınızı unutmadığı gibi size de unutturmazdı.
We were just supposed to be having simple sex, but she has feelings and she wants me to have feelings.
Sadece basitçe seks yapıyor olmamız gerekiyordu ama kız bir şeyler hissediyormuş ve benim de hissetmemi istiyor.
I know the rest of the world just sees her as a serial killer, but to me, she's still that little girl who used to call a suitcase a... a coo-sace.
Dünyadaki herkesin onu bir seri katil olarak gördüğünü biliyorum ama bana göre o hala makarnaya "ikama" diyen küçük bir kız.
But it's not just the funding she's provided, it's the moral support and the encouragement and the friendship.
Ancak, sağladığı şey sadece kaynak değil moral desteği, cesaretlendirme ve dostluk da.
Either she has the most penetrating understanding of human nature, or I'm just shallow as hell, but either way, I'm good.
Hayır, tanıyor. Ya onun insan doğasını anlaması çok kolay Ya da ben cehennem kadar derinim.
Lemon was just testing me, because earlier today I tried to tell her about us, but then she got suspicious and she set me up with Jonah to make sure I don't have feelings for you.
Tamam, öyle... keskin göz. Ama... Gerçek bir randevu değildi.
She had a tough day, but she's, uh, she's gonna be just fine.
Zor bir gün geçirdi. Ama, çok iyi olacak.
You know, that Ellen May... Dumb as a box of rocks, but she's such a sweet girl, and you get her talking, she's just too lazy to shut up.
- Biliyor musun, şu Ellen May çok salak bir kız, ama çok tatlı biri konuşmaya başladı mı susmak bilmiyor.
Now, I know we've promised you all a performance by the incomparable Alicia Keys, but I just got a message from her, and she ain't singing for her supper unless all of our pledge goals are met first.
Hoş geldin. Eşsiz Alicia Keys performans gösterecek diye söz verdik. Ama ondan bir mesaj aldım.
But, as I already told Zoe, she just wanted a jump for her car... which I gave her.
Zoe'ye de söylediğim gibi, Vurdurmaya ihtiyacı vardı arabasının... Ben de yardım ettim.
Because I know she drives me crazy, and her craziness gives me hives, but I need her by my side... preferably this side... because it is, like, super itchy, and she could just, like...
Beni deli ediyor, onun delilikleri bana kurdeşen döktürüyor, ama yanımda olmasına ihtiyacım var. tercihen bu tarafımda... çünkü, bu taraf çok fena kaşınıyor. Ve o da...
Yes, this is all very bad, but doesn't she make you just want to let go?
Evet, bunlar tamamen kötü ama onun şu hâlini görünce her şeyi sallayasın gelmiyor mu?
I want to respect what she's been through, that she just wants it all to end, but she has to participate.
Başından geçenlere saygı göstermek istiyorum ; her şeyin bitmesini istemesine falan, onun da işbirliği yapması gerek.
And I knew she was out of my league, but I kept trying because I just thought if she just got to know me- -
Benim haddime olmadığını biliyordum ama denemeye devam ettim, sırf belki beni tanır diye.
Oh my God, Lana I get, she wants to make me jealous, but are you seriously just getting me back for the scotch? !
Aman Tanrım, Lana anlıyorum, beni kıskandırmak istiyor fakat beni cidden viski için mi geri alıyorsun?
It's just that when we first started this with mom, we approached it like a medical procedure, but these last few times, is it me or was she acting like she was on a date?
Yani ne bileyim annemle bu işe ilk başladığımızda olaya tıbbı bir prosedür gibi yaklaşmıştık ama geçtiğimiz birkaç gündür sanki buluşmaya gider gibi geliyor.
Well, she flicks her toes sometimes, but the doctor thinks it could just be reflexes.
Ara sıra ayak parmaklarını hareket ettiriyor ama doktor bunun refleks olduğunu düşünüyor.
I just got French bombed, and I have no idea what she said, but I think we should tip her.
Biraz önce bir Fransız tarafından bombalandım ve ne dediği hakkında hiçbir fikrim yok ama sanırım bahşiş vermeliyiz.
But... it would just- - just make my heart soar if someone out there saw this and she said to herself,
Şimdi çok mutluyum. Ama... Ama- - birilerinin bunu izleyip kendisine şunları dediğini bilmek gönlümü ferahlatırdı :
but she's gone 43
but she's not here 34
but she can't 33
but she isn't 30
but she couldn't 19
but she hasn't 17
but she 181
but she didn't 123
but she does 37
but she said no 16
but she's not here 34
but she can't 33
but she isn't 30
but she couldn't 19
but she hasn't 17
but she 181
but she didn't 123
but she does 37
but she said no 16